Telegram'dan gelen linke tıklayınca kendisini Silivri Cezaevi'ndeki IŞİD koğuşunda buldu

Telegram'dan gelen linke tıklayınca kendisini Silivri Cezaevi'ndeki IŞİD koğuşunda buldu

Üniversiteye hazırlanan Eyüp Taş'ın hayatı, Telegram'dan gelen bir linke tıklayınca karardı.

Independent Turkish'in haberine göre, IŞİD dosyasında yargılanan sanıklar arasında yer alan Eyüp Taş, kendisine Telegram üzerinden gelen bir linke tıklamış ve kendisini IŞİD mensup ve sempatizanlarının bulunduğu ileri sürülen bir WhatsApp sohbet grubunda bulmuştu. 

Bir gece evde ders çalışırken kapısına Terörle Mücadele Şube'sine mensup polisler geldi ve Taş, apar-topar gözaltına alındı. 

Ailesi İsmailağa Cemaati çevresine mensup olan bir imam-hatip lisesi mezunu Taş, IŞİD ve ideolojisiyle herhangi bir bağlantısı olmadığını savundu ama söz konusu WhatsApp grubuna üye olması "makul şüphe" sayılarak tutuklandı. Silivri Cezaevi'nde, bombalı eylemler gerçekleştiren ya da yurtdışında IŞİD saflarında savaşan örgüt mensuplarının bulunduğu koğuşa konuldu.4 ayı aşkın bir süre burada kaldı. 

Duruşmada, üniversite sınavına hazırlandığını, koğuştaki IŞİD'cilerin Türkiye'yi, dolayısıyla üniversiteleri "kafir" gördüğünü ve ders çalışmasına müsaade etmediklerini söyleyen Taş, tahliyesini istedi.

Telegram'dan gelen linke tıklayınca kendisini Silivri Cezaevi'ndeki IŞİD koğuşunda buldu

"AJAN OLDUĞUMDAN ŞÜPHELENDİLER"

Bu süre zarfında yaşadıklarını Independent Türkçe'ye anlatan Taş, "Cezaevinde herkes birbirini tanıyordu ama ben kimseyi tanımıyordum. Ben cezaevine girmeden önce IŞİD'i bilmezdim. Bana ‘Sen nasıl bilmezsin, biz yeryüzünde hilafet ilan ettik' diye çıkıştılar. Hatta ajan olduğumdan şüphelendiler. Koğuşta ağır cezalar hatta müebbet alanlar vardı. Bombalı saldırılar düzenleyenler, Suriye ve Irak'ta savaşmış kişilerdi" dedi.

Bir hafta gözaltında kaldıktan sonra cezaevine gönderildiğini ve bu süre zarfında duş alamadığını söyleyen Taş, "Cezaevine girdikten sonra beni gören IŞİD'ciler 'Beyt'ül Mal'dan (İslam devletinde, devlet hazinesi anlamına geliyor-Independent Türkçe) havlu, kıyafet ve sabun getirin' dediler ve duş aldım. Toplu halde namaza durduk. Ben namazda ellerimi onlar gibi bağlamıyordum. Onlar selefi olduğu için ellerini yukarıda bağlıyordu ben Hanefi olduğum için aşağıda bağladım. Namaz bittikten sonra hepsi bana baktı ve 'Sen kafirsin' dediler. Başıma bir şey gelmemesi için 'Ben bilmiyorum bana öğretir misiniz' dedim. Tabi kendi kendime 'Bu cezaevine nasıl girdiysen öyle çık' diyordum. Sürekli anlatmaya ve kitap okutmaya başladılar" ifadelerini kullandı.

Telegram'dan gelen linke tıklayınca kendisini Silivri Cezaevi'ndeki IŞİD koğuşunda buldu

"CEZAEVİ, EĞİTİM KAMPI HALİNE GELMİŞTİ, TELEVİZYON SADECE BAĞDADİ ÖLDÜĞÜNDE AÇILDI"

Cezaevinin IŞİD mensupları için tamamen bir eğitim kampı haline geldiğini belirten Taş, "Sabah namazından sonra formda kalmak için spor yapılırdı. Ardından tevhit ve Arapça dersleri gelirdi. Girdikleri operasyonları da anlatırlardı. Bizim koğuşumuzun temsilcisi Forum İstanbul AVM'yi bombalamak isteyen örgüt üyesiydi. Yurtdışında savaşmıştı. Bir süre daha kalsaydım kafayı yiyecektim. Çünkü vicdanımın kirlendiğini görüyordum. Kendilerince koğuşta şeriat ilan etmişlerdi. Müzik dinlemek tamamen yasaktı. Televizyon vardı ama ekranı bir kağıtla kapatılmış ve sesi kısılmıştı. Sadece haberleri takip etmek için altyazılar okunuyordu. Televizyon, sadece IŞİD lideri Ebubekir el Bağdadi öldürüldüğünde açıldı. Hepsi ağlamıştı. Koğuşa her sabah gazete gelir, önce bir sorumlu tarafından gazetedeki kadın resimleri kesilir ardından okumak için verilirdi. Van'da çığ felaketi olup askerler şehit düşünce ya da deprem olunca IŞİD'ciler sevinerek tekbir getiriyorlardı. Bu tür felaketlerin tekrar etmesi için beddua ederlerdi. Bunun çok sıkıntısını çektim. Aynanın karşısına geçerek ağlardım" diye konuştu.

Kaynak - Independent Turkish

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.