"Bu Türkiye'nin istikrarından kaynaklanıyor"
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, uyuşturucu trafiği rotasının, Türkiye'deki yakalanmaların çokluğu, dağıtım kanalları ve "Baron" denilen satıcılara karşı oluşturulan baskıyla güneye doğru kaydığını belirtti.
Bakan Soylu, TRT1'de yayımlanan "Alişan ile Hayata Gülümse" programında, Türkiye'de uyuşturucu ve terörle mücadeleye yönelik yürütülen çalışmalara ilişkin bilgi verdi.
Türkiye'de direkt olarak uyuşturucudan ölen insan sayısının 2017'de 941'e çıktığını, Avrupa ve ABD'de rakamların bunun 8-10 katı, bazı ülkelerde ise 20 katı olduğunu aktaran Soylu, bu yükselişin ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın öncülüğünde uyuşturucuyla mücadele için stratejik plan oluşturduklarını ve birçok adım attıklarını dile getirdi.
Yeşilay'ın çalışmalarını artırdıklarını, Narkotim'leri 81 ile yaydıklarını, Narkotiği ayrı bir birim haline getirdiklerini belirten Soylu, hayata geçirdikleri Narkolog Projesi'yle yakalanan uyuşturucu satıcıları ve kullanıcılarına verdikleri formla profillerini ve onları madde kullanmaya iten sebepleri belirlemeye yönelik çalışma yaptıklarını söyledi.
Soylu, üniversitelerle iş birliği içerisinde 62 ilde kanalizasyonlardan atık madde örneği aldıklarını, hangi ilde ne tür uyuşturucu madde kullanıldığına ilişkin araştırma yaptıklarını ve hangi maddelerin kullanımında artış olduğunu ortaya koyduklarını anlattı.
Uyuşturucu satıcılığının ihbar edildiği, uyuşturucunun arzla mücadelesi ve insanlarla buluşmasını engellemeye çalışan bir ihbar hattı kurduklarından bahseden Soylu, illeri 42, ilçeleri 32 kriterle izlemeye başladıklarını ve iller ile ilçelerin uyuşturucu risklerini raporlarla ortaya koyduklarını söyledi.
Bakan Soylu, bu çalışmalar sonucunda geldikleri noktada 941 olan uyuşturucuya direkt bağlı ölümlerin 2021 yılı sonu itibarıyla 270'e düştüğünü hatırlattı.
Türkiye'de uyuşturucu satışı ve kullanımı nedeniyle hapis cezası alanların sayısı 15 Temmuz 2016'da 35 bin iken, şu anda sayının 115 binin üzerine çıktığını belirten Soylu, "Eğer Türkiye, devletin bütün birimleriyle bu mücadeleyi ortaya koymamış olsaydı bugün Avrupa'nın karşı karşıya kaldığı durumla karşı karşıya kalırdı. Avrupa ülkelerinde uyuşturucudan ölüm milyonda 28'dir. Bizde ise milyonda 3,7-3,8. Yani bizde neredeyse onların onda biri. Yine Avrupa ülkelerinde hayatında bir kez uyuşturucuyu kullanan bu orandadır, yüzde 28. Bizim en büyük avantajımız hayatında bir kere uyuşturucu kullananlar yüzde 3,1, 2019-2020 ölçümlerimiz. Yani biz yine onların 10'da biri kadarız. Avrupa Birliği ortalamasını söylüyorum." diye konuştu.
- "En büyük başarı rotasını değiştirmek"
Türkiye'nin uyuşturucuyla topyekun bir mücadele içinde olduğunu vurgulayan Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bize eskiden doğudan giren uyuşturucuların yüzde 75'i batıda yakalanırdı. Mesela İstanbul, Kocaeli, İzmir, Sakarya, Bolu, buralarda yakalanırdı. 15 Temmuz'dan sonra Sayın Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu konseptle uyuşturucunun yüzde 74-75'ini Türkiye'ye girer girmez artık 3 vilayette yakalıyoruz: Hakkari, Van, Ağrı. Aslında uyuşturucunun sadece Türkiye'de nerede kullanıldığı, içildiği, yapıldığı değil, aynı zamanda Türkiye'ye girişini engellemek. En büyük başarı tabii rotasını değiştirmek. Türkiye'nin, uyuşturucu sevkiyatında doğudaki bu engeli nasıl bir sonuç doğurdu? Rotayı değiştirdi. Uyuşturucunun bizim çevremizde 3 rotası var. Kuzey rotası, yani Rusya'nın üzerinden geçen rota. Bir rota Balkan rotası dediğimiz bizim üzerimizden gelip Balkanlar'dan giden bir rota. Bir de Akdeniz rotası dediğimiz üçüncü bir rota var. Örneğin, 2019'da 14-15 ton, 2020 ve 2021'de 20-22 ton eroin yakaladık. Şu ana kadar (2022 yılı) yakaladığımız eroin miktarı 7-7,5 ton. Çünkü rotanın önemli bir bölümü Akdeniz üzerinden İspanya, İtalya, başka ülkelere gidiyor. Artık eroin yakalamaları geçen yıllardan daha fazla bu yıl da Akdeniz rotasında olmaya başladı. Ortaya koyduğumuz baskı, Türkiye içerisindeki yakalanmaların çokluğu, özellikle dağıtım kanallarına ve 'Baron' dediğimiz satıcılara oluşturulan baskı, rotayı daha ziyade güneye doğru aktardı."
İçişleri Bakanı Soylu, "Bizim bir tahminimiz daha var Ukrayna-Rusya Savaşı'ndaki karmaşıklık yerini biraz daha stabilizasyona alırsa güçlü bir rota da oradan olmaya başlayacak. Savaş sonrası orada hemen çok feci bir uyuşturucu rotası hareketlenmesi söz konusu olacak." değerlendirmesini yaptı.
Türkiye'de 2020'de uyuşturucuya başlama yaşının ortalama 20,2 iken, 2021'de bunun 21,2 olduğunu aktaran Soylu, uyuşturucu kullananların genel profillerine ilişkin verileri paylaştı.
En İyi Narkotik Polisi Anne Projesi'yle 1 milyon anneye ulaştıklarını ve eğitim verdiklerini, uyuşturucuyla mücadele için oluşturdukları UYUMA aplikasyonuna 46 bin 668 ihbar geldiğini kaydeden Soylu, başlattıkları Kökünü Kurutma Operasyonları ile diğer uyuşturucuyla mücadele operasyonlarına ilişkin de bilgi vererek, uyuşturucuyla mücadelede 360 derecelik bir çalışma uyguladıklarını belirtti.
- Soylu, iki oğlunu uyuşturucu bağımlılığından kurtaran anneyle buluştu
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, iki oğlunu uyuşturucu bağımlılığından kurtaran ve sonrasında uyuşturucuyla mücadele için Kırıkkale'de dernek kuran Banu Doğan ve oğlu Ahmet Doğan'la canlı yayında bir araya geldi.
Doğan ve iki oğlunun uyuşturucu bağımlılığıyla mücadelesine ilişkin hikayelerini anlatan videonun gösterilmesinin ardından Soylu, "Banu Hanım büyük bir mücadele ortaya koydu. Uyuşturucu kullanan çocukların anneleri, aileleri aslında bu meselenin en yakıcı çıplaklığıyla acı taraflarıyla karşı karşıyalar. Bazen toplumdan tecrit ediliyorlar. Banu Hanım, Türkiye'de Banu Hanım gibi anneler, büyük bir mücadele veriyorlar. Evlatlarını kurtarmak için verdikleri mücadele hem cesur hem adanmış hem de bütün bu uyuşturucu satıcıları ve dünyadaki uyuşturucu kartellerine karşı verilen bir mücadele. Uyuşturucu rehabilitasyonun elbette ki doktor kadar, kullanıp bırakan kişinin annesi tarafından da yapılabileceğinin en güzel örneklerini ortaya koyuyorlar. Minnettarız." ifadelerini kullandı.
Banu Doğan da uyuşturucuyla mücadele için verdiği destek dolayısıyla Bakan Soylu'ya teşekkür ederek, ailelerin uyuşturucu konusunda bilinçlendirilmesinin önemini vurguladı.
Soylu, programın sunucusu Alişan Tektaş ile narkotik eğitim tırı Narkotır'ı da ziyaret ederek, burada verilen eğitimlere ilişkin Narkotik büroda görevli polislerden bilgi aldı.
- Terörle mücadele başarısı
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Alişan Tektaş'ın şehit Eren Bülbül ile şehit uzman çavuş Ahmet Baş'ın ailelerine yaptığı ziyarete ilişkin videoların gösterilmesi ve terörle mücadelede gelinen son noktanın sorulması üzerine, "Aslında biz terörle mücadelede, dünyanın, yani çevremizdeki müttefikliğe yakın diye gördüklerimizin terör örgütlerini desteklemelerine rağmen böyle bir noktaya gelebileceğimizi düşünmüyorduk. Bu Türkiye'nin istikrarından kaynaklanıyor." değerlendirmesini yaptı.
Soylu, bu başarıda Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın terörle mücadelede geçmiş dönemde Türkiye'nin karşı karşıya kaldığı saldırıları ve ülkeyi kırılgan hale getiren süreçleri iyi analiz etmesinin, uzun vadeli bir politikayla Türkiye'nin doğusu ile batısının gelişmişlikte ve kalkınmada birbirine denk hale getirilmesinin büyük önemi olduğunu belirtti.
Türkiye'nin içinde 120'nin altında terörist kaldığını aktaran Soylu, şöyle konuştu:
"Tabii bu yıl dışarıdan 52-53 terörist geldi. Çünkü terör örgütünün hem İran hem Irak tarafından aktarımları var. Mesela bu yıl aktarım olmayan yegane hatlardan bir tanesi Hatay hattıdır. Nereden gelmiş, havadan gelmiş, paramotorla gelmiş ama diğer taraflardan mesela Nusaybin'den, Kızıltepe'den, İran tarafından Türkiye'ye o zor koşullarda bulunan coğrafyalardan geçmeye çalışıyorlar. Terör örgütlerinin sıkıştığı vilayetler Şırnak, Van, Mardin ve Ağrı. 4 tane sınır vilayetine sıkışmış. Ağırlık olarak bunların önemli bir bölümü 90 kadarı bu 4 vilayette. Geri kalanı Bitlis, Diyarbakır ve çok az bir kısmı Siirt. Tunceli'de, Diyarbakır'da var. Tunceli'de de 5 terörist kaldı."
Bakan Soylu, bir taraftan ülke içinde terör örgütlerinin istismar ettiği alanları kalkınma ve gelişmeyle daralttıklarını, bir taraftan da profesyonelleşme ve teknolojik gelişmeyle savunma sanayisini yüzde 20'lerden yüzde 80'lere çıkardıklarını, terörün finansmanını kestiklerini ve topyekun bir çalışma gerçekleştirdiklerini anlattı.
Kaynak:Hümeyra KARADAĞ
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.