Üçlü zirve sonrası ilk açıklama
"Suriye" konulu Türkiye-Rusya Federasyonu-İran Üçlü Videokonferans Zirvesi sonrası yapılan ortak açıklamada liderler, Suriye'de mevcut durumu ele alarak, 16 Eylül 2019'da Ankara'daki son toplantılarından sonra kaydedilen gelişmeleri gözden geçirerek, mutabakatları ışığında üçlü eş güdümü artırma yönündeki kararlılıklarını yineledi.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'nin videokonferans yöntemiyle katıldığı Astana Formatında Türkiye-Rusya Federasyonu-İran Üçlü Zirve'nin ardından ortak açıklama yayımlandı.
Açıklamaya göre liderler, Suriye'de mevcut durumu ele alarak 16 Eylül 2019'da Ankara'daki son toplantılarından sonra kaydedilen gelişmeleri gözden geçirdi ve mutabakatları ışığında üçlü eş güdümü artırma yönündeki kararlılıklarını yineledi.
Birleşmiş Milletler (BM) Şartı'nın amaç ve ilkelerinin yanı sıra Suriye'nin egemenliğine, bağımsızlığına, birliğine ve toprak bütünlüğüne olan kuvvetli taahhütlerini vurgulayan üç lider, bu ilkelere evrensel düzeyde saygı gösterilmesi ve kim tarafından gerçekleştirildiğine bakılmaksızın, hiçbir eylemin bu ilkelere halel getirmemesi gerektiğine dikkati çekti.
Liderler bu bağlamda, gayrimeşru öz yönetim teşebbüsleri dahil olmak üzere, terörle mücadele kisvesi altında sahada yeni gerçeklikler yaratılmasına dair her türlü girişimi reddederek Suriye'nin egemenliği ve toprak bütünlüğünün yanı sıra komşu ülkelerin milli güvenliğine de halel getirecek ayrılıkçı gündemlere karşı durma yönündeki kararlılıklarını ifade etti.
Suriye'nin kuzeydoğusundaki durumun da ele alındığı Zirve'de, bu bölgede güvenlik ile istikrarın ancak Suriye'nin egemenliğine ve toprak bütünlüğüne saygı temelinde sağlanabileceği vurgulandı ve liderler bu doğrultuda çabalarını koordine etmede anlaştı.
Suriye'ye ait olması gereken petrol gelirlerine yasa dışı şekilde el konulmasına ve transfer edilmesine yönelik itirazlarını beyan eden liderler, uluslararası insancıl hukuk uyarınca sivillerin ve sivil altyapının korunmasını sağlarken, DEAŞ, Nusra Cephesi ve El Kaide veya DEAŞ bağlantılı tüm diğer bireyler, gruplar, teşebbüsler ve oluşumlar ile BM Güvenlik Konseyi tarafından terörist olarak tanımlanan diğer grupların tamamen ortadan kaldırılması amacıyla aralarındaki iş birliğini sürdürme kararlılıklarını teyit etti.
İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi'ndeki durumun da etraflıca gözden geçirildiği Zirve'de, İdlib'le ilgili bütün anlaşmaların tüm unsurlarıyla hayata geçirilerek sahadaki sükunetin temininin gerekliliği vurgulandı.
Uluslararası topluma çağrıda bulunuldu
Kovid-19 salgınının beraberinde Suriye'nin sağlık sistemi ile sosyo-ekonomik ve insani durumu bakımından büyük bir sınama getirdiğini kabul eden Erdoğan, Putin ve Ruhani, Suriye'deki insani durum ve salgının etkisine dair duydukları derin endişeyi dile getirdi.
Özellikle Kovid-19 salgını karşısında, uluslararası hukuka, uluslararası insancıl hukuka ve BM Şartı'na aykırı tüm tek taraflı yaptırımları reddeden üç lider, Suriye halkının acılarının hafifletilmesi amacıyla Suriye genelinde hızlı, güvenli ve kesintisiz insani erişim sağlanmasına yönelik gereksinimi vurguladı.
Ayrımcılık, siyasallaşma ve ön koşullar olmaksızın, Suriye'ye yapılan yardımı artırmaları için başta BM ve bağlı insani kuruluşları olmak üzere, uluslararası topluma çağrıda bulunulan zirvede, Suriye ihtilafına askeri çözüm getirilemeyeceğine ve ihtilafın yalnızca Suriyelilerin öncülüğünde ve sahipliğinde, BM'nin kolaylaştırıcılığında, BM Güvenlik Konseyi'nin 2254 sayılı kararıyla uyumlu bir siyasi süreç yoluyla sona erdirilebileceğine dair inanç da teyit edildi.
Bu bağlamda, Astana garantörlerinin belirleyici katkısı ve Soçi'deki Suriye Ulusal Diyalog Kongresi kararlarının uygulanması sonucunda Cenevre'de oluşturulan Anayasa Komitesi'nin önemli rolü vurgulandı.
Anayasa Komitesi'nin Ağustos 2020'de üçüncü toplantısını gerçekleştirme hususunda mutabakata varılmasını memnuniyetle karşılayan liderler, Komite'nin sürdürülebilir ve etkili çalışmasını sağlamak için Komite'nin üyelerini ve kolaylaştırıcı olarak BM Genel Sekreteri'nin Suriye Özel Temsilcisi Geir O. Pedersen'i sürekli iletişim yoluyla desteklemeye hazır olduklarını teyit etti.
Astana formatının ilgili Çalışma Grubu çerçevesinde zorla alıkonan/kaçırılan kişilerin karşılıklı salıverilmelerine dair faaliyetlerin devamındaki kararlılıklarını yineleyen üç lider, Suriyeli taraflar arasında güven artırılmasında etkinliğini ve gerekliliğini ispat etmiş Çalışma Grubu'nun özgün niteliğinin altını çizerek çalışmalarını sürdürülmesi için tedbir alma konusunda anlaştı.
Suriyelilerin haklarının korunmasının altı çizildi
Liderler, mültecilerin ve ülke içinde yerlerinden edilmiş kişilerin Suriye'de ikamet ettikleri yerlere güvenli ve gönüllü geri dönüşlerini kolaylaştırma ihtiyacının ve bu kişilerin geri dönme ile desteklenme haklarının korunmasının altını çizdi.
Bu bağlamda liderler, yeniden iskan edilmeleri ile normal bir hayata kavuşturulabilmelerinin yanı sıra, külfet paylaşımında daha geniş sorumluluk üstlenme ve su ile enerji kaynağı şebekeleri, okullar, hastaneler ve insani mayın eylemi dahil, insani altyapıyı eski haline getirmek suretiyle uluslararası topluma Suriye'ye yaptıkları yardımı artırma çağrısında bulundu.
Liderler, BM Güvenlik Konseyi'nin 497 sayılı kararı başta olmak üzere, Suriye Golanı'nın işgalini reddeden ilgili BM kararlarının hükümleri dahil, herkesçe tanınan uluslararası hukuk kararlarına saygı gösterilmesi gerekliliğini teyid etti.
Bu itibarla, ABD yönetiminin işgal altındaki Suriye Golanı'na dair uluslararası hukukun ağır ihlalini teşkil eden ve bölgesel barış ile güvenliği tehdit eden kararını kınayan liderler, İsrail'in Suriye'ye yönelik askeri saldırılarının istikrarı bozduğunu ve bu ülkenin egemenliği ile toprak bütünlüğünü ihlal ettiğini, ayrıca bölgedeki gerilimi tırmandırdığını değerlendirdi.
Suriye meselesine ilaveten, ortak ekonomik iş birliğini güçlendirmek için farklı alanlardaki üçlü eş güdümü güçlendirme niyetini teyit eden liderler, bir sonraki Astana Formatındaki Suriye Konulu Uluslararası Toplantı'nın en kısa sürede gerçekleştirilmesi için temsilcilerini görevlendirmede mutabık kaldı.
İran İslam Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'nin daveti üzerine, müteakip Üçlü Zirve'nin en kısa sürede İran'da yapılması kararlaştırıldı. AA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.