İran'ın tarihi rekor kıran dolarla başı dertte
İran'da, tarihi rekoru kırarak 20 bin seviyesinin üstüne çıkan dolar kuru nedeniyle fiyatlar artarken hükümet attığı yeni adımlarla dövizi dizginlemeye çalışıyor.
İran'da hükümetin 4 bin 200 tümen olarak sabitlediği dolar kurunun, serbest piyasada 20 bin tümenin üstüne çıkması yaptırımlarla zor günler geçiren ülke ekonomisi üzerinde olumsuz etki oluşturuyor.
İran Sanayi, Maden ve Ticaret Bakanlığı, ihracattan elde ettikleri dövizi ülkeye geri getirmeyen iş adamlarının ticari kartlarının askıya alınacağını açıkladı. Bakanlığın açıklamasında temmuz sonuna kadar Merkez Bankasının belirlediği programa göre ihracattan kazandıkları dövizi ülkeye getirmeyenlerle ilgili yeni adımların atılacağı hatırlatıldı.
İran Liderliği Ofisi Ekonomi Grubu Başkanı Ali Aga Muhammedi, Merkez Bankası'nın piyasaya nakit döviz sürerek döviz piyasasını kontrol edebilecek güçte olduğunu savunarak, "Merkez Bankası, her zamankinden daha güçlüdür. Rezervleri de piyasaya müdahale edecek kadar var. Piyasaya nakit döviz sürse dalgalanmalar durur. Mevcut durumun çözülebileceğini düşündüğü için bunu yapmıyor." görüşlerini paylaştı.
Merkez Bankası Başkanı Abdunnasır Himmeti ise devlet televizyonuna yaptığı açıklamada, "Kimse bizden piyasaya döviz sürmemizi beklemesin. Bu ABD'nin bir tuzağıdır. Bizim için önemli olan piyasa istikrarıdır. Son 2 yılda 72 milyar dolarlık ihracat gerçekleşti, bunun 45 milyar doları ülkeye geri geldi. İhracatçılar temmuzun sonuna kadar kalan 22 milyarı da ülkeye getirmelidir." dedi.
Başkent Tahran'da döviz piyasasının merkezi konumundaki Firdevsi Caddesi de kurdaki dalgalanmalar nedeniyle hareketli ancak aynı hareketlilik alış ve satışta yaşanmıyor. Döviz kurundaki belirsizlik nedeniyle birçok dövizci işlem yapmıyor. Seyyar dövizciler ise acil dolar ya da euro ihtiyacı duyan vatandaşlara daha yüksek kurdan satıyor.
Firdevsi Caddesi'nde bulunan birçok döviz bürosunun camında "Döviz alış ve satışımız yoktur. Lütfen sormayınız" ve "İkinci bir emre kadar faaliyetlere ara verilmiştir" yazıları dikkati çekiyor. Ayrıca İran hükümetinin, "usulsüzlük yaptıkları" ya da "yasalara aykırı faaliyet gösterdikleri" gerekçesiyle kapattığı döviz dükkanları da göze çarpıyor.
Döviz bürosu sahipleri, hükümetin "sıkı döviz politikası" nedeniyle konuşmak istemezken seyyar dolar ve euro satan Murtaza Vahabzade, AA muhabirine yaptığı açıklamada yükselişin arz ve taleple bağlantılı olduğunu söyledi.
Ülkede tüm ürünlerin fiyatının doların yükselişinden etkilendiğini dile getiren Vahabzade "Ülkemizde doların yükselişi ekmek dışında her şeye etki ediyor. Dolar 20'ye çıktığı için fiyatları yükseltenler kurun tekrar düşmesiyle fiyatlarda herhangi bir oynama yapmıyor. Halkın geçim şartları da ağırlaşıyor. Bundan sonra da doların yönü yukarıya doğru olacaktır." diye konuştu.
Emekli Hüseyin Purahani de döviz kuru nedeniyle her şeyin pahalılandığından ancak maaşlarının aynı kaldığından şikayet ederek, "Taksi ücretleri 3-4 tümenden 8-9 tümene çıktı. Devlet hastanelerinde 20 tümen olan tahlil özellerde 130 tümen. 35 yıldır sigortam var fakat fayda etmiyor." dedi.
Yaşananların ABD yaptırımlarıyla alakası olmadığını savunan Purahani, şöyle konuştu:
"Sorun kendi içimizdedir. ABD'nin bize bir etkisi yok. Hükümet sürekli olarak enflasyonun ve doların önlemini aldık diye açıklama yapıyor fakat dolar sürekli yukarı çıkıyor. Beyaz eşya ve ev eşyaları bundan etkileniyor, fiyatlar uçuyor. Bu ülkede dar gelirliler ne yapsın? Doların yükselmesi halkın yaşamını çok etkiliyor."
İran'da 1 ABD doları, ocak ayında 13 bin 350 tümen civarında işlem görüyordu. ABD'nin nükleer anlaşmadan çekilmesinden sonraki 25 aylık süreçte ise tümenin dolara karşı değer kaybı yüzde 200'ü buldu.
Mali Eylem Görev Gücü'nün (FATF) İran'ı şubat ayında kara listeye alması döviz kurunu etkilemişti ancak Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) Yönetim Kurulunun 19 Haziran'da İran'ın erişim izni vermediği 2 tesisin "denetime açılması" kararı da yükseliş trendini hızlandırdı. Tasarıyı sunan İngiltere, Almanya ve Fransa yaptıkları ortak açıklamada AB'nin İran'a yönelik silah ambargosunun 2023'e kadar devam edeceğini bildirmişti.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) tarafından İran'a karşı uygulanan silah ambargosunun sona ereceği ekim ayından önce yaşanan bu gelişmeler İran'ın ekonomisini ciddi olarak etkiliyor. Bu arada İran'ın Güney Kore'den petrol karşılığı alacağı olan yaklaşık 9 milyar doları ABD yaptırımlarından dolayı alamamasının da döviz kurunu etkilediği belirtiliyor.
Hükümetin 4 bin 200 olarak belirlediği sabit kurla sübvanse ettiği bazı ürünleri listeden çıkarmasının da doların artışına neden olduğu ifade ediliyor.
İran'da 1 ABD dolarının Nisan 2018'de 4 bin tümen seviyelerinden 6 bin 100 tümene çıkması Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani hükümetini harekete geçirmişti. İran Merkez Bankası, tümenin döviz kurlarına karşı değer kaybını önlemek amacıyla 10 Nisan 2018'de doları 4 bin 200 tümen olarak sabitlemiş ve ülkede devlet kuru ve serbest piyasa kuru olarak iki ayrı döviz kuru ortaya çıkmıştı. Ülkedeki ithalatçılara devlet kurundan döviz tahsisi yapılmıştı.
ABD yönetiminin Mayıs 2018'de Kapsamlı Ortak Eylem Planı (KOEP) olarak adlandırılan nükleer anlaşmadan tek taraflı çekilerek, İran'a yönelik yaptırımları geri getirmesinin ardından, 26 Eylül 2018'de 19 bin tümene çıkarak tarihi seviyesini gören dolar, daha sonraki süreçte 10 bin 300 tümene kadar inmişti. İran'da dolar kuru, Eylül 2018'de gördüğü tarihi zirvenin ardından 18 Haziran'da ilk kez yeniden 19 bin tümen sınırına yaklaşmıştı.
Doğrudan yabancı yatırımlar geçen yıl 1,5 milyar dolara indi
Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı'nın (UNCTAD) 16 Haziran'da yayımladığı raporda, İran'daki doğrudan yabancı yatırımların geçen yıl 1,5 milyar dolara gerilediği belirtilmişti. Ülkeye doğrudan yabancı yatırımlar 2017'de 5 milyar doları aşmış 2018'de ise 2,3 milyar dolara inmişti. İran Cumhurbaşkanı Ruhani, yaptırımların İran'a döviz gelirleri ve yabancı yatırımlar açısından 200 milyar dolara mal olduğunu söylemişti. Bütçe ve Planlama Kurumu Başkanı Muhammed Bakır Nobaht ise 2 Haziran'da mecliste yaptığı sunumda, ülkesinin 2011'de 119 milyar dolar olan yıllık petrol ve doğalgaz gelirlerinin geçen yıl 8,9 milyar dolara kadar indiğini açıklamıştı.
AA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.