“Avrupa’yla yarışacak kapasiteye sahibiz”

Konya Ticaret Borsası Başkanı Hüseyin Çevik BBN Türk ekranlarında Konya tarımını ve gıda sektörünü anlattı
“Avrupa’yla yarışacak kapasiteye sahibiz”

Konya Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Çevik, Konya’nın tarımsal üretimde önemli bir faktör olduğunu vurgularken geçtiğimiz yıl rekolte de iyi bir yıl geçirdiğimizi kaydetti. “Üretimimizde eksiğimiz yok. Avrupa’yla yarışacak üretim kapasitesine sahibiz” diyen Çevik çiftçinin de sulama noktasında bilinçlendiğini ve hunharca kullanılan suyun olmadığını söyledi 
Konya Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Çevik, BBN Haber’e özel değerlendirmelerde bulundu. Konya Ticaret Borsasının kuruluş amacına değinen Çevik üreticinin ürününü en iyi fiyattan satılmasının temel amaçlarından olduğunu vurguladı. Hızla gelişen değerlerin insan ile önemli olduğunu da söyleyen Çevik, insan faktörünün geri plana atılamayacağını söyledi. Pandemi sürecinde gıda sektörüne olan önemin net bir şekilde ortaya çıktığını kaydeden Çevik, “Tarımın bir üretim ayağı var bir de ürettiğin malı satarsan değer ayağı var. Dünya nüfusunun artısı ve pandemi sürecinde gıdanın önemi daha da ortaya çıktı. Endüstri 4.0 diyoruz, konuşlan makineler diyoruz ama insan faktörünü geri plana atamayız. İnsan olmazla bu değerlerin hiçbir önemi yok. İnsanın ve gelecek nesillerin gıdaya erişmesini ülkeler sağlamak zorunda. Süreç bunu bizlere net bir şekilde gösterdi” dedi.

“Avrupa’yla yarışacak kapasiteye sahibiz”
“KONYA TARIMSAL ÜRETİMİN MERKEZİ”
Dışa bağımlılığın azaltılması vurgusunu da yapan Çevik, “Eğer kendi ülkemizde dışarıya bağlı kalırsak gelecek nesiller için görevimizi yerine getirmemiş oluruz. 2 buçuk milyon hektar alanda tarım arazimiz, mera alanımız ve hayvancılık alanımız var. Bizler Konya’yı tarımın kalbi olarak ifade ediyoruz. Bitkisel üretimle kalmıyor hayvansal üretim de de Konya üretimin merkezi konumunda. Buğdayda Türkiye’deki ihtiyacın yüzde 13 ila 14’ini biz üretiyoruz. Bu buğday içerisinde makarnalık buğdayı koyarsak rakam artıyor. Yine arpa üretiminde bu yıl 8 milyon tona yakın arpa üretildi. Bu üretimde Konya yüzde 16 ila 17 oranında. Mısır üretiminde Konya bölgemiz ile KOP bölgesini bir arada yorumlarsak Türkiye’deki mısır üretimini 2 buçuk milyon tonunu biz üretiyoruz. Yine Türkiye’deki pancarın yüzde 34’ünü biz üretiyoruz ve son bir yıldır bu rakam daha da arttı. Bu veriler Konya bölgesinin tarımsal üretimin merkezi olduğunu gösteriyor. Hayvancılığı da değerlendirecek olursak Konya 860 bin büyükbaşla 1. Sırada, küçükbaş hayvancılıkta da yine ilk sıralardaki yerini koruyor. Yumurta ve süt üretimi ile de Konya’nın kapalı havza bölgesi üretim üssü ve kalbi olduğunu görüyoruz” dedi. 

“Avrupa’yla yarışacak kapasiteye sahibiz”
“REKOLTE OLARAK İYİ BİR YIL GEÇİRİYORUZ”
Pandemi süreciyle dünya ülkelerinin özellikte gıda sektöründeki aksamalarında da bahseden Çevik Türkiye’nin süreci doğru politikalarla yönettiğini belirtti. Çevik, “Son süreçte dünyadaki üretimde aksamalar yaşandı ama ülkemizde ve Konya’da tarımsal üretimde çiftçimizin önünü açtık. Devlet yöneticilerimiz de süreci doğru politikalarla yönetti ve çiftçimiz üretimine devam etti. Cumhurbaşkanımız ‘Ekilmeyen alan kalmayacak dedi’ ve öyle de oldu. Bu alanlara tohum desteği ve gübre destekleri ile de çiftçimiz desteklendi. Rekolte olarak iyi bir yıl geçiriyoruz. Aynı zamanda ticaretimiz devam etti. Burada bizlere de görev düştü. Gereken tedbirleri aldık. Spot satışımızı hiç durdurmadık. Ticaretimizi de devam ettirdik” şeklinde konuştu.
“AVRUPA’YLA YARIŞACAK KAPASİTEYE SAHİBİZ”
2020 yılını değerlendiren Başkan Çevik şu ifadelere yer verdi, “Üretim yönünden baktığımız zaman Türkiye’de eksikliğimiz yoktu. Bugün baktığımız zaman Konya’da büyük desenli üretim yapılıyor. Konya bölgesi rekolte olarak buğdayda geçen sene 18 buçuk 19 milyon ton civarında üretimi var. Dışa bağımlılık konusunda yem üretim ve tüketim açısından protein de dışa bağımlıyız. Baktığımız zaman dolar artışının ürünlere yansıdığını görüyoruz. Bunun nedeni de hammaddeyi dışardan elde etmemizden kaynaklanıyor. Üretimimizde eksiğimiz yok. Avrupa’yla yarışacak üretim kapasitesine sahibiz. Hayvancılıkta da üretimimize bakarsak verimli bir şekilde rekolteyi yukarı taşıyoruz. Kendi kendimize yeteriz ama içerdeki üretimimizi artırarak çitçimizi gelir seviyesini yukarı çıkarmamız lazım. Küresel ısınmadan dolayı kuraklık yaşıyoruz. Bundan 20- 25 yıl geriye baktığımızda çiftimizin de bilinçlendiğini görüyoruz. Hunharca kullanılan su yok” diye konuştu. 
“PLANLAMA YAPILMALI”
Türkiye’nin mamul madde ihtiyacı olmadığını kaydeden Çevik, “40 yıllık sanayi süreci çeşitlenmesi oldukça önemliydi. Gıdadaki mamul maddelerin hepsini ülkemizde üretiyoruz. Hammadde ithalatı önemli. Biz Anadolu coğrafyası olarak geçiş bölgesi olduğumuz için ihracata önem veriyoruz. Makarna, un, sebze, meyve narenciye ihracatına Türkiye genelinde bakalım. İthalatımız var ama hammadde ithalatımız var. Bu anlamda üretimimizi artırmamız lazım. Dünyadaki fiyatlarının yukarı gitmesi raflarda da etkisini gösterdi. Buna çözüm üretmek için üretime destek artırmak ve üretim planlaması yapmamız gerekiyor. 2018’de soğan patates konuşuluyordu. Ama bugün en düşük fiyatta kalan soğan patates. Bunun sebebi üretim planlamasıydı. Ne tüketiyoruz. Tüketim haritasını ortaya koyacağız veverilere bakıp planlama yapmamız gerekiyor” ifadelerini kullandı.
“LİSANSLI DEPOCULUK ARZ VE TALEBİNİ DENGELEYEN FAYDALI SİSTEM”
Lisanslı depoculuktan da bahseden Çevik, dünyanın gelişmiş ülkeleriyle birlikte Türkiye’de de lisanslı depo yatırımlarının yapıldığını ve devletin buna destek vererek katkı sağladığını söyledi. Devletin tarımsal ticaretin en iyi şekilde yapılmasını desteklediğini belirten Çevik, “Bir yıl boyunca üretim yapan çiftçinin alın terini en iyi şekilde değerlendirerek satmasını istiyoruz. Bu da lisanslı depolar ve TÜRİB ile sağlanıyor.” dedi. Lisanslı depoculuğun piyasadaki ürün arz ve talebini dengeleyen faydalı bir sistem olduğunu kaydeden Çevik, “Çiftçi malını köyündeki deposuna koyduğunda ekonomiye katmış olmuyor. Lisanslı depoya gittiği zaman ise ürünü kayıt altına alınıyor. Birçok devlet desteğinden de faydalanıyor. Ayrıca elektronik ürün senediyle finansa ulaşma hakkı doğuyor. Piyasada arz fazlalığı olduğu zaman satmıyor. Fiyat yukarıya gittiği zaman piyasaya sürüyor. Bu şekilde daha çok kazanıyor. Her yönden çiftçinin menfaatine.” diye konuştu.  Bitkisel kuraklığın olmadığına ancak su kuraklığı olduğuna vurgu yapan Çevik, nisan mayıs aylarındaki yağışın bu bağlamda önemli olduğunu vurguladı. Çevik, “Bitkisel kuraklık yok. Bitkiler yeşerdi ama su kuraklığı olduğu bir gerçek. Nisan ve mayıs aylarındaki yağışların bu anlamda önemli olduğunu düşünüyorum” dedi.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.