"Dua ettim, başka çarem yoktu"

Kumluca beldesine bağlı Zafer köyünde oturan Arslan (58), eşinin Karabük'te görevli olması nedeniyle 11 Ağustos'taki sel felaketine evde yalnız yakalandı.

Suların yükselmesiyle evinin zemin katı su dolunca büyük korku yaşayan Arslan, kaçacak yeri olmadığı için çaresizce selin etkisini yitirmesini bekledi.

"Dua ettim, başka çarem yoktu"

Kezban Arslan, afette bahçe ve seraları ile bazı eşyalarını kaybettiğini aktararak, şunları söyledi:

"Evimize yaklaşık 100 metre mesafedeki köprü tıkandı, hem dağdan hem dereden gelen sel suları evimizin önünde yükselmeye başladı. Büyük bir hışırtı, gürültü sesi vardı. Kaçacak yerimiz yoktu. O sırada Karabük'te görev yapan eşimi aradım, 'Ev sele gidiyor.' dedim, bana, 'Çatıya çık.' dedi. Merdiven olmadığı için çatıya çıkamadım. Sürekli balkondan aşağı selin durumuna baktım, dua ettim, başka çarem yoktu. Telefonun ışığıyla merdivenlere bakıyorum, sel suları yükseliyor. Bir taraftan 'Acaba sel evi yıkar mı?' diye korkuyorum. Yardım istesem kimden isteyeceğim, herkes aynı durumda, o suyun içine kim girecek de beni kurtaracak ?"Arslan, daha önce böyle bir afet yaşamadığını vurgulayarak, "Sel suları 1-1,5 metre yükseldi. Sular eve girmesin diye kapıları kapatmıştım ama Allah'tan kapıları sökmüş, evin altından, pencerelerden akıp gitmiş. Eğer su evin altından akıp gidemeseydi ev yıkılırdı. İçi konserve dolu buzdolabı bile suyun içinde yüzmüş. Bereket versin gelen su camlardan, kapılardan çıkmış. Öyle olmasaydı, duvarları patlatırdı." ifadelerini kullandı.

Yaşadığı korkuyu unutmasının mümkün olmadığını dile getiren Arslan, "Bütün yiyeceklerimiz, odunumuz, kömürümüz alt kattaydı. Hepsi çamurun içinde kaldı. Seramız, bağımız, bahçemiz, her şeyimiz gitti." dedi.

Sel sonrasında çamur temizleme çalışmalarına katılan ekiplere teşekkür eden Arslan, "Sel afeti sonrası ekipler geldi, evimin alt katındaki belki tonlarca çamuru temizledi. En büyük derdim oydu. Sağ olsunlar, Allah onlardan bin kez razı olsun. Onlara ne kadar teşekkür etsem az." diye konuştu.