Tam kapanmanın başarılı olması vatandaşımıza bağlı

Tam kapanmanın sonuca ulaşması ve pandeminin sona ermesi için aşının önemine vurgu yapan Prof. Dr. Mustafa Şahin, “Süreç polis ve devlet zoruyla yürütülecek bir süreç değil. Halkın kendi tedbirini alması şart” dedi
Tam kapanmanın başarılı olması vatandaşımıza bağlı

PROF. DR. ŞAHİN, BBN’E KONUŞTU

 Selçuk Üniversitesinin eski rektörü Prof. Dr. Mustafa Şahin pandemide gelinen noktayı BBN Haber’e değerlendirdi. Tam kapanmanın kesin çözüm olmadığını belirten Şahin, “Bu süre içerisinde virüs Türkiye sınırlarını terk edip gitmeyecek. Gitse de geri gelecek. Bu nedenle  kapanma geçici bir süre kazandırıyor ve kontrolün kaybedilmesini önlüyor ancak maliyeti, külfeti ve riskleri olan bir uygulama” dedi.

POLİS ZORUYLA YÜRÜTÜLEMEZ

“Tam kapanmanın başarılı olması biraz da vatandaşlarımızın sürece sahip çıkmalarına bağlıdır” diyen Şahin, “Esas üzerinde durulması gereken nokta bireysel tedbirler ve halkın kendi tedbirlerini almasıdır. Biz bunu ihmal ediyoruz. Süreç polis ve devlet zoruyla yürütülecek bir süreç değil. Halkın buna inanması lazım ve tedbirleri kendisinin alması lazım” diye konuştu.

Tam kapanmanın başarılı olması vatandaşımıza bağlı

 

Önceki dönem Selçuk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Şahin pandemide gelinen noktayı değerlendirdi. Pandeminin sona ermesi için aşının önemine vurgu yapan Şahin tüm bunlarla birlikte virüse karşı etkin bir ilacın geliştirilmesinin ve toplumda yaygın olarak doğal İmmünizasyonun gelişmesinin de süreç için önemli olduğu vurgusunu yaptı

Şahin, “1 yıl önce de aynı şeyleri söyledim.  Aşı geliştirip etkili bir ilaç üreteceğiz ve keşke ihtiyaç olmasa ama toplumda mümkün olduğu kadar fazla oranda doğal İmmünizasyonunun gelişmesi hastalığı yenmek için önemli olacaktır. Tabii ki kimseye bu virüs bulaşmasın ve insanlık bu hastalığı atlatsın, fakat işin doğal seyrinde bu yok. Virüs toplumun belli bir kesimine kaçınılmaz olacak bulaşacak. Tam kapanmada  insanları bir süre virüs bulaşma riskinden koruyoruz. Bu süre içerisinde virüs Türkiye sınırlarını terk edip gitmiyor. Gitse bile dış dünyayla sürekli irtibat halinde olan bir ülkeyiz ve yine gelecek. Bu nedenle tam kapanma geçici olarak bir süre kazandırıyor ve kontrolün kaybedilmesini önlüyor ancak maliyeti, külfeti ve riskleri olan bir uygulamadır. Buna karşı şunu söylüyorum; Bugün tam kapanma olarak adlandırılan bir uygulama içinde olsak ta aslında yapılan kontrollü kısmı kapanmadır. Tarım sektörü, sanayi sektörü, gıda sektörü, sağlık sektörü ve hayati öneme haiz diğer bazı sektörler çalışmalarına devam ediyor. Hükûmet karar aldı ve bu karar hepimizi bağlar. Buna uymak durumundayız ve alınan kararların başarılı bir şekilde uygulanması için vatandaşlar olarak azami gayret göstermeliyiz. Tam kapanmanın başarılı olması biraz da vatandaşlarımızın sürece sahip çıkmalarına bağlıdır. Tam kapanma çözüm olmaz derken iki durumu kastettim; Birincisi kapanma sürecinde virüs toplumu terk etmeyecek, var olmaya devam edecek. Süreç bize sadece geçici bir zaman kazandıracak. İkincisi tam kapanma dediğimiz halde tam kapanmıyoruz. Belli sektörlerde çalışmalar devam ediyor. Esas üzerinde durulması gereken nokta bireysel tedbirler ve halkın kendi tedbirlerini almasıdır. Biz bunu ihmal ediyoruz. Süreç polis ve devlet zoruyla yürütülecek bir süreç değil. Halkın buna inanması lazım ve tedbirleri kendisinin alması lazım” dedi.

ŞAHİN AŞILARI DEĞERLENDİRDİ

Sinovac aşısının uzun yıllardır kullanılan bir yöntem olduğunu belirten Şahin tercihini bu alanda kullandığını kaydetti. Şahin, “Sinovac ölü bir aşıdır. Ülkemize ilk gelen aşı olduğu için tercihimi bu yönde kullandım ama ilk aşı olmasa da tercihimi yine bu alanda kullanırdım. Çünkü dünyadaki yüzyıllardır kullanılan ilk yöntemdir. Etkileri de sonuçları da biliniyor. BioNTech teknolojik olarak üretiliyor, büyük kitlelere ulaştırılıyor ama genetik bir materyal insan vücuduna yükleniyor. Virüsün bir parçasının genetik bilgileri veriliyor vücuda. Vücudumuzda önce virüsün bir parçası üretiliyor ve üretilen bu parçaya karşı savunma hücreleri de antikor geliştiriyor. Bu gelen genetik kodun ileride neler getireceği belli değil. Bu nedenle bilinmiş, alışılmış yöntemleri kullanmak en doğrusu diye düşünüyorum” ifadelerini kullandı. Başarılı aşı çalışmalarına imza atan Prof. Dr. Osman Erganiş ile 2016 yılının mart ayında çalışmalara başladıklarını kaydeden Şahin, “2016 yılında Osman hoca ile oturduk ve aşının önemine vurgu yaptık ve geleceği biyolojik savaşlar çağı olacağını öngörüsünde bulunduk. Aşı Araştırma ve Uygulama merkezini kurduk. BSL-düzeyinde bir aşı geliştirme laboratuvarı kurmak için bütçe talebinde bulunduk ve o dönem bu bütçeyi alamadık.  Ama geldiğimiz noktada ülkemizde aşı üretmek üzere 14 grup ortaya çıktı ve o ekipler sessiz sedasız çalışmalarını sürdürüyorlar. Başarılı çalışmalarından dolayı başta Osman Erganiş hocamız olmak üzere bu konuda gece-gündüz çalışan tüm ekiplere teşekkürlerimi sunuyorum” şeklinde konuştu. Ayşegül Ertul

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.