Vicdan azabı, 15 yıllık cinayeti çözdü
Orhan Karaoğlan'ı içinde bulundukları aracın emniyet kemeri ile boğduklarını ve daha sonra tanınmaması için cesedi benzin dökerek yaktıklarını söylediler.
İzmir'de, 2005 yılında ailesi tarafından kayıp başvurusunda bulunulan ancak o dönem yapılan araştırmalarda izine rastlanılmayan Orhan Karaoğlan'ın boğularak öldürüldükten sonra cesedinin yakıldığı belirlenmişti. Karaoğlan'ın öldürülmesine ilişkin şüphelilerin yargılanması devam ederken, kan donduran cinayetle ilgili yeni ayrıntılar da ortaya çıktı.
Ortadan kaybolduğu tarihte henüz 24 yaşında olan Orhan Karaoğlan, Denizli'de erkek kuaförü olarak çalışırken, bu işi isteksiz yapması üzerine babası kendine ait aracı Orhan Karaoğlan'a vererek satmasını ve iş kurmak için sermaye yapmasını söyledi. Babasının aracını 13 bin TL'ye satarak İzmir'de H.R.Ş.'ye ait oto galeride Serkan Oğuz (45), Mehmet Yüksel (48) ve Yakup Aldemir (44) ile birlikte gayri resmi oto alım satım işi yapmaya başladı. Bu, Karaoğlan için adeta sonun başlangıcı oldu.
Serkan Oğuz, Mehmet Yüksel ve Yakup Aldemir ile birlikte yaklaşık 3 ay daha oto alım satım işi yapan Orhan Karaoğlan, 2005 yılının Ramazan Bayramı'ndan birkaç gün önce babasına, İstanbul'dan bir araba alıp en geç bayram arifesinde döneceğini söyledi. Oğlundan bir daha haber alamayan baba Karaoğlan, polise kayıp başvurusunda bulundu.
Yaklaşık 15 sene boyunca kayıp olan Orhan Karaoğlan'dan bir iz bulunamazken, 2020 yılının başlarında İzmir Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü Kayıp Şahıslar Büro Amirliğinde kurulan özel ekip, dosyayı raftan indirerek adeta iğneyle kuyu kazdı. Karaoğlan'ın son görüştüğü kişiler olan Serkan Oğuz, Yakup Aldemir ve Mehmet Yüksel'in 15 Eylül 2005 ve 15 Kasım 2005 tarihli telefon kayıtlarını ve baz istasyonu bilgilerini Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumundan (BTK) isteyen İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı, gelen raporla soruşturmayı bu 4 şüphelinin üzerinde yoğunlaştırdı.
“Serkan Oğuz bize zarar veremez”
Şüphelilerden Serkan Oğuz'un Denizli'de oto alım satım işi yaptıkları sırada bir kişiyi birlikte dolandırdıkları iddiasıyla tutuklanan H.K., kendisini ziyarete gelen eski eşi G.A.'ya, “Serkan Oğuz bize zarar veremez. Kendisinin 5-10 yıl kadar önce işlediği bir cinayeti biliyorum. Serkan Oğuz Orhan isimli bir şahsın kafasına silahla sıkarak öldürdüğünü ve cesedi bir yere gömdüğünü bana anlatmıştı” dediği olayla ilgili savcılık iddianamesinde yer aldı.
Olayla ilgili ifadesine başvurulan H.K. ise 2010 yılında Buca Cezaevinde kaldıkları sırada H.R.Ş.'nin kendisine, “Orhan'ı görüyor musun? Bak Orhan kayboldu. Ayağını denk al” dedi. Ben, bunu daha sonra Serkan'a sordum. Serkan bana ‘saçma sapan konuşuyor, boş ver' dedi. Ben de yapmış olduğumuz bu konuşmadan Orhan Karaoğlan'ın Serkan Oğuz ve arkadaşları tarafından öldürüldüğünü çıkardım. Orhan Karaoğlan, uzun süre ortalıkta gözükmüyordu. Bunun da dedikodusu arkadaşları arasında konuşuluyordu” dedi.
“Orhan'dan eser kalmadı”
İddianamede ismi tanık olarak geçen A.A. isimli şahsın Denizli On Nisan Polis Merkezi Amirliğinde başka bir konu nedeniyle şüpheli sıfatıyla ifade verdikten sonra polislere bir cinayetle ilgili bilgi vereceğini söylemesi ise dosyayı raftan indiren ekiplerin işini kolaylaştırdı. Polislere, 2008-2009 yıllarında cinayetin şüphelileri arasında yer alan Mehmet Yüksel ile birlikte aynı cezaevinde kaldıklarını anlatan A.A., “Koğuş arkadaşım olan Mehmet Yüksel sürekli uyuşturucu hap kullanıyordu. Kendisine niçin bu hapları kullandığını sorduğumda bana ‘Abi uyuyamıyorum, rahatsızlıklarım var' dedi. Ben de kendisine ‘Hayırdır anlatmak istediğin bir husus varsa paylaşabilirsin' dedim. Bunun üzerine Mehmet Yüksel, ‘Abi sana anlatacaklarımı sakın kimseye söyleme. Ben bu olay nedeni ile sürekli sıkıntı çekiyorum, sana anlatacağım konu çok önemli' dedi. Ben de kendisine ‘Kesinlikle kimseye anlatmam' diyerek söz verdim. Daha sonra, ‘Hangi yılda olduğunu tam olarak hatırlamıyorum ancak 2000'li yıllarda İzmir'de bulunduğum esnada galericilik yapan Serkan Oğuz ile birlikte İzmir girişindeki Sabuncubeli'ne yakın bir yerde ormanlık alanda Adıyamanlı Orhan isimli birisini ormanlık alanda öldürdük ve yaktık. Orhan'dan eser kalmadı' dedi. Sonrasında ise ‘Sırf bu sebepten uyuyamıyorum. Bu sebepten de uyuşturucu kullanıyorum' dedi. Olay ile ilgili detaylı bilgi almak için birkaç soru daha sordum ancak başka bir bilgi vermedi. Bir de Denizli'de bulunduğu esnada Serkan Oğuz ile birlikte birkaç gazinoyu kurşunladıklarını söyledi” şeklinde ifade verdi.
İfadelerin ardından Serkan Oğuz'un başka bir suçtan tutuklu olduğu ortaya çıkarken, diğer şüpheliler Mehmet Yüksel Denizli'de, Yakup Aldemir ise İzmir'de yakalanarak gözaltına alındı.
“Arabanın emniyet kemerini Orhan'ın boğazına dolayıp sıktı”
Gözaltına alındıktan sonra emniyette verdiği ifadesinde cinayeti itiraf eden Mehmet Yüksel, 2005 yılı sonbahar aylarında Serkan Oğuz ile birlikte alkol aldıkları sırada Serkan Oğuz'un karısı H.O.'ya sarkıntılık yaptığını anlatarak, “Hatta aralarında bulunan alacak verecek meselesinden dolayı Orhan'ın, kendisinin kızını kaçırarak para isteyeceğini öğrendiğini, bu nedenle Orhan'ı ortadan kaldıracağını ve öldüreceğini söyledi. Bunun üzerine ‘Boş ver. Gönder gitsin uğraşma' diye karşılık verdim. Ancak Serkan, bu konuyu kafasına takmıştı ve ‘Ben her şeyi ayarladım. Alkol aldığımız, esrar içtiğimiz bir gün ben Orhan'ı öldüreceğim. Bu konuda bana yardımcı olur musun?' dedi. Bu işe bulaşmak istemediğimi söyledim. Serkan, benden bir gün sonra Yakup Aldemir'e de aynı konuyu anlatmış. Yakup da ses çıkarmamış” dedi.
Bu konuşmalardan yaklaşık 1 hafta sonra Orhan Karaoğlan ile birlikte Serkan Oğuz ve Yakup Aldemir'in Bayraklı'da bulunan oto galerinde hareket ederek uyuşturucu hap, esrar ve alkol alarak, Buca Atatürk Mahallesi alt tarafında bulunan ormanlık yere gittiklerini anlatan Mehmet Yüksel, “Orhan'ın kullandığı haplardan dolayı kendini kaybetmeye başlamıştı. Serkan, Orhan'a hitaben ‘Sen nasıl benim karıma sarkarsın' diyerek küfür etti. Arabanın emniyet kemerini Orhan'ın boğazına dolayıp sıktı. Bu sırada Yakup Aldemir de Orhan'ın ellerini tutuyordu. Bu şekilde Orhan'ı öldürdüler. Ben öldürme olayına karışmadım ama Serkan bana , ‘Seni yakarım artık bu işin içindesin' dedi. Daha sonra aynı araçla hep birlikte cesedi Salihli istikametine götürdük. Aracı ben kullanıyordum. Serkan, yolda bir benzin istasyonundan 1-1.5 litre benzin aldı ve Turgutlu ile Salihli arasında toprak bir yola döndük. Bu yolu 3-4 km devam ettik ve ıssız bir yerde şüpheliler Serkan ve Yakup, Orhan'ı tutarak araçtan indirip 5 metre kadar taşıyarak dere kenarı ile yol arasındaki boşluğa bıraktı. Serkan, aldığı benzini cesedin üzerine döktü ve çakmakla tutuşturarak cesedi yaktı. Daha sonra araçla İzmir'e döndük. Serkan, Orhan'ın cebinden aldığı cüzdanı ve içerisindekileri yırtarak yol üzerine attı. Daha sonra olayı anlatmaması konusunda beni tehdit ederek, ‘Seni yakarım, senin öldürdüğünü söylerim' dedi” şeklinde ifade verdi.
Birbirlerini suçladılar
Diğer şüpheli Yakup Aldemir ise Serkan Oğuz, Mehmet Yüksel ve Orhan Karaoğlan ile birlikte araçta oldukları sırada Serkan Oğuz'un bir anda el frenini çektiğini anlatarak, “Orhan'ın üzerine atladı ve emniyet kemerini Orhan'ın boynuna dolayarak sıkmaya başladı. Bu Mehmet de Orhan'ın kafasını geriye doğru kemerle beraber çekti ve bu şekilde 15 dakika içerisinde Orhan'ın boğarak öldürdüler. Yapmamaları için çaba sarf ettim ancak engelleyemedim. Daha sonra Serkan, aracın bagajından 3-5 litre benzin aldı ve Orhan'ı aracın koltuğundan alıp yere attı. Serkan ve Mehmet, Orhan'ı tutarak 5 metre kadar sürükledi. Serkan, benzini cesedin üzerine boşalttı ve bir kağıt parçası ile tutuşturarak Orhan'ın cesedini yaktı. Ben olaya karışmadım” diyerek, masum olduğunu ve Serkan Oğuz'un suçu kendisinin üzerine atmasından korktuğu için bugüne kadar olayı anlatmadığını söyledi.
Susma hakkını kullandı
Tutuklu bulunduğu cezaevinde ifadesi alınmak istenen Serkan Oğuz ise cinayetle ilgili susma hakkını kullandı.
Şüphelilerden Mehmet Yüksel'in yer gösterimi doğrultusunda Orhan Karaoğlan'a ait yanmış cesedin bulunmasının ardından Serkan Oğuz, Mehmet Yüksel ve Yakup Aldemir, İzmir 6. Ağır Ceza Mahkemesinde, “Tasarlayarak öldürme” suçundan yargılanmalarına devam ediliyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.