Türkiye tekstilde neden bir marka üretemedi? En az 200 yıldır sektörde

Türkiye'nin en az 200 yıla dayalı bir tekstil sektörü bulunuyor. Ancak uluslararası bir marka yaratamamış olması uzmanlarca tartıyşılıyor ve eleştiri konusu yapılıyor.

TÜRKİYE'DE TEKSTİL SEKTÖRÜ NEREYE KOŞUYOR?

İktisatçı, eski Hazine Müsteşarı ve Yazar Mahfi Eğilmez "(Türkiye) 200 yıldır içinde bulunduğu tekstil sektöründe bu kadar süre içinde dünya markası yaratamayan ender ülkelerden birisi konumunda kalmaya devam etti. Bunun nedenlerinden birisi teşviklerin seçici değil siyasal nedenlerle genel tutulması olmuştur. Bu yaklaşımı değiştirmediğimiz sürece dünya markası yaratmamız mümkün görünmüyor." ifadelerini kullandı.

Konu sosyal medya X'te tartışılmaya başlandı. Çoğu insan Türkiye'nin hemen hiçbir alanda bir marka yaratamaması konusunu gündeme taşıdı.

Tekstil konusunda uzman kişiler ise Türkiye'nin bu konuda neden başarılı olamadığını şöyle ifade ettiler:

Tekstil sektörü;

Kurumsallıktan en uzak sektör.

Eğitim seviyesinin en düşük olduğu sektör.

İsrafın ve konforun en sık rastlandığı bir alan.

İnsan emeğinin yüksek olduğu ama çalışanların en düşük maaş aldığı sektör.

Marklaşmak yerine dünya markalarına üretmekle övünen bir yer.

Birbirinin ürününü kopyalan ve birbirinin müşterisine göz diken sektör.

Katma değerli en düşük ürün üreten sektör.

Şimdi böyle olunca teşvikler boşa gidiyor, fabrikalar da boşa çalışıyor

Kimilerine göre ise tekstil sektörünün büyümesi ucuz işçilik ile oldu Zaman içinde ücret artışları ve bunun yanında kayıtsız işçi çalıştırmanın azalması maliyetleri çok yükseltti. Çin rekabeti ile başa çıkmak mümkün olmadı. Ucuz işçilik Çin ekonomisi için büyük avantaj oldu.

TÜRKİYE'DE ÜRETİM KALİTE DEĞİL KÂR ODAKLI

Bazı uzmanlara göre marka yaratmak sürdürülebilirlikle ilgili. Türkiye'de üretim kalite odaklı değil kâr odaklıdır . Özgünlük ve kalite olmadan markalaşılamıyor.

Bir uzman ise Mavi Jeans'i örnek gösterdi. Global yatırımcı ile büyüme sağlayabilmişti bu marka. Ancak bir markanın oluşabilmesi için o ülkede fiyat istikrarının ve dengeli maddi ve liyakatli iş gücü piyasa koşullarının sağlanmış olması lazım olduğu ifade ediliyor.