Obrukların tedirgin ettiği Konya'da korkutucu obruk efsanesi de dilden dile dolaşıyor

Obrukların tedirgin ettiği Konya'da korkutucu obruk efsanesi de dilden dile dolaşıyor

Obrukların tedirgin ettiği Konya'da korkutucu obruk efsanesi de dilden dile dolaşıyor. Obruk efsanesinin kökeni ise Hızır Dede'nin bedduasına dayanıyor. İşte ayrıntılar.

Konya'daki obruklar bir bedduanın seri mi?

Konya'da sık sık obruklar oluşmaya başladı. Obrukların oluşumu bilimsel olarak açıklanabiliyor.

Obruk'un bilimsel anlamı

Yer altı suyunun, karbondioksit ile birleşimi sonucu karbonik asit oluşuyor. Bu karbonik asit kireç taşının yoğun olduğu toprakları zamanla çözerek yer altında mağaralar oluşmasına neden oluyor. Bir süre sonra mağaranın üstünde bulunan toprak çöküyar. İşte bu çökme sonucu oluşan derin çukurlara obruk deniliyor. Obruklar uzun yıllardır oluşmaya devam ediyor. Konya'da son yıllarda obruk oluşumu arttı. Şu anda tespit edilen 300 civarında obruk bulunuyor.

Korkutucu obruk efsanesi/bedduası

Konya'da diden dile anlatılan bir obruk efsanesi var. Bugünkü obruk oluşumu ile efsane arasında illiyet bağı kuranlar da oluyor. Efsaneden çıkarılacak dersin 'doğadan sürekli alıyoruz. Karşılığında hiçbir şey vermiyoruz. O da bize obrukla karşılık veriyor'' olduğu ifade ediliyor.

İçinde beddua bulunan efsane ise şöyle:Efsane ise şöyle:

''Vaktiyle, bizim köyün yakınında Obruk diye bir mahalle varmış. Dedelerimizin, ninelerimizin zamanında bir gün, bu mahallede bir haneye Hızır Dede gelmiş. Bir hanenin kapısını çalmış:

“Ev sahibi, ev sahibi! Bana bir parça yiyecek bir şeyler verin, bana bir hayrınız yok mu?” demiş.

Hane sahibi gelinin de beşiğinde çocuğu varmış. Çocuğum ağlayacak diye kalkmış, gocaya bir şey vermemiş.

Dede’ye “Verecek bir şeyim yok!” demiş.

Hızır Dede de “Yok mu gızım?” diye tekrar sormuş. Gelin, tekrar “Yok!” deyince Hızır Dede:

“İnşallah, yağ ola goyulasın, obruk ola oyulasın Suyun içilsin de, balığın yenilmesin!” demiş.

Dede, bu sözleri söyler söylemez kaybolmuş. O mahalle de aynı anda obruk olmuş oyulmuş. Şimdi hâla oranın balığı yenmez. Derde derman olarak vücudunda bir kaşıntısı olanlara şifa olsun diye o sudan içirilir.

Hâlâ Perşembe geceleri, o Obruk’un yerinden gelinin beşik sesi ile ninni sesleri duyulur:

Bebeğin beşiği çamdan,
Yuvarlandı düşdü damdan,
Beğ babası gelir Şam’dan
Nenni yavrum, nenni guzum,

Gapıya gelen Hızır’ımış da,
Biz bilemez imişiz,
Biz bu bedduaya nasıl uğramışız?
Nenni dudum, nenni guzum…”

Kaynak:BBN

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.