“Tarihte birçok örneği var fakat hükümetler hazırlıklı değil”
Genel Yayın Yönetmenimiz Uğur Özteke, İtalya’da yaşan ve BBN Haber’in temsilciliğini yapan Serap Mumcu ile yaptığı canlı bağlantıda son gelişmeler hakkında bilgi aldı. İtalya’daki koronavirüs vakalarını ve son durumu değerlendiren Mumcu, umut verici gelişmelerin yaşandığına dikkat çekerek güzel haber beklediklerini söyledi. Karantina süresinin uzadığını belirten Mumcu, “İtalya’da toparlanma gözlemlendi. Önceki gün İtalya için önemli bir gün olan Paskalyaydı ve insanlar bu süreci evlerinde geçirdi. Veriler oldukça düşük geldi, umut verici bir gelişme oldu. Ama bu durum yeni bir dalganın habercisi m, henüz bilemiyoruz. Karantina 13 Nisan’dan 3 Mayıs’a kadar tekrar uzatıldı. Bu süreç içerisinde hükümet ile bölgesel yönetimler arasında bazı zıtlaşmalar var. Bölgesel yöneticiler bir an önce kapıları açmak istiyorlar. Çünkü ekonomi çok ciddi hasar gördü. Ama hükümet kanadı da beklenmesi gerektiğini ve bu sorundan tamamen kurtulması fikrindeler” dedi.
“BÖLGESEL YÖNETİM VE HÜKÜMET ARASINDA ÇATIŞMA VAR”
Bölgesel yönetimler ve hükümet arasında çatışma olduğunu da sözlerine ekleyen Mumcu, bölgesel yönetimlerin dağılan ekonomiyi toparlama taraftarı olduğunu aktardı. Mumcu, “Bölgesel yönetimler üretime dönülmesi taraftarı, hükümet ise karantina sürecini sıkı bir şekilde uygulama taraftarı. Yani İtalya'daki yaşanan gelişmelerin Türkiye’dekinin tam tersi olduğunu söyleyebiliriz. Ama ne olursa olsun hükümetin aldığı karar son karar oluyor. Fakat bölgesel çapta tabi ki özellikle bölge yöneticilerinin sorumluluk ve yetkileri dahilinde yapabilecekleri ölçüde kararlar alabiliyorlar. Mesela bizim Veneto eyaletinin başkanı Zaia 'Benim Venetolularım yürüyebilirler, durum biraz daha düzeldi' dedi. En azından evden dışarıya çıkabileceğiz. Bu anlamda bir serbestlik tanındı” şeklinde konuştu.
“ÖLÜM SAYILARI ARTTI İNSANLAR GERÇEĞİN FARKINA VARDI”
İtalyanların koronavirüs salgının en başında durumun ciddiyetini algılamadığını belirten Mumcu, sözlerine şöyle devam etti; “İtalya biraz daha dünyanın merkezinde Akdeniz'in tam ortasında bir ülke. Doğrudan İtalya’da çıkmış olması aslında bütün dünyanın İtalya ile deneyim kazanmasına neden oldu. Evet, İtalyanlar da başta inanmadılar fakat doğrudan halkı suçlamak yanlış. Bilim adamları, 'Yılda 8 bin insan normal bir soğuk algınlığından bile ölüyor, koronovirüsün o kadar bir etkisi yok, biz bu kadar etkilenmeyeceğiz' gibi pek çok açıklama yapıyorlardı. Hatta bazı muhalefet liderleri ve belediye başkanları halkla birlikte bazı lokallere gidip birlikte içecek bir şeyler aldılar. Korkmayın, sosyal hayattan kopmayın gibi mesajlarda verdiler. Yani ilk başta kimse durumun farkına varmadı. Bir anda iki haftalık bir sürecin ardından, ölüm sayısı çok fazla yükseldi. İnsanlar korkuyla birlikte gerçekliğin farkına vardılar. Çünkü koronavirüsün İtalya'da neredeyse yüzde 10'un üzerinde bir öldürücü etkisi oldu. Dolayısıyla herkesin en büyük korkusu ailesine, sevdiklerine, aile büyüklerine bulaştırmak oldu. Ama buna rağmen 40-50 bin ceza vakası oldu. Çünkü insanlar her şeye rağmen kurallara uymayıp dışarı çıkmaya devam ettiler.”
“REKOR 1 GÜNDE 70 BİN CEZA”
Hükümetin kurallara uymayanlara yönelik 4 yüz Euro ile 3 bin Euro’ya kadar cezaları uyguladığını belirten Mumcu, “Bu cezalar bütçeyi ciddi sarsan cezalar. Hele ki şu ortamda, insanların büyük bir kısmının çalışamadığı, dikkatli olması gerektiği bir dönemde bu cezalar bütçeyi sarsar nitelikte. Bir gün içerisinde 70 bin tane ceza kesildiği oldu. Buna rağmen halk kurallara uymakta oldukça zorlandı” diye konuştu.
“İSPANYA 2 HAFTA GEÇ GELİYOR”
İspanya’daki vaka sayılarının İtalya’yı geçtiğini söyleyen Mumcu, ‘İtalya ve İspanya'da pik yaptı ve düşüş başladı mı?’ sorusuna şu şekilde yanıt verdi; “İtalya için evet diyebilirim. Ancak İspanya için biraz daha bekleyeceğiz. Çünkü İspanya İtalya'dan bir iki hafta daha geç geliyordu. Ne yazık ki orada da vaka sayısı çok hızlı yükseldi ve İtalya’yı aştı. Eğer sonuçlar böyle devam ederse İtalya pik yaptı diyebiliriz. İnsanlarda karantinaya alıştı çünkü hastalığın bulaşması bunu aileye de götürmek demek. Bir kişinin hastalanması bir saat içerisinde sosyalleşme oranına göre 60-70 kişiyi bile etkileyebiliyor. Dolayısıyla mecburen karantina sürecine alışacağız. Ben kendi adıma söyleyeyim, evden çıkıp da alışverişe gideceğimiz günlerde bile çok büyük bir hazırlık oluyor. Şuan dışarıya çıkmak çok büyük mesai isteyen bir hal aldı. Ön hazırlık gerektiren bir durum oldu.”
“YARDIM SONRASI TÜRKİYE HABERLERİ DAHA ÇOK ÇIKMAYA BAŞLADI”
İtalyanların genellikle Avrupa’yı takip ettiğini belirten Mumcu, “İtalyanlar genellikle kendi dünyaları olan Avrupa'yı çok takip ediyorlar. Onun haricindeki dünyayı çok tanımıyorlar. Almanya, İspanya gibi civarındaki ülkeler İtalya'nın çok gündeminde. Kendileriyle çok fazla kıyaslıyorlar. Yani İspanya onlar için kardeş ülke. Tıpkı bizim Azerbaycan'a karşı hissettiğimiz samimi duygular gibi. Onlar da aynı duyguyu İspanya’ya besliyorlar. Fransızlar ve Almanlarla biraz daha soğuklardır. Onlarla da rekabet gereği çok yakından takipleşme var. Kendilerine sempatiyle yaklaşan herkese karşı İtalyanlarda daha ilgililer. Mesela Türkiye İtalya'ya sağlık malzemeleri yardımı gönderdi. Bu süreç içerisinde Türkiye haberleri daha çok çıkmaya başladı” ifadelerine yer verdi.
HÜKÜMETLER HAZIRLIKLI DEĞİL”
Salgın hastalıkların uzun yıllardır var olduğunu fakat son yıllarda görülmemesinden dolayı devletlerin hazırlıklı olmadığını da belirten Mumcu, bazı kararların ciddi sorunlara yol açabileceği vurgusunu yaparken tarihten örnekler verdi. Mumcu, “Aslında Türkiye, İtalya'yı çok yakından takip eden bir ülke. İtalya'da karantina kararı akşam saatlerinde duyurulmuştu ve iki bölgenin kapatılması kararı verilmişti ve o bölgelerde yaşayan güneyliler tren istasyonlarına doluşup güneye inmeye çalışmışlardı. Çünkü kapılar kapanmadan ailelerine ulaşmak istediler. Mesela o kararın o saatte duyurulması yanlış bir şeydi. Bunun örneği İtalya’da görüldü. Bu yanlış virüsün 2 hafta içerisinde bütün ülkeye yayılmasına mâl oldu. Özellikle akşam saati böyle bir kararı ilan etmek çok uygun değil çünkü insanlar yarın ben ne yapacağım, çocuğuma ne yedireceğim düşüncesinde ve maddi durumu yetersiz insanlar da var. Tarihte bu olaylar çok fazla yaşandı örnekleri var ama uzun bir süredir yaşamadığımız için hükümetler bununla ilgili nasıl bir tedbir alacakları konusunda hazırlıklı değiller.
Bu süreç Türkiye için çok büyük bir ders olmalı. Özellikle bir karar verirken yerel yönetimlerle devletin bir arada uyum içerisinde karar alması çok önemli. Herkesi etkileyen ve birleşik olunması gereken bir süreci yaşıyoruz. Milano Üniversitesi'nin yaptığı araştırmalara göre İtalya'daki pozitif veri vakası sayı olarak 5 milyon civarı olduğu söyleniyor. Bizim bu gün gördüğümüz resmi rakamlara yansıyan 53 bin civarında. Demek ki tespit edilebilenlerin haricinde semptomları çok fazla göstermeyen insan olduğu için bu nedenle test yaptırmayan da çok var. Bu süreçte el ele vererek birlik olmamız gerekiyor” diye konuştu.
“HER KANALDA KORONAVİRÜS HABERİ VAR”
Türkiye’deki medya kuruluşlarının sürekli koronavirüs haberlerine ağırlık verdiğini söyleyen Özteke, Serap Mumcu’dan İtalya’daki medyanın durumunu değerlendirmesini istedi. Mumcu ise soruya şu şekilde yanıt verdi; “İtalya en başından beri koronavirüsten en çok etkilenen ülke ve çok yüksek oranda ölüm vakası mevcut. Amerika ile kıyasladığımız zaman 66 milyon nüfusu olan bir ülke için iki ay içerisinde ölüm çok fazla. Dolayısıyla İtalya bu anlamda her yerde koronavirüs haberleri veriyor. Tüm medya koronavirüsten bahsediyor. Ben medyayı bir yandan telefondan, internetten ve televizyondan üç ayrı şekilde takip etmeye çalışıyorum. Televizyonu normal zamanda açmamaya çalışıyorum çünkü her kanalda elimizi nasıl yıkayacağımızdan, başkaları ile nasıl sosyalleşeceğimizden bahsediyor. Karantina sürecinde yaşayan insanların yapması gereken kendisi adına gerekli bilgileri aldıktan sonra tamamen gündemden uzaklaşmak ve psikolojisini yükseltecek, bağışıklık sisteminin çökmesini engelleyecek şeyler yapmak. Çünkü zaten bu hastalığın en vurucu etkisi bağışıklık sistemi zayıf insanlar üzerinde oluyor. Dolayısıyla da bizim yüksek moralli olmamız gerekiyor, sağlıklı olmamız gerekiyor, ev şartlarında da olsa spor yapmamız gerekiyor, gülmeyi unutmamamız gerekiyor. Acı haberleri günün belli bir saatine sıkıştırıp bakmamız gerekiyor. 22 Şubat’tan beri bu sürecin içerisinde olduğum için kendimdeki durumu gözlemledim. İlk iki hafta hiç bir şey yapmadım sadece haberleri takip etmekten, panik içinde yaşamaktan her şeyden korkmaktan gerçekten son derece sağlıksız bir süreç yaşadım. Bu nedenle hayatımı buna göre değiştirdim. Herkesin de bu şekilde yapmasını tavsiye ediyorum.” BBN HABER
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.