Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Barış koridorunu açabiliriz"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türk Devletleri Teşkiatı 9. Zirvesi'ne katıldığı Özbekistan ziyareti sonrasında gazetecilerin sorularını yanıtladı, değerlendirmelerde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "ABD'deki seçimle birlikte bazı olumlu haberler geliyor. Temennim gelecek ay müjdelerle dolu olsun ve F16 konusunu çok daha olumlu istikamette geliştirelim." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya-Ukrayna savaşına ilişkin, "Tahıl koridorundan bir barış koridorunu açabiliriz, bunun için de en güzel yol diyalogdan barışa giden bir yol olabilir. Süre tahdidi koymak yanlış olur. Kendilerine bu işi ne kadar uzun tutarlarsa o kadar isabetli olacağını belirttik." ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamasında öne çıkan başlıklardan bazıları şöyle:
- "(KKTC'nin TDT'de gözlemci üye olması) Önce altyapı çalışmasını başlatıp sonra Kuzey Kıbrıs’ı devlet olarak dünyaya tanıtma konusunda sarmal oluşturmalıyız."
- "Kuzey Kıbrıs olayı Kosova kadar kolay değil ama elimizden geleni yapacağız. İşin üzerine üzerine gidecek, inanıyorum ki dünyaya tanıtma imkanı bulacağız."
- "(FETÖ elebaşı Gülen) ABD saklıyor, Pensilvanya’da verdikleri devasa kaşanede yaşıyor. Bana terörün merkezi neresi diye sorarsanız, ben size bunu söylerim."
-"(CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu) Hani Londra'ya gidişi eleştiriyordun. Buradan parayı kime getireceksin, sen iş adamı mısın? Yanında para talebinde bulunan birileri mi var?"
- "Önümüzdeki yılın ilk çeyreğinde Türkiye-Özbekistan Üniversitesini Taşkent’te kuracağız. İmam Buhari Fakültesi gibi bir adımı da burada birlikte atacağız."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ''Türk Devletleri Teşkilatı Devlet Başkanları 9'uncu Zirvesi'' için gittiği Özbekistan'daki temaslarını tamamlayarak yurda döndü.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türk devletleri arasındaki iş birliği, gücünü tarihsel kardeşlik bağlarından, ortak kültür, dayanışma, dil ve geleneklerinden alıyor. Türk dünyası ne yazık ki bugüne kadar çok darbeler yedi ve bu yediği darbeler sebebiyle de arzu edilen hedeflere ulaşamadı. Kendi aralarında da ne yazık ki belli bir güç devşiremedi, oluşamadı. Geçtiğimiz dönem başkanlığını devraldığımız İstanbul Zirvesi, Türk devletleri için aslında bir dönüm niteliği taşıyordu. Biz bu zirveyle Türk Konseyini, Türk Devletleri Teşkilatı adıyla uluslararası bir teşkilata dönüştürdük. O zirveyi gerçekleştirdiğimiz Demokrasi ve Özgürlükler Adası bu noktada ciddi bir sıçrama merkezi oldu. Ev sahipliğini yaptığımız İstanbul Zirvesi’nde ayrıca iş birliğimizin uluslararası hedeflerini ortaya koyan 2040 vizyonunu da kabul ettik. Bütün bu süreci Türk devletleri arasındaki karşılıklı sevgiye, saygıya dayalı olarak yürüttük. Sağ olsunlar kardeşlerimiz de bu süreç içerisinde belirlediğimiz istikametten sapmadılar ve yere sağlam bastılar. İşte bugün de atılan adımların neticesi olarak şahsıma Türk Dünyası Ali Nişanı’nı takdim ettiler. Türk Devletleri Teşkilatı kendisini başarılı bir iş birliği platformu olarak ispatlamış bulunuyor; bölgesinde ve dünyada ağırlığı artıyor. Burada ayrıca Yüksek Düzeyli İmam Buhari Nişanı’yla taltif olmak bizim için çok çok farklı, çok çok anlamlıydı. Özellikle de Şevket Mirziyoyev’in bu konuda hassasiyeti, Buhara’yı bu konuda bir merkez haline getirme gayretleri var. Belki de önümüzdeki yılın ilk çeyreğinde Özbekistan-Türkiye ortak üniversitesini kurmak suretiyle İmam Buhari Fakültesi veya enstitüsü gibi bir adımı da inşallah burada birlikte atacağız. Birkaç gün önce buraya arkadaşlarımız geldiler, birlikte Buhara’da, Taşkent’te çalışmalar yaptılar ve bu çalışmaların neticesini de çok kısa zamanda görmek istiyoruz. Bununla birlikte bu ilk çeyrekte de imzaları atarak Türkiye-Özbekistan Üniversitesi’ni inşallah Taşkent’te kurmuş olacağız."
Türk dünyasına verdiğiniz emekler göz önünde. Gerçekten bu noktaya gelinmesinde müstesna rolünüz var. Bunun için size bu coğrafyada doğmuş bir insan olarak minnettarım. Ama biliyorsunuz bu coğrafyanın en önemli belalarından birisi de FETÖ yapılanmasıdır. 15 Temmuz’dan sonra sizin uyarılarınıza coğrafyadan ciddi anlamda yanıt geldi ve bazı temizlemeler de gerçekleşiyor. Ama bu coğrafyanın kendi içinde dengeler var ve hala bu yapıyı Amerika ile aralarındaki yumuşak güç olarak görenler de var. Özellikle Orta Asya’daki bazı ülkelerde hala varlıklarını sürdürdüklerine dair izlenimler var. Türk Devletleri Teşkilatının geleceğinde bu yapının tamamen silinmemesi takdirde sorunlar çıkacağı açıktır. Bu yapı burada tamamen nasıl biter? Umudunuz var mı? Türkiye olarak bu liderleri ikna edebildik mi?
ABD'YE FETÖ TEPKİSİ: BU ADAMI AMERİKA'DA BIDEN SAKLIYOR
Tabii biz bu liderlerle her bir araya gelişte terörle mücadele konusunu; PKK/PYD/YPG, FETÖ, DEAŞ, bütün bunları kendilerine hatırlatıyoruz. FETÖ konusunda kendileri “bizde var” demiyorlar. Hep söyledikleri şey şu; “Biz bunları temizledik, temizliyoruz” diyorlar. Bugün de aynı şeyi gerek Kırgızistan gerek Özbekistan gerek Kazakistan’la yine konuştuk. Dedik ki “Bu konudaki mücadeleniz hangi safhada? FETÖ ile mücadelede belli bir mesafe kaydedebildiniz mi? Sizler yok diyorsunuz ama bizdeki istihbarat bilgilerinde ne yazık ki hala sizin devlet kademelerinde bile bunların olduğunun bilgileri bize geliyor. O zaman benim size söyleyeceğim tek şey var; istihbarat dairenizi bizim istihbarat başkanlığımızla bir araya getirelim, müşterek olarak çalışsınlar, eğer hakikaten temizlenmişse mesele yok, siz de rahat edersiniz biz de rahat ederiz. Ama bilin ki bunlar sizin için büyük tehlike ve tehdittir.” Mesela liderlerden bir tanesi bugün bana şunu söyledi; “Ben, siz bu işin üzerinde bu kadar dururken bu FETÖ’nün ne olduğunu hala bilmiyordum” dedi. “İşte sizin bu noktadaki bilgi kaynaklarınız maalesef size yanlış bilgi aktarıyor. Yanlış bilgi aktardığı için de bu alçakların, bu namussuzların ne olduğunu anlayamıyorsunuz. Bunların 160’a yakın ülkede okulları vardı ve bu okullarda bunlar güya iyi niyetle eğitim öğretim yaptırdıklarını söylüyorlardı. Oranın yöneticileri de ‘bunlar kötü bir şey yapmıyor, bunlar eğitim öğretim yaptırıyor’ diyorlardı. Ama o eğitim öğretim yaptırıyor dediğiniz yerde oraların zeki çocuklarını alıyorlar, onları zehirliyorlar ve onları da ondan sonra hem kendi ülkeleri hem de Türkiye aleyhine birçok çalışmaların içerisine sokuyorlar. Bakın işte bizde 15 Temmuz hadisesinde her şey patlak verdi ve bizim 252 canımız maalesef şehit oldu. Bunun yanında askeriydi, siviliydi 2 bini aşkın vatandaşımız yaralandı, gazi oldu. Bütün bunları biz yaşadık. Gelen başbakanlara, başkanlara Meclisimizi gösteriyoruz. İşte demokrasinin merkezi olan Meclisimizi bunlar bombaladılar. Neyle? Bu ülkenin, bu devletin, bu ordunun uçaklarıyla bombaladılar. Helikopterlerle geldiler vurdular. Eğer zaman yarışında isabet ettirebilseydiler bugün belki ben de olmayacaktım. Benim iki tane korumam şehit oldu. Bunların hepsi yaşanmış hadiseler. Benim canım yandığı için ben size bunları anlatıyorum” dedim. Şu anda bunlara kim sahip çıkıyor? Başta Yunanistan. Kaçıp Yunanistan’a gidiyorlar, kaçıp Avrupa’ya gidiyorlar. Hep buralara kaçtılar; Almanya’da, Fransa’da, Hollanda’da, Danimarka’da, İngiltere’de, Amerika’da yaşıyorlar. Ve bu adamı Amerika saklıyor. Kim saklıyor? Biden saklıyor. Kendilerine Pensilvanya’da devasa bir kâşâne verdiler, orada bu adam yaşıyor. Bana terörün merkezi neresi diye sorarsanız; işte ben size şu anda bunu söylerim.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, önümüzdeki hafta Endonezya’nın Bali şehrinde yapılacak olan G20 Zirvesi’ne katılmayacağını açıkladı. Rus heyetine Sergey Lavrov’un başkanlık edeceğini biliyoruz. Rusya’nın Şubat ayında Ukrayna’ya başlattığı savaştan sonra Biden ve Putin’in ilk kez bu zirvede bir araya gelmesi bekleniyordu. Putin’in zirveye katılmamasını nasıl yorumlarsınız? Siz hem Rusya hem Ukrayna liderleriyle yakinen görüşüyorsunuz. Zirve öncesinde bir telefon görüşmeniz olacak mı kendisiyle? Bir de bu kapsamda savaşın sona erme ihtimalini nasıl görüyorsunuz?
''BARIŞ KORİDORU AÇMA GAYRETİNDEYİZ''
Doğrusu kendisiyle son görüşmemde Endonezya’ya gelmesinin isabetli olabileceği kanaatinde olduğumu söylemiştim. Fakat kendisi de ‘Ben bir değerlendirmemi yapayım, ona göre haber veririm’ demişti. Sonra Dışişleri Bakanının Endonezya’ya gelmesine karar vermişler. Bu 2-3 gün içerisinde eğer kendisiyle bir irtibatım olabilirse neler düşündüğünü; ne gibi adımlar atacaklarını; özellikle de bu sürecin, yani diyaloğun barışa dönüştürülmesi noktasında adımlarının ne olabileceğini kendisiyle konuşma imkânı bulabilirim. Zirveye katılmama konusunda Sayın Putin demek ki kendi ekibiyle bunun istişaresini yapmış, sonunda da böyle bir karara varmıştır. Bu konuda bir değerlendirmeye girmek hem kendisine saygısızlık olur hem ekibine saygısızlık olur. Bu tabii kendilerinin bileceği bir iştir. Çünkü sıradan bir süreç yaşamıyoruz. Rusya sıradan bir devlet değil, güçlü bir devlet. Tabii başta Amerika olmak üzere Batı, Rusya’ya adeta sınırsız saldırıyor. Bütün bunların karşısında da tabii şu anda Rusya bir direnç ortaya koyuyor. Biz de acaba nasıl olur da -işte bir tahıl koridoru olayı gerçekleşti- buradan bir barış koridorunu açabiliriz, bunun gayreti içerisindeyiz. Bunun için de en güzel yol, diyalogdan barışa giden bir yol olabilir diye düşünüyoruz. Tabii burada sadece Sayın Putin’in kanaatleri yetmez. Zelenskiy ile de görüşerek burada onların düşündükleri nedir, onlar böyle bir şeye nasıl bakarlar, onların da kanaatini tabii alacağız. Ve bu arabuluculuk acaba bizi bir barışa taşır mı, bunu da görmenin yollarını arayacağız. Ama şimdilik bizim için en önemlisi bu tahıl koridorunu ciddi manada işletmek. Amonyak aynı şekilde, gübre aynı şekilde. Burada tabii Sayın Putin’in de hedefi özellikle fakir Afrika ülkelerini öne çıkaralım; Mali gibi, Somali gibi, Sudan gibi ülkeleri öne çıkaralım yönünde. Ve biz ücretsiz olarak onlara tahılı gönderebiliriz teklifini bana yaptı. Böyle bir adım atıldığı anda biz de aynı hassasiyeti gösterebiliriz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.