Psikoterapist Dr. Osman Tufan şiddetin ana kaynağını BBNTürk'e açıkladı
Şiddetin ve kadın cinayetlerinin sonu gelmiyor. 2024 yıla girerken ardımızda yani 2024 yılında acı bir tablo bırakıyoruz. TBMM Kadına Karşı Şiddet ve Ayrımcılığı Araştırma Komisyonu'nda 2024 yılında işlenen kadın cinayetleri ve çocuk tacizleriyle ilgili veriler açıklandı. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ile Adli Destek Mağdur (ADM) Hizmetleri Dairesi Başkanı Meral Gökkaya'nın yaptığı açıklamaya göre bu yıl 309 kadın öldürüldü. 25 bin 638 çocuğun da cinsel istismarı dosyası olduğu ifade edildi. Ancak şiddet gören sadece kadınlar ve çocuklar değil ve şiddet de sadece fiziki şiddet değil.
ŞEKİLDEN ŞEKLE GİREN ŞİDDET HER YERDE
Fiziksel şiddet, psikolojik şiddet., cinsel şiddet, ekonomik şiddet, dijital şiddet, flört şiddeti, ısrarlı takip, hatta artık manevi ve tinsel şiddete kadar uzanan bir bulunuyor var elimizde. Adalet Bakanlığı’nın şiddet listesi türleri ise şöyle: Şiddet, bireyin fiziksel, cinsel, psikolojik veya ekonomik yönden zarar görmesiyle ya da acı çekmesiyle sonuçlanan veya sonuçlanması muhtemel hareketleri, buna yönelik tehdit ve baskıyı ya da özgürlüğün keyfi engellenmesini de içeren, fiziksel, cinsel, psikolojik, sözlü veya ekonomik her türlü tutum ve davranıştır. Şiddet, özel veya kamusal alanda (evde, aile bireyleri arasında, sokakta, iş yerinde) meydana gelebilir. Bu konudaki tartışmalarda son derece geniş ve hacimli. Kimi zaman bu tartışmalar yasaların yetersizliğinden şiddetin kaynağının sadece ekonomik krizler olduğuna kadar uzanıyor. "Narin cinayeti"nde de görüldüğü üzere, peki, son dönemde Türk ailesinde yaşandığı belirtilen olumsuz gelişmeler ışığında aile, çocuk için rol model olan anne baba ve çocuğun yakın çevresi şiddete karşı nasıl bir rol ve pozisyonda bulunuyor? BBN Türk bu konun uzmanı olan Psikiyatrist Dr. Osman Tufan’a sordu. İşte o ayrıntılar.
Soru: Şiddet nerede başlar, aile de mi, çocukluktan itibaren öğrenilen bir şey midir? Ve bu bağlamda şiddet bireysel midir, toplumsal mıdır?
Psikoterapist Dr. Osman Tufan: Aslında şiddet insanın doğasında vardır, bazı psikoloji ve gelişim bilimciler insanın doğduğunda nötr olduğunu, beyaz bir sayfa olduğunu ve yaşam boyunca özellikle çevreden öğrendikleri ile kişiliğini belirlediğini söylese de bazıları buna katılmaz, onlara göre insan aslında bencil doğar bu nedenle ihtiyacını gidermek ve yaşama tutunmak tek amaçtır ağlayarak doğar ve bu başkası için değil kendisi içindir. Bebekken bu devam eder evet çevre bu dönemde öğretilere başlasa da bebek özünde kendi ihtiyacı için her şeyi yapar. Sonra çocukluk döneminde yaş ilerledikçe hazzı ertelemeyi öğrenir. Lakin alt yapısında ihtiyacı giderme vardır ve şiddetin ana kaynağı budur. Güçlü olan kazanır.
Soru: İnsan neden şiddete başvurur, ilkel bir geri dönüş müdür bu durum, yoksa zaten var olan bir şey midir?
“ŞİDDETİN ASIL NEDENİ İNSANIN KENDİSİNİ HAKLI GÖRMESİDİR”
Psikoterapist Dr. Osman Tufan: İnsanın şiddete başvurmasının asıl nedeni kendini haklı görmektir, bu haklılık çevresel nedenlerle değil kendi zihniyle ilgilidir. Özünde insan hayatta kalmak ve üremek için vardır. Bu yaratılışın gereğidir, ilkel insan yani atalarımızın en büyük amacı hayatta kalmak ve beslenmek idi, sonrası da üremek. Aslında üremekte yine güçlü olmak içindir. İnsan düşünen bir varlık olarak ilerledi birlikte oldu kurallar koydu ama kurallar bir zorlamadır. İnsan bunu kabul etmez. Çünkü o kendi güvenliğini kendi istediğini her şeyden önde görür
Soru: Şiddete başvuranların genelde erkekler olduğunu gözlemliyoruz. Böyle bir toplumsal cinsiyet ayrımı var mıdır şiddet de; yoksa ikisi de işit olarak mı şiddete başvurmaktadır?
ERKEK DE KADIN DA ŞİDDETE EĞİLİMLİ AMA
Psikoterapist Dr. Osman Tufan: Erkekler yine ilkel insandan bu yana baktığımızda gücü temsil eder. Avcı insan kas gücü ve elbette testosteron etkisi. Kadın cinsiyette de şiddet vardır ama o şiddeti başkası üzerinden kullanmayı tercih eder. Sonuçta aynı durum…
Soru: Çocuklar şiddetten nasıl etkileniyorlar ve şiddete maruz kalmış ocukların geleceği nasıl şekilleniyor?
“ŞİDDETE MARUZ KALMIŞ ÇOCUĞUN SUÇA KARIŞMA ORANI YÜKSEK OLUR”
Psikoterapist Dr. Osman Tufan: Çocuk güçsüzdür, maalesef çocuk şiddeti gördüğünde aktaracaktır, kendinden zayıf olana. Kural budur. Şiddete maruz kalmış çocuklar. Suça karışma oranı çok yüksek olacaktır. Çünkü kendinden güçlü olanın kazandığını görmüş örnek almıştır. Ancak yine aynı çocuklara şiddetin zararı ve merhamet duygusunun faydaları gösterilebilirse çok iyi sonuçlar alınabilir. Yinede bu çocuklar şanssız gruptadır
Soru: Aile içi şiddeti bir temele bağlayacak olsan bu en güçlü zemin ne olur? Yani aileyi şiddetin kirliliğine boğan şey en altta nedir?
Psikoterapist Dr. Osman Tufan: En güçlüden en güçsüze aile bireyleri birbirine gördüklerini yansıtabilir, ya da aile içindeki zorbaya karşı güç birlikleri oluşturabilir. Öğretilerde otorite figürleri aktardıkları ile karşılaşırlar. Elbette eğitimle ve ceza ödül istemi ile farklılıklar oluşturulabilir
Soru: Şiddetin birçok sebebi olabilir ancak bunu sadece yaşam şartlarındaki güçlüklere bağlamak doğru mu? Örneğin ekonomik güçlüklerin şiddete tetiklediğine ilişkin yargılar var. Bu ne kadar doğru ve bizi çözüme götüren yoldur?
EKONOMİK SORUNLAR ŞİDDETİ TETİKLİYOR
Psikoterapist Dr. Osman Tufan: Bu maalesef doğrudur. Ekonomik sorunlar şiddet doğurmasa da itirazlar karşıt görüşleri doğurur. Bunun önlemek için baskı gerekir baskı ise şiddetle sağlanır
Soru: Şiddete karşı nasıl bir savunma mekanizması geliştiririz ve bunu pratiğe nasıl yansıtırız?
Psikoterapist Dr. Osman Tufan: Şiddet bize uygulanıyorsa korunma ve savunma durumu olur. Ve savunmak için her yolu kullanırız. Şiddet kötü bir şey olduğuna göre savunma yollarımızda kötü ya da yanlışa devam şeklinde olur. Mesela yalan söyleriz. Ve benzer durumlar devam eder gider.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.