Kuraklığın yaşandığı Konya'ya can suyu olacak: Bu yeni teknik kurumuş topraklara hayat verecek

Kuraklığın yaşandığı Konya'ya can suyu olacak: Bu yeni teknik kurumuş topraklara hayat verecek

Konya'nın iklimi değişiyor. Kent her gün susuzluğa bir adım daha yaklaşıyor. Kuruyan göller, akarsular tehlikenin boyutunu göstermeye başladı. Türkiye'nin hububat ambarı Konya'da kuraklık felaketi önlenebilir mi? İşte detaylar...

Son yıllardaki kuraklık Türkiye'nin hububat ambarı Konya'da yeni tarımsal tekniklerin denenmesine zorunlu hale getirdi.

KURAK İKLİME DAYANIKLI TOHUM YETİŞTİRMEK

Konya'nın kuraklık karşısında daha fazla etkilenmemesi için çok çeşitli sistemler geliştirilmeye çalışılıyor. Örneğin kurak iklimlerde yerli Sorgül buğdayı tohumun geliştirilmesi çalışması yapıldı. Saraçoğlu mahallesinde kuraklığa dayanıklı ürünler yetiştirilen 7 milyon metrekarelik alanda ekim yapıldı ve başarı elde edildi.

ATIL ARAZİLER DEĞRELENDİRİLİYOR

Konya Büyükşehir Belediyesi, Konya genelinde ekilmeyen atıl arazileri üretime kazandırmak için susuzluğa dayanıklı tıbbi aromatik bitkilerin yetiştirilmesine destek veriyor.

AR-GE ÇALIŞMALARI

Konya Büyükşehir Belediyesi ve Karatay Belediyesi tarafından üretime kazandırılan Tarımsal Üretim ve Ar-Ge Kampüsü’nde yeni çalışmalar geliştirilmeye çabalanıyor.

HOLLANDA BU SİSTEMİ KULLANIYOR

Konya'nın kuraklık meydan okumasına karşı yeni sistemler de geliştiriliyor. Bunlardan biri de çölde bile sebze meyve yetiştirmeye imkan veren sistem.

ORMANLAR VE DOĞA TAKLİT EDİLİYOR

Hollanda'da geliştirilmiş olan bu sistemde kendi kendine var olan ormanlar taklit ediliyor. Sebze ve meyvecilikte bakım ve işletme maliyetlerinin yükselmesi, azalan karlılık, taşlık ve susuz arazilerin kullanılamaması, özellikle kuraklık yüzünden yıllık bitki ekimlerinden beklenen kazancın elde edilememesi, bozulmuş ve çölleşmiş arazilerin çoğalması, fırsatların şehirlere kayması gibi etkenlerin kırsal göçün artmasına, kırsal nüfusun yaşlanması ile genç çiftçilerin giderek azalması karısında bu yeni çözümün Konya tarımında tarihi bir dönüm noktası olması bekleniyor.

ÇİĞ'DEN DAMLACIK SİSTEMİ

Yeni sistemde çözüm daha çok neme dayalı. Gece gündüz sıcak farklılıkları oluşuyor. Bu farklılık çiğ yani su damlacıkları üretiyor. Bu çiğler bazı tekniklerle hasat edilebiliyor. Dolayısıyla bu hasat fitillerle ağacın veya bitkinin köküne ulaştırılıyor. Damlacıklar ağacın veya bitkinin köklerine nemlilik veriyor. Bu nemlilik fidanın ve bitkinin köklerinden toprağın derinliklerine, su olan bölgelere doğru bir su sütunu oluşturuyor. kökler de bu sütunu takip ederek, yeraltı suyunu yukarı doğru harekete geçiriyor. Kök ve su belirli bir nemlilikte buluşuyor.

Bu duruma ormanlar örnek gösteriliyor. Ormanlarda bu sistemle kendi kendine yüzlerce yıl beslenebiliyor.

EKİM VE DİKİM SİSTEMİNİ DEĞİŞTİRMEK GEREKİYOR

Dolayısıyla bu sisteme göre öncelikle ekim ve dikim sistemini değiştirmek gerekiyor. Yeni sistem sayesinde fidan ve tohum hem kendisi nem ve çiğ dediğimiz su damlacığı üretecek, hem de toprağın altında var olan, mikro gözenekler içerisinde bulunan su kaynağına ulaşabilecek. Oradan beslenmeyi öğrenebilecek.

Bu sürdürülebilir bir tarımı da ortaya çıkarıyor. Söz konusu sistem Hollanda'da başarı ile uygulanıyor.


Kaynak:Olcay Kurt

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.