Tarihi turistik Konya-Bağdat demiryolu hattının canlandırılması gündemde
Turistik Doğu Ekspiresi ve ardından Turistik Diyarbakır Ekspresi, Türkiye’nin kültürel ve tarihi zenginliklerini keşfetmek isteyen yolcular için 2025 sezonunda da unutulmaz bir seyahat deneyimi ile Ankara-Diyarbakır seferini başlattı. Ancak Türkiye'nin demiryolu zenginliği bununla sınırı değil.
En kadim demir yolu
Buharlı gemilerin Şark limanlarına giden klasik denizyollarını önemli ölçüde değiştirmeye başladığı XIX. yüzyılın ikinci yarısı başlarında demiryolları bağlantısı ve yapımı büyük önem kazandı.
Demiryollarının askerî ve ekonomik yönden kazandığı önem, geniş topraklara sahip Osmanlı Devleti’nin yeni tedbirler almasına yol açtı.
1865’te Edhem Paşa’nın başkanlığında Nâfia Nezâreti kuruldu. 1870’ten itibaren geniş kapsamlı demiryolu inşa projeleri yapılarak bunların uygulanma imkânları araştırıldı. Bu amaçla, Rumeli’de yapılmakta olan Şark demiryolları projesindeki çalışmalarıyla da tanınan Avusturyalı mühendis Wilhelm Pressel davet edildi (Şubat 1872). Öncelikle İstanbul’u Bağdat’a bağlayacak büyük bir demiryolu hattının inşaatı kararlaştırıldı. Bu projenin ilk kısmı olarak 1872’de başlanan Haydarpaşa-İzmit hattı kısa zamanda tamamlandı.
Sonrasında Anadolu’yu baştan başa aşarak Bağdat’a ulaşacak iki ayrı hat tespit etti. Bunlardan biri İzmir-Afyonkarahisar-Eskişehir-Ankara-Sivas-Malatya-Diyarbakır-Musul-Bağdattı. Diğeri ise İzmir-Eskişehir-Kütahya-Afyon-Konya-Adana-Halep-Anbarlı’dan Fırat nehrinin sağ yakasını takip ederek Bağdat’a ulaşmaktaydı.
Bu ikinci güzergâh, hem maliyetinin daha düşük hem de askerî yönden avantajlı olması sebebiyle tercih ve tavsiye edildi.
Avrupa'dan Konya'ya uzanan demir yollar
1890’da İzmit Adapazarı, 1892’de Haydarpaşa-Eskişehir-Ankara, 1896’da da Eskişehir-Konya hatları bitirildiğinde 1000 kilometreyi aşan bir demiryolu şebekesi döşenmiş durumdaydı.
Osmanlı hükümeti daha İzmit-Adapazarı hattının açılışında yapılan törende demiryolunun Basra körfezine kadar uzatılması niyetinde olduğunu açıklamış ve Almanlar’la temaslarını yoğunlaştırmıştı.
Bağdat demiryolu anlaşmaları çok karışık safhalardan geçerek son şeklini aldı.
Yapımı I. Dünya Savaşı sırasında da devam eden ve ancak Ekim 1918’de kesintisiz bir şekilde Bağdat’ı İstanbul’a bağlayan bu demiryolu, yeni Türkiye Cumhuriyeti tarafından 10 Ocak 1928’de satın alınarak devletleştirildi.
Uzmanlara göre Anadolu-Bağdat demiryolu projelerinin ortaya atıldığı andan itibaren Osmanlı Devleti’ne politik ve zamanla da ekonomik faydalar sağladı.
Nitekim hattın askerî amaçlarla kullanılmasının yanı sıra, Anadolu hububatının İstanbul’a taşınarak devlet merkezinin artık eskisi gibi Rus ve Bulgar buğdayına muhtaç olmaktan kurtarılmasında ve hat boyunca yerleştirilen 100.000’lerce muhacirin Anadolu’nun demografik yapısında olduğu gibi ekonomisinde de önemli rol oynadı..
Bu hat turistik amaçlı yeniden gündemde
Bölgede terör bitirilmesi, Irak'ta görece istikrarın sağlanması üzerine Turistik Doğu Ekspiresi ve Diyarbakır ekspresinin ardından Konya-Bağdat demiryolu hattı da gündemde. Bu hattın önemi hem turistik hem de ipek yolu bağlamında uzmanlarca önemseniyor. Hattın güzergahında ulunan illerin ve bölgelerin kalkınmasında önemli roller üstleneceği de belirtiliyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.