Donald Trump hakkında bilmediğiniz 10 şey

Donald Trump hakkında bilmediğiniz 10 şey

Donald Trump’ın seveni çok belki ama sevmeyeni de bir o kadar çok… Kendisi hakkında bir sürü şey duymuş olabilirsiniz. Malum, gündemden hiç düşmüyor ama hâlâ hiç duymamış olabileceğiniz ve sizi güldürecek ya da şaşırtacak bilgiler de var Trump hakkında. İlginç olanları toparladım, e o zaman gelin Molatik olalım...

Kendi annesi göçmen

Kendi annesi göçmen

En başa gidelim. Donald Trump’ın babası emlakçı, annesi de üç kuruşu yokken 18 yaşında İskoçya’dan ABD’ye göçmüş ve zorluklar çekmiş bir kadıncağız. Biliyorsunuz Trump göçmenlere takıntılı. Özellikle Meksika duvarı meselesinde, “Meksika’dan sadece problemli insanlar göç ediyor, ülkeye uyuşturucu getiriyor ve suç işliyorlar. Ayrıca tecavüzcüler” demişti.

Yani genel olarak direkt göçmenlerden hayır gelmeyeceği konusunda kararlı ve yeri geldiğinde ırkçı söylemlerde bulunmaktan da vazgeçmiyor Trump. Hatta olayın daha ileri boyutları da var. New York Times gazetesinde çalışan iki gazeteci bir kitap hazırlamıştı bu konuyla ilgili, ülkenin güneyindeki Meksika sınırından gelen insanları durdurmak amacıyla akılalmaz yöntemler kullanmak istediğini iddia etmişlerdi.

Şimdi hazır olun, ‘yöntem’ olarak sunduğu şeyler arasında insanları elektrik akımına maruz bırakmak, tuzak olarak yılan veya timsah dolu hendekler hazırlamak ve hatta gerektiğinde bacaklarından vurmak falan var.

İronik olan Trump’ın öz annesinin dediğim gibi göçmen olması. Aynı zamanda biliyorsunuz ki First Lady Melania Trump da göçmen. Hayır anlamadım yani, bu nasıl bir nefret göçmenlere karşı? Hele kendi ailesinde göçmenlik hikayeleri varken… Kendi annesini, eşini de mi tuzaklara atacak, elektrik akımı verecek, gerekirse de bacağından vurduracaktı acaba?

13 yaşında ailesi askeri okula göndermiş

13 yaşında ailesi askeri okula göndermiş

Trump daha minnacıkken bitmek bilmeyen disiplinsiz hareketleri ve davranışları yüzünden babası tarafından New York Asker Akademisi’ne gönderilmiş. Washington Post’un, Trump’ın otuzdan fazla çocukluk arkadaşı ve komşuları ile yaptığı röportajlara göre, Trump’ın çocukluğu şimdiki halinin minyatür versiyonuymuş tamamen.

Arkadaşları ve komşuları hep bir öfke sorunu olduğunu ve okulda sık sık problem yaşadığını belirtmiş. Anlatılan anılar arasında Trump’ın okuldaki çocuklara zorbalık yaptığı ve hatta müzik öğretmeninin gözünü morarttığı detayı bile var.

Tüm zorbalıklarına ve öfke sorunlarına rağmen acayip bir özgüvene sahipmiş ve dediğim dedik biriymiş Trump. Daha 18 yaşındayken bir gün çok ünlü olacağına ve tüm dünyanın onu tanıyacağına kanaat getirmiş.

E ne dediyse olmuş, karakterinden de bir gram eksilmemiş anlaşılan. Ama sanki keşke biraz eksilseymiş de kendini hiç büyütemeyen çocuk olarak kalmasaymış...

Aynı babası gibi Trump’ın da beş çocuğu var

Aynı babası gibi Trump’ın da beş çocuğu var

Bazı çocukları çok göz önünde ve herkes tanıyor onları ama neredeyse hiç gündeme gelmeyen çocukları da var Trump’ın.

İlk eşi Ivana Trump’tan hepimizin aşina olduğu kızı Ivanka Trump ve Donald Jr. ile Eric adında iki oğlu var. İkinci eşi Marla Maples’dan Tiffany Trump adında bir kızı daha var. Ve son olarak First Lady Melania Trump’tan Barron Trump adında bir oğlu daha var.

Sağ kolu Ivanka Trump ve Melania Trump'tan olan oğlu Barron Trump’ı tanımayan yok ama geriye kalan üç çocuk hep daha geri planda. Bu arada aynı babası ve dedesi gibi Donald Jr. Trump’ın da beş çocuğu var. Yani diğer çocuklarının da çocukları olduğunu düşündüğümüzde epey kalabalık bir hanedanla karşı karşıyayız.

Tiffany Trump babasının işleriyle tamamen ilgisiz olan tek evladı

Tiffany Trump babasının işleriyle tamamen ilgisiz olan tek evladı

İkinci eşinden olan kızı Tiffany Trump, California'da, babasından ve aile şirketlerinden uzakta büyümüş ve diğer çocuklarına oranla aileden dışlanmış bir figür olarak değerlendiriliyor. Diğer tüm çocukları bir şekilde babasının işlerini yürütüyor. Kimi diğer şirketlerin başında, kimi Trump ismiyle sükse yapıyor.

Öte yandan tüm dünya Tiffany Trump’ın varlığından 2016 yılında Ulusal Kongre’de babası hakkında güçlü bir konuşma yaptığı zaman haberdar olmuş ve ondan sonra arada sırada ailesi ile görüntülenmiş.

Tüm aile bireylerinin içinde sansasyon yaratacak haberlerle anılmayan tek kişi Tiffany Trump diyebiliriz. Moda tasarımı okumuş ve babasının işlerine katılmaya hiç niyeti olmamış, olacağa da benzemiyor.

Trump’ın ikinci eşi yani Tiffany Trump’ın annesiyle sıkıntılı bir boşanma süreci geçirmiş olması ve sonucunda annenin tüm velayeti alarak kızını ülkenin diğer ucunda tüm bu kaostan uzak büyütmüş olması Tiffany Trump’ın alakasız kalmasının en büyük nedeni bence.

Bu arada 18 yaşındayken “Like a Bird” diye de bir şarkı çıkarmış Tiffany Trump ama şarkı hiç tutmamış. Bu da böyle bir detay olsun…

Hollywood Bulvarı’nda Trump’ın da yıldızı var

Hollywood Bulvarı’nda Trump’ın da yıldızı var

Trump, başkan olmadan önce 2004-2017 yılları arasında yayınlanan ve bir grup yarışmacının iş becerilerinin değerlendirildiği bir yarışma programında yer alıyordu. 15 sezon devam eden yarışmanın son sezonuna kadar Trump hem yarışmanın ortak yapımcısı hem de sunucusuydu.

Son sezonda başkanlığa adaylığını koyduğu için ayrıldı ama uzun yıllar yarışmaya acayip bir katkı sağladığından The Apprentice'in yapımcısı ünvanıyla Hollywood Bulvarı’nda yıldızı olan 2 bin 327'nci isim olmayı başardı.

Bu arada, serveti bol biliyoruz zaten ama sırf The Apprentice’da sunuculuk ve yapımcılık yaptığı 14 sezonda 214 milyon dolar kazanmış. Bitmemiş bir de ayrıca marka olan adının daha değerli hale gelmesiyle ürün lisanslamasından birkaç milyon daha elde etmiş.

Hiç alkol kullanmamış ama kendi votka markası var

Hiç alkol kullanmamış ama kendi votka markası var

Trump hiç alkol, sigara veya uyuşturucu kullanmamış. Zaten kendi ağabeyi Fred Trump alkolikmiş ve bu yüzden 40’lı yaşlarında vefat etmiş. İddialara göre Trump’ın ailesinde alkol problemi olan birden çok akrabası varmış bu yüzden kendini bağımlılık yapabilecek şeylerden uzak tutmayı seçmiş.

İyi yapmış etmiş ama Trump’ın hayatındaki ironiler yine bitmiyor. Tüm bu alkol karşıtı tutumuna rağmen 2006 yılında gitmiş kendi votka markasını çıkarmış. Şişenin üstüne kocaman bir ‘T’ tasarlatmış ve “Çok güzel paketlenmiş, şahane bir ürün” diye tanıtmış.

Ne yazık ki, tüketiciler Trump ile aynı fikirde değilmiş belli ki çünkü “Trump Votka” diye adlandırdığı ürününün üretimi yetersiz satışlar nedeniyle 2011'de durdurulmuş…

Kendi kutu oyunu olan tek başkan

Kendi kutu oyunu olan tek başkan

1989 yılında Trump, “Trump: The Game” adlı bir kutu oyunu çıkarmış. Resmen el atmadığı sektör yok, servetini çoğaltmak için elinden ne geliyorsa yapmış daha ne yapsın? Ben böyle istikrar görmedim harbiden.

Neyse, oyunun tanıtım yazısı şöyle;

“İmparatorluğunuzu inşa etmek ve bu eğlenceli Trump oyununda en çok parayı biriktirmek istiyorsanız "Donald Trump" gibi hareket edin. Popüler yarışma "The Apprentice" ı temel alan bu yüksek bahisli oyun, rakiplere karşı teklif vermenizi sağlar. Stratejinizi seçin: Zengin getiriler elde etmek için muhafazakar oynayın ya da agresif olun ve en büyük ödüllere sahip kartlara ulaşın. Amaç, tüm anlaşmalar yapıldıktan sonra, en çok parayı kazanmak. Trump adına sahip bir oyunun başka bir amacı olabilir miydi?”

Yine süper özgüvenli tanıtım yazısından ve kendi isminin altını inatla çizmesinden hırsı çok iyi anlaşılıyor bence.

Ne yazık ki, aynı votka serüveninde olduğu gibi 2 milyon satması beklenen oyun 800 bin satmış ve aynı şekilde o da tedarikten kaldırılmış bir süre sonra. Yine de tarihte kutu oyunu olan tek başkan mı? Vallahi aynen öyle.

El sıkışmayı ‘barbarca’ buluyor

El sıkışmayı ‘barbarca’ buluyor

Çokça denk gelmişsinizdir Trump’ın değişik el sıkma tekniklerine… “İnsanların elleri pis, bakteri dolu” diye düşündüğünden hiçbir zaman el sıkışmayı sevmemiş Trump.

Ta 1999’da başkanlığa adaylığını koymayı ilk düşündüğü zaman Time ile röportajında el sıkışmayı ‘barbarca’ bulduğunu belirtmiş. Ve daha sonrasında başkanlık kampanyası süreci boyunca birçok insanla el sıkıştığı için çok rahatsız olduğunu söylemiş.

Başkan olduğu günden beri el sıkma tekniği sürekli manşetlerde. Çünkü bir garip yani. Sanırım karşısındaki kişinin kolunu ip olarak hayal ediyor ve halat çekmece oynuyormuşçasına vücuduna yakın bir şekilde sertçe kendisine çekiyor…

'Amerikan toplumunun laneti' olarak adlandırdığı el sıkışma meselesini ne yazık ki bir şekilde kendine uyarlamak ve başkan olduğu süre boyunca kendi yöntemleriyle el sıkmaya devam etmek zorunda. Çünkü medeniyet göstergesidir, saygı belirtisidir bu yani.

Neyse, başka bir açıdan bakarsak Corona süreci hepimizi mahvetti ama Trump’ı bu açıdan sevindirmiştir herhalde. Kına yakmıştır muhakkak “Oh be el sıkışmayacağım artık, zaten bundan sonra da sıkışmaz kimse” diye!

İkinci en pahalı düğün pastası rekoru onlarda

İkinci en pahalı düğün pastası rekoru onlarda

En pahalı düğün pastası rekorunu Kate Middleton ve Prens William kırmıştı. İki pasta yaptıran çiftin her iki pastası da 80 bin dolara mal olmuştu. İkinci en pahalı pastayı da Melania ve Donald Trump’ın düğününde görme şerefine eriştik.

Trump’ların yaptırdığı pasta ise 50 bin dolara mal olan 200 kiloluk bir pastaydı. Paraya para demeyen ikili için normal diyeceğim de biraz gösteriş gibi oluyor bence 350 kişinin katılacağı düğünde 50 bin dolara pasta yaptırmak.

Kate Middleton ve Prens William’ın pasta için verdiği para az mı sanki diyorsanız, hayır değil ama onların düğününde 2 bin 500 kişiden fazla davetli vardı ve ‘royal’ düğündü o…

Trump, ABD tarihindeki en zengin başkan

Trump, ABD tarihindeki en zengin başkan

Yıllar içinde servetinde düşüş gösterdi belki, hatta Forbes listesinde her sene daha aşağılarda yer alıyor ama ne olursa olsun değişmeyen tek gerçek Trump’ın Amerika’nın ilk milyarder başkanı olduğu…

Belki siz de benim gibi Trump hakkında sürekli tartışmalı siyasi ve politik manşetler görmekten sıkılmış ve Trump hakkında ne var ne yok diye merak etmişsinizdir diye şöyle bir toparlayıvereyim dedim.

Trump’ın geçmişinin şu an olduğu karakterde etkisi büyük bence. Acayip hırslı, gözü kara ve ayrımcı yaklaşımlarının yanında öz güveni tavan gibi takılıyorsa da büyük bir öz güven eksikliği var gibi geliyor bana. Sürekli bir kendini kendine ve etrafa kanıtlama çabası içinde.

Saçlarıyla bu kadar uğraşması da kanıtı dermişim. Ne derler; sürekli saç değişip, saçıyla oynayan insanda muhakkak vardır bir sıkıntı!

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.