Deprem atıkları ve çevreye etkileri

Deprem atıkları ve çevreye etkileri

Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen illerdeki hasar tespit çalışmalarında 28 Şubat 2023 tarihi itibari ile 4 milyon 750 bin bağımsız bölümden oluşan 1 milyon 520 bin bina incelendi.

Prof. Dr. İsmail Demir, Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen illerdeki deprem atıklarının çevreye olası zararlarının önlenmesi ve yeniden değerlendirilmesiyle ilgili bir değerlendirmeyi 3 soruda kaleme aldı.

1 • Deprem atıklarının miktarı nedir ve nasıl çeşitlilik gösteriyor?

Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen illerdeki hasar tespit çalışmalarında 28 Şubat 2023 tarihi itibari ile 4 milyon 750 bin bağımsız bölümden oluşan 1 milyon 520 bin bina incelendi. Bunlardan 582 bin bağımsız bölüm ve 202 bin binanın acil yıkılacak, ağır hasarlı veya yıkık olduğu tespiti yapıldı. Buna göre depremde ortaya çıkacak atığın 70 ila 85 milyon metreküp olacağı tahmin ediliyor. Literatürde 1 metreküp afet atığı ağırlığının 1,8 ila 2 ton arasında olduğu dikkate alındığında, toplam atık miktarının 140 ile 170 milyon ton arasında olması bekleniyor.

Deprem sonrası ortaya çıkan İnşaat Yıkıntı Atıkları (İYA), normal koşullarda ince ve kaba yapı elemanlarından oluşan İYA'lardan farklılaşır. Normal zamanlarda bu atıkların büyük bölümü, başta mineral kökenli malzemeler, (beton, sıvalar, tuğla ve benzeri duvar malzemeleri, yer ve çatı kaplamaları, alçı dekorasyon ve benzeri), inşaat çeliği, diğer metaller ve tesisat elemanları, yalıtım malzemeleri (camyünü, taşyünü, köpükler, bitümlü malzemeler ve benzeri), camlar, plastik, seramik, ahşap ve benzeri türde malzemelerden oluşur. Deprem enkazlarında ayrıca mobilya, tekstil eşyaları, beyaz eşyalar, temizlik malzemeleri, hatta gıda atıkları ve bunlar gibi başka atıklar da bulunur.

Bunlar içinde en büyük payı kütlece yüzde 40 ila 50 oranında beton atıkları oluşturuyor. Eski yapılarda asbestli malzeme kullanımı yaygındır. Genellikle yalıtım malzemeleri, çatı örtüleri, tesisat malzemeleri ve benzeri işlerde asbest içeriği yer alıyor. Türkiye’de 2010 yılında yapılarda asbestli malzeme kullanımı yasaklandı. Asbest çok ince lifli yapıya sahip mineral bir maddedir. İnsan vücuduna genellikle solunum yoluyla girerek başta akciğer olmak üzere birçok organda kanser dahil pek çok sağlık sorununa yol açabilir

2 • Atıkların çevreye verebileceği olası zararlar nelerdir?

Depremde ortaya çıkan enkaz atığının 70 ila 85 milyon metreküp olduğu düşünülüyor. Ortalama birim hacim ağırlığı metreküp başına 2 ton kabul edilerek kütlece atık miktarı 140 ila 170 milyon ton olarak tahmin ediliyor. Depremden en çok etkilenen Hatay, Kahramanmaraş̧, Malatya, Adıyaman ve Gaziantep illeri deprem atığının en fazla oluşması beklenen illerdir. O nedenle en çok bu illerde deprem atıkları için gerekli geçici ve nihai depolama alanı ihtiyacı bulunuyor. Bu açıdan öncelikli olarak mevcut sahaların kalan kapasitesi belirlenerek ilave yeni geçici ve nihai depolama alanlarının belirlenmesi gerekiyor. Oluşan atık miktarına göre bu illeri Osmaniye, Diyarbakır ve Elazığ takip ediyor. Adana, Kayseri, Kilis, Niğde ve Şanlıurfa için nispeten düşük deprem atığı miktarı nedeniyle, mevcut sahalar yeterli olabilir. Ancak yine de mevcut saha kapasitelerinin kontrolü gereklidir.

Deprem atıklarının depolanmasının önemi, eski binalarda asbest kullanımının çevreye olası zararları düşünüldüğünde daha iyi anlaşılacaktır. Asbest, yapılarda çatı, zemin ve tavan kaplamaları, yalıtım amaçlı püskürtme kaplamalar, yangına dayanıklı yalıtım panelleri, kaloriferler, kazanlar, asbest katkılı çimento levhalar, conta elemanları, atık su boruları ve benzeri uygulamalarda kullanılıyor. Asbest kullanımı Türkiye’de 2010 yılında yasaklanmış, ancak bu tarihten önceki yapılarda kullanılmıştır. Deprem sonrası oluşan enkazlarda taşyünü, cam yünü gibi lifli ısı yalıtım malzemelerinin de yıkım sonrası toz halinde havada asılı kalarak yayılması riski vardır. Deprem enkazı normal yapılardaki atık türlerine ilave olarak içeriğinde mobilya, tekstil, metal eşyalar (beyaz eşya), plastikler, temizlik malzemeleri, gıda ürünleri gibi atıkları da içermektedir. Oluşan deprem enkazının geçici depo alanlarına taşınması sürecinde atıkları türlerine göre ayırma imkanı oldukça kısıtlıdır. Enkaz içeriğinde korozyona uğrayacak, bozunabilecek, parlayıcı ve yanıcı atık içerikleri de bulunur. O nedenle geçici ve kalıcı depo alanlarının seçiminde içme suyu kaynaklarına, yer altı sularına, tarımsal toprak alanlarına zarar verme potansiyeli olmayan alanların seçimine özen gösterilmelidir.

3 • Atıkların olası zararları nasıl önlenebilir ve nasıl yeniden değerlendirilebilir?

Binaların yıkımı, atıkların taşınması ve yönetimi surecinde gerekli iş sağlığı ve güvenliği önlemleri alınmalıdır. Deprem enkaz atıklarının geçici depolama alanlarına taşınması, burada atıkların içerisindeki malzemelerin ayrılarak büyük oranda geri dönüşümünün sağlanması, arta kalan atıkların ise tehlikelilik seviyesine göre ilgili yönetmeliklerde belirtildiği biçimde bertaraf edilmesi gerekiyor. Deprem enkazının kütlece yüzde 40 ila 50 oranında beton atıklarından oluştuğu tahmin ediliyor. Atık yönetimi iki aşamalı olarak yürütülebilir. Birinci aşamada geçici ve nihai depolama alanları atık miktarını karşılayacak kapasitede seçilmelidir. Yangına karşı depolama alanlarında atıklar belli bir yüksekliğin üzerinde istiflenmemeli, güvenlik önlemleri alınmalıdır.

İkinci aşamada deprem enkazı atıklarının ekonomik ve doğal çevrenin korunmasına yönelik geri kazanımı süreci başlatılmalıdır. Atık alanlarına kamu, kamu/özel sektör iş birliği veya yerel yönetimler tarafından geri dönüşüm tesisleri zaman kaybetmeden kurulmalıdır. Birçok ülkede “enkaz döküm alanı” kavramı yoktur, “geri dönüşüm tesisi” kavramı vardır. Sıkı yasal düzenlemeler ve teşvikler uygulanır. Bu sayede İYA yüzde 100’e varan oranlarda geri dönüştürülebilir. Enkaz veya İYA, geri dönüşüm tesislerine ücret karşılığı kabul edilir. Burada ayırma, kırma, eleme ve sınıflandırma işlemlerinden geçirilerek geri dönüşüme hazır hale getirilir. Ayrılan ve sınıflandırılan her bir atık cinsi kendi üretim tesisine gönderilerek yeni ürünün üretiminde girdi haline getirilerek ekonomiye kazandırılır. Geri dönüştürülmüş malzeme kullanımı hem doğanın korunması, hem de doğal kaynakların ekonomik kullanımını sağlar ve aynı zamanda yeni istihdam imkanları da sunar.

Özellikle beton atıklarının yeniden kullanımının yaygınlaşmasına engel olarak görülen sorunların çözülmesi için yasal düzenleme gerekiyor. Bunu için diğer ülkelerde olduğu gibi hem zorlayıcı hem de teşvik edici önlemlerin bir arada alınması çözümü kolaylaştıracaktır. Bu doğrultuda, kullanıcıları ve teknik elemanları bilinçlendirici toplantı, konferans ve benzeri etkinlikler düzenlenebilir.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.