Hukukçuları buluşturan 3. Avrasya Hukuk Kurultayı sona erdi

Hukukçuları buluşturan 3. Avrasya Hukuk Kurultayı sona erdi

Türkiye başta olmak üzere 42 ülkeden hukukçu ve akademisyenin katılımıyla "Deniz hukukundaki güncel gelişmeler" ana temasıyla Karadağ'ın Budva kentinde üçüncüsü gerçekleştirilen Avrasya Hukuk Kurultayı, kapanış programı ile son buldu.

Türkiye Hukuk Platformu ve Ankara Üniversitesi Deniz Hukuku Ulusal Araştırma Merkezi (DEHUKAM) tarafından Adalet Bakanlığı, İbn Haldun Üniversitesi (İHÜ), Uluslararası Hukukçular Birliği (UHUB) ve Anayasa Hukukçuları Derneği işbirliğiyle organize edilen kurultay "İhtilaflı deniz alanları" paneliyle tamamlandı.

Oturumların ardından düzenlenen kapanış programında konuşan MHP Grup Başkanvekili Muhammed Levent Bülbül, sancılı süreçlerin yaşandığı bir dönemde özellikle ihtilaf alanlarının merkezindeki deniz hukukunun tartışılmasının isabetli olduğunu ifade etti.

Bülbül, uluslararası kuruluşların çözümsüzlüğün merkezi haline geldiğini, bölgesel çatışmalardaki anlaşmazlıklarda adaletin, hakkaniyetin ve etik değerlerin konuşulmadan sadece güç odaklı bir anlayışla meselelerin çözülmeye çalışıldığını kaydetti.

Türkiye'nin dünyaya baktığı perspektifin önemini dile getiren Bülbül, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Biz bu ihtilafların temelinde adalet ve merhamet olmadan, insanı merkeze alan bir anlayışla bu işlere bakılmadan meselelerin çözümünde herhangi bir mesafe katedileceği inancında değiliz. Cumhurbaşkanımızın da Birleşmiş Milletler Genel Kurullarında ve büyük zirvelerde dile getirdiği gibi 'Dünya beşten büyüktür.' ifadesinin hiçbir ülke tarafından küçümsenmemesi gerektiğini düşünmekteyiz. Son BM Genel Kurulu'nda, Güvenlik Konseyi'nin daimi üyesi ülkelerin başkanları tarafından da mevcut sistemin işlemediğinin ve kilitlendiğinin itirafıyla bu sözün haklılığı bir defa daha ortaya çıkmış oldu."

"Türkiye olmadan bölgede herhangi bir oyunun kurulamayacağı açıktır"

Batı'nın, Avrupa Birliği ülkelerinin ve uluslararası kuruluşların, kilometrelerce uzunlukta kıyı şeridi olan Türkiye'ye Meis Adası kadar hassasiyet, hakkaniyet ve adaletle davranmadığına dikkati çeken Bülbül, "Türkiye'nin hak ve menfaatlerini her alanda doğru bir şekilde savunmak için elimizden gelen gayreti sarf edeceğiz." dedi.

Bülbül, Türkiye'nin artan kapasitesi, bölgesinde oluşturduğu etki ve dünyaya verdiği mesajın birtakım rahatsızlıklara sebep olduğunu aktararak, şöyle devam etti:

"Türkiye olmadan bu bölgede herhangi bir oyunun kurulamayacağı son derece açıktır. Libya'yla yaptığımız anlaşmalardan Kıbrıs ve Ege'deki diğer meselelerde Türkiye gücünü gerekirse sert bir şekilde gerekirse diplomatik kanallarla her şekilde ortaya koymaya hazırdır. Fakat Türkiye'nin her zaman öncelediği şey meselenin diplomatik zeminde çözülmesidir. Bu açıdan gösterilen çabaları asla bir kenara bırakamayız. Türkiye'yle güç yarıştırarak bir sonuç alınacağı kanaatinde değiliz. Gayriaskeri statüdeki adaların sadece Yunanistan tarafından değil birtakım yabancı ülke askeri güçleri tarafından da kullanılması noktasında Türkiye gereken çalışmaları yapıyor. Her alanda buna cevap vermeye muktedir olduğumuzu biliyoruz fakat meselenin Akdeniz gibi bir barış denizinde başka birtakım sıcak karşılaşmalara sebep olmaması için elimizden gelen bütün gayreti sarf ediyoruz."

"İnsanlığın sorunlarına çare üretecek kavram hakkaniyet"

AK Parti Genel Sekreteri Fatih Şahin, kurultayda oluşan külliyatın hukukçular ve siyaset yapıcılara yeni ufuklar açacağına inandığını söyledi.

Deniz hukukunun çok dinamik bir alan olduğuna işaret eden Şahin, dünyada çok önemli hadiseler yaşandığını, kurultayda konuşulanların daha adil, barışçıl ve müreffeh bir dünyanın inşası için çok değerli olduğunu aktardı.

Kurultayda Türk dış politikasının eksenini oluşturan "hakkaniyet" kavramının öne çıktığını kaydeden Şahin, "Cumhurbaşkanımız, 'Dünya beşten büyüktür. Daha adil bir dünya mümkündür.' derken bu düşüncenin arkasında yatan temel felsefenin muharrik gücü de hakkaniyet kavramı. İnşallah bu hakkaniyet kavramı çerçevesindeki tartışmalar daha da zenginleşir. İnsanlık için zorlaşan bu günlerde, bu yıllarda bu kavram umarım daha fazla ön plana çıkar. İnsanlığın sorunlarına çare üretecek kavramın hakkaniyet olduğunu burada bir kez daha iyi gördük." diye konuştu.

Türkiye'nin son dönemde uluslararası alanda çok önemli işlere imza attığını belirten Şahin, şu görüşleri dile getirdi:

"Uluslararası ilişkiler bağlamında Türkiye göz ardı edilerek herhangi bir bölgesel ve küresel bir denklemin kurulmasının mümkün olmadığını görüyoruz. Nerede bir ihtilaf, bir sorun varsa orada yapıcı, adaletli, hakkaniyetli yaklaşımıyla Türkiye Cumhuriyeti Devletinin olduğunu görüyoruz. Bunu yaparken de ülkemizin menfaatlerini de akılcı bir politikayla savunduğunu görüyoruz."

Azerbaycan Milletvekili Fazıl Mustafa, kurultayın sadece Türk dünyası için değil Avrasya için de önemli olduğunu ve hukukçuların dayanışmasına katkı sağladığını, Azerbaycan gibi denize kıyısı olmayan ülkeleri temsil eden, bu alanda tecrübesi olmayan toplumların da bilimsel açıdan yeni düşünceleri ve verileri benimsediklerini ifade etti.

Bu toplantının uluslararası hukukun çiğnendiği bir dönemde gerçekleştirildiğini, uluslararası hukukun güvenliğini koruması gereken devletlerin onu ihlal eden devletlere dönüştüğünü belirten Mustafa, "Dünya beşten büyüktür, lafını söylediğimizde hukuk, adalet isteyen dünya, 5 ülkenin adaletsizliğine karşı kendi direnişini ortaya koymaktadır. Bu açıdan da kurultayın büyük, tarihi ehemmiyeti var." değerlendirmesini yaptı.

Fazıl Mustafa, Azerbaycan Milli Meclisi'nin ve Avrasya'da bulunan devletlerin parlamentolarının, hukuk alanında istişare, dayanışma ve bilgi birikimi konularında işbirliğinin genişlemesinden yana olduklarını aktardı.

Kurultayda ele alınan konular kitapçıkta toplanacak

DEHUKAM Müdürü Mustafa Başkara, sempozyumun etkilerinin yakında yayımlanacak kongre kitapçığıyla taçlanacağını söyledi.

Merkezin kuruluşunu ve çalışma sistemine ilişkin bilgi veren Başkara, temel amaçlarının yurt dışında deniz hukuku alanında çalışan kuruluşlar ve merkezlerle işbirliği yapmak olduğunu, bu perspektifle Avustralya'dan ABD'ye kadar çeşitli ülkelerdeki kuruluşlarla işbirlikleri imzaladıklarını anlattı.

Türkiye'nin "Mavi Vatan" denilen denizcilik ülkesi olma hedefine hizmet etmeyi amaçladıklarını dile getiren Başkara, deniz hukuku alanındaki uzmanlarla projeler yürüttüklerini belirtti.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.