Bakan Kurum BBN Haber’e konuştu, Kanal İstanbul neden önemli

Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum bakanlığın yürüttüğü önemli projeleri  BBN Haber’e anlattı. Özellikle gündemin önemli maddelerinden Kanal İstanbul Projesi’nin önemini vurgulayan Bakan Kurum,  Kanal İstanbul” projesi ile yatay mimari uygulaması esas alınarak, insan ölçeğinde, çevre dostu, akıllı, kadim değerleri koruyan ve aynı zamanda afet riskini bertaraf etmiş bir “Dünya Markası” İstanbul’un hedeflendiğine dikkat çekti.

Aslında bu soru, Kanal İstanbul projesi gündeme geldiğinden beri bir çoğumuzun aklında yer etti.

Bir kesim ise sorunun cevabını dahi duymak istemedi. Peki Kanal İstanbul projesi nedir ve neden bu kadar önemlidir?

-Kanal İstanbul” projesi ile yatay mimari uygulaması esas alınarak, insan ölçeğinde, çevre dostu, akıllı, kadim değerlerini koruyan ve aynı zamanda afet riskini bertaraf eden sağlıklı ve güvenli yaşam alanı oluşturmak suretiyle “İstanbul” şehrinin ve isminin uluslararası metropoller arasında yer alacak bir “Dünya Markası” olması hedeflenmiştir.

Türkiye, jeopolitik ve jeostratejik olarak çok önemli bir konuma sahip. Dünyada çok az ülkenin sahip olduğu bir nimete sahibiz. Birileri bizim, ülkemizin, milletimizin bu nimetten faydalanmasını istemiyor.

Yine bugün Türkiye ulaşımda İpek Yolu’nun en kritik ülkesi. Denizlerimizdeki yeni doğal gaz rezervlerimiz Türkiye’nin gücünü artırıyor. Bu özelliklerin yanına bir de Kanal İstanbul’u eklediğimizde, denizcilik ve ulaşım açısından tarihi değiştireceğiz. Dünya için bir dönüm noktası olacak. Bölgede kartlar Türkiye’nin lehine yeniden dağıtılacak.

İstanbul Türkiye’nin merkezi. İnşallah Kanal İstanbul, Türkiye’yi dünyanın merkezi yapacak.

Bakın bugün deniz yolu taşımacılığının önemi hem dünyada hem de Türkiye’de artıyor. Bugün dünya ticaretinin hacmi 15 trilyon dolar. Peki deniz yolunun payı bunun ne kadarı biliyor musunuz? Bunun %60’ı, yani 9 trilyon dolar. Bugün daha az gemi geçişi olmasına rağmen Panama yıllık 2 milyar dolar kazandırıyor. Süveyş Kanalı 4 milyar dolar kazandırıyor.

Bu kanallardaki gemi yoğunluğu bizim boğazlarımızdaki gemi yoğunluğuyla mukayese bile edilemez. Boğazlardan bu kanallardaki yoğunluğun 4-5 katı kadar gemi geçiyor. Türkiye, son 18 yılda, denizcilik konusunda armatörleriyle, limanlarıyla, deniz ticaretiyle hakikaten çok özel bir konuma ulaştı.

Kanal İstanbul Tamamlandığında;

- Denizcilik, ulaşım ve uluslararası ilişkiler tarihini değiştirecek bir projedir.

-Bir devlet ve millet projesidir. Bu aziz vatanın istiklalinin, gelecek nesillerimizin istikbalinin garantisidir.

-Dünyanın inci gerdanlığı olan İstanbul boğazımızı koruma, kurtarma, özgürlüğünü teminat altına alma projesidir.

-1400 yıllık sevdamız olan İstanbul’un var olan marka değerini en yüksek noktaya taşıyacak projedir.

-Türkiye’yi şehircilik, lojistik, ulaşım, ar-ge ve deniz ticaretinin merkez ülkesi konumuna yükseltecektir.

-On binlerce gencimize istihdam sağlayacak, yatırım bedelini birkaç yıl içerisinde karşılayacak, her yıl milli ekonomimize milyarlarca liralık katkı sunacak bir projedir.

-56 kurum ve kuruluşumuzun, belediyelerimizin, üniversitelerimizin, 200’den fazla bilim adamımızın, medya ve vatandaşlarımızın katkılarıyla hazırlanan Türkiye’nin en kapsamlı ÇED Raporu’yla hayata geçirilmektedir.

-Dünyanın en çevreci ve doğaya saygılı projelerinden biridir. Proje alanının yaklaşık %52'si yeşil alan olan; sosyal donatı alanları, yürüyüş parkurları, bisiklet yolları, millet bahçeleri ve ekolojik koridorlardan oluşan Türkiye’nin en çevreci şehircilik projesidir. 

-Deprem Dönüşümü Rezerv Konut Alanı’nda, 500 bin nüfusuyla Dünya’nın en geniş akıllı şehri kurulacaktır. Tüm konutlar; mahalle kültürümüzü yansıtan, az katlı, yatay mimarinin hâkim olduğu bir anlayışla inşa edilecektir.

-Tüm planlama çalışmalarımızı tamamladık. 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planı bitti. 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı bitti. 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı bitti. Şimdi her adaya göre projelerimizi hazırlıyoruz.

-Büyük Türkiye’nin en büyük yatırımı olacak Kanal İstanbul, ülkemize ve milletimize hayırlı olsun.

“HEDEF; HER İLE EN AZ BİR MİLLET BAHÇESİ KAZANDIRMAK”

Ülkemiz için en önemli projelerden bir tanesi de elbette, şehirlere ve insanlara yeni nefes alanları açacak olan millet bahçeleri. Peki nedir millet bahçeleri için hedeflenen?

-Bugün ülkemizin tamamında, toplam büyüklüğü 55 milyon m2’yi bulan 324 millet bahçesi projesi yapıyoruz. 61 millet bahçemizi kısa bir süre içerisinde milletimizle buluşturduk. 263 millet bahçemizin yapımına da hızla devam ediyoruz.  Şuraya dikkatinizi çekmek istiyorum. Bugün İstanbul’umuzda yaklaşık 6 milyon, Başkentimiz Ankara’da toplam 4 milyon metrekare büyüklüğünde millet bahçesi yapıyoruz. Kararlıyız, azimliyiz, çalışıyoruz. İnşallah 2023 yılına kadar her ilimize en az bir millet bahçesi kazandıracağız.

“ÜLKEMİZDEKİ BİNALARIN % 55’İNİ GÜVENLİ HALE GETİRDİK”

Özellikle depremlerin bu kadar sık gündeme geldiği bir coğrafyada, içinde bulunduğumuz binaların güvenilir olması da elbette ki önem arz ediyor. Peki yaşadığımız binaların kaçı, ne kadar güvenli?

-Ülkemizin yüzde 66’sı deprem riskli alanlarda yer almaktadır. Son bir asırda 90 bin vatandaşımız depremlerde hayatını kaybetti. Bugün itibariyle baktığımızda; nüfusumuzun yüzde 70’inin ve büyük sanayi tesislerinin yüzde 75’inin deprem tehlikesi altında olduğunu söyleyebiliriz.”

Şu an; 81 ilimizde, 973 ilçemizde afetlere karşı risk taşıyan tüm binalarımızı kentsel dönüşüm kapsamına alarak yeniliyoruz. 81 ilde riskli yapı, riskli alan ve yenileme çalışmalarımız kapsamında 1,5 milyon konutun dönüşümünü tamamladık.  Kentsel dönüşüm kapsamında bugüne kadar 16,5 milyar lira kaynak kullandık. Diğer taraftan TOKİ Başkanlığımızla 19 yıl içinde 180 milyar TL yatırımla 1.1 milyon konut ve 21.764 sosyal donatı ürettik.

Toplamda vatandaşlarımıza, kentsel dönüşüm ve sosyal konut anlamında 2.5 milyon konutu teslim ettik. Bu da 10 milyon vatandaşımızın can ve mal güvenliğini teminat altına almak demek. Şu anda da; sahada, ülke genelinde yatırım değeri 90 milyar TL olan 300 bin sosyal konut ve kentsel dönüşüm konutumuzun inşası devam ediyor.  Yine 67 il ve 140 projede başlatılan 50 bin sosyal konutun ve 81 ilde 262 ayrı projede yaptığımız 100 bin sosyal konutun inşaatları hızla devam ediyor.

Yapı denetim sistemimizle 2001 yılından bugüne kadar 800 bin binamızı denetledik. Bu binalarda yaklaşık 6.1 milyon bağımsız bölüm var. Halen 400 bin binanın denetimine ise devam ediyoruz.  Şu ana kadar kamu ve özel sektör eliyle yapılan kentsel dönüşümle, TOKİ konutlarımızla ve yapı denetim sistemimizle ülkemizdeki binaların % 55’ini güvenli hale getirdik, 45 milyondan fazla vatandaşımızı güvence altına aldık.

“2030 YILINDA KİŞİ BAŞI EMİSYON DEĞERİMİZİ 13,3 TONDAN 10,5 TON DEĞERİNE DÜŞÜRECEĞİZ.”

Bugüne kadar, iklim değişikliği ile mücadele konusunda hangi adımlar atıldı?

-Türkiye olarak, 2004 yılında Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’ne Meclisimizden geçirerek taraf olduk. Yine aynı yıl içerisinde Avrupa Birliği ile çevre müzakerelerini başlattık. Kanunlarımızı, yönetmeliklerimizi AB ile uyumlu hale getirdik.  Altyapı projelerinde yeni ve temiz teknolojilerden, yenilenebilir enerji kaynaklarından yararlanarak sera gazı emisyonlarını 2030 yılında % 21’e kadar artıştan azaltmayı hedefliyoruz. Böylece 2012-2030 arasında 1 milyar 920 milyon ton sera gazı emisyonunu önleyeceğiz. 2030 yılında kişi başı emisyon değerimizi 13,3 tondan 10,5 ton değerine düşüreceğiz.”

RÖPORTAJ: AYŞENUR İDRİS