Yazıcıoğlu davasına 'FETÖ izleri'ni gösteren ek delil dosyası
Muhsin Yazıcıoğlu'nun ölümüne ilişkin, ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 5. Ceza Dairesinde görülen davada, Yargıtay Cumhuriyet Savcıları Halil İbrahim Çiftçi ile Fatma Özer'in sunduğu, 3 sanığın "görevi kötüye kullanma", bir sanığın da "ihmali davranışla görevi kötüye kullanma" suçundan cezalandırılmaları istenen mütalaaya ek 85 sayfalık delil dosyası gönderildi.
Delil dosyasında, Muhsin Yazıcıoğlu ile beraberindeki 5 kişinin hayatını kaybettiği helikopter kazasına yönelik FETÖ eylemleri anlatıldı.
Dosyada, görevi kötüye kullanma suçundan cezalandırılması istenen dönemin Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürü Gürsel Aktepe'nin örgütün şifreli haberleşme ağı ByLock'u kullandığı hatırlatıldı.
BBP Kurucu Genel Başkanı Yazıcıoğlu'nun da bulunduğu helikopterin 2009'da düştüğü anımsatılan dosyada, örgütün istihbarat biriminin takibi sonucunda olaya ilişkin bilgi kirliliği ve algı yönetimi yapılarak, gerçek ile yalanın, doğru ile yanlışın başarılı şekilde harmanlanarak maddi gerçeğe ulaşılmasının engellendiği aktarıldı.
Dosyada, olay sonrasında FETÖ tarafından planlı bir deformasyon yapıldığı, örgütün bunu strateji olarak benimsediği belirtildi.
FETÖ'den yargılanan dönemin Kahramanmaraş İstihbarat Şube Müdür Yardımcısı Dursun Özmen'in, "helikopterdekilerin sağ kurtulduğuna, hastaneye kaldırıldığına ilişkin bilgi notu hazırlatarak bu kirli bilgiyi Türkiye'ye yaydığı" ifade edilen dosyada, enkaza ulaşılmasının engellenmek istendiği, böylece gazeteci İsmail Güneş ve onun dışında yaşayanların, ölecekleri düşüncesiyle zaman kazanılmak istenildiği kaydedildi.
Dosyada, enkaza ulaşıldığı, Yazıcıoğlu'nun ayağının kırık olduğu yönündeki "kirli bilgi"nin, örgütsel faaliyet kapsamında arama-kurtarma çalışmalarını sabote etmek için sanık Gürsel Aktepe'nin bilgisi dahilinde yayıldığı anlatıldı.
Tamer Bülent Demirel'le irtibatlar
Basında yer alan bazı haberlerde, İstihbarat Daire Başkanlığındaki C5 diye tanımlanan büroda Yazıcıoğlu hakkında 253 belge ve rapor olduğunun belirtilmesi üzerine durumun sorulduğu aktarılan dosyada, Yazıcıoğlu hakkında 9 Eylül 2008-23 Mayıs 2012 arasında İstihbarat Dairesi Başkanlığı Merkez C Şube Müdürlüğü konuları kapsamında ilişkilendirilen 214 evrakın bulunduğunun, bunlardan 61'inin Yazıcıoğlu'nun ölümü ve cenazesiyle ilgili olduğu, 153'ünün ise "Abdullah Çatlı'yı Anma Etkinlikleri, Ülkücü Şehitleri Anma, Kara 12 Eylül'ü Talin ve Ülkü Şehitlerini Anma, yürüyüş ve miting, seçim çalışmaları, Yazıcıoğlu için gıyabi cenaze namazı, basın açıklaması, protesto etkinlikleri, BBP ve kurultay, Alperen Ocakları, ölüm yıl dönümüne ilişkin anma etkinlikleri, konferans, sempozyum" gibi konulara yönelik olduğunun belirtildiği kaydedildi.
Dosyada, Dursun Özmen'in, 1999-2006 arasında Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı C Şube Müdürlüğü'nde çeşitli görevlerde bulunan ve Hrant Dink cinayeti davasında "Anayasayı ihlal" suçundan ağırlaştırılmış müebbet ve "kasten tasarlayarak öldürmeye yardım etme" suçundan 15 yıldan 20 yıla, "FETÖ üyeliği" suçundan 7,5 yıldan 15 yıla, "görevi kötüye kullanma" suçundan da 3 aydan 2 yıla kadar hapisle cezalandırılması istenen Tamer Bülent Demirel'le telefon irtibatlarına dikkat çekildi.
Özmen'in, helikopter kazasının yaşandığı 25 Mart 2009'da 16.14'te 206 saniye, 16.22'de 59 saniye, 17.04'te 64 saniye, 23.07'de 72 saniye olmak üzere birden çok görüşme yaptığı ifade edilen dosyada, Özmen'in, FETÖ'den yargılanan eski Kahramanmaraş İstihbarat Şube Müdürü İsmail Duman'ı her aramasının ardından Demirel'le de görüştüğü, Demirel'in sıradan bir örgüt üyesi olmadığı vurgulandı.
Abdullah Önder'in itirafları dosyaya girdi
Delil dosyasında, itirafçı Abdullah Önder'in şu ifadelerine de yer verildi:
"2015 yılı yaz ayında Mustafa Atalar ile yaptığımız bir görüşmede, FETÖ silahlı terör örgütüne yönelik olarak bu operasyonlardan endişe duyduğunu söyledikten sonra bu görüşmede bana Muhsin Yazıcıoğlu'nun ölümü ile sonuçlanan helikopterin düşmesiyle ilgili olarak elinde görüntülerin yer aldığı bir flash belleğin mevcut olduğunu, bunun yanı sıra pek çok belge olduğunu ve örgüt talimatı ile astsubay Aydın Özsıcak'tan el yazısı ile yazılmış iki adet dilekçe aldıklarını, dilekçelerin birinde Aydın Özsıcak'ın bu suçu tek başına işlediğini kabul eden bir beyan olduğunu, diğerinde ise resmi görev gereği işi yaptığına dair bir beyanın bulunduğu dilekçenin alındığını söyledi. Ben de buna neden gerek duyulduğunu sordum. Aydın Özsıcak'ın itirafçı olması durumunda bu dilekçelerin piyasaya sürüleceğini söyledi. Bu belgeleri Bank Asya Elazığ şubesinde Mustafa Atalar adına kiralanan bir kiralık kasada olduğunu ve bunları ne yapmamız gerektiğini bana sordu. Ben de 'getir bir inceleyelim' dedim. Bu olaydan bir ay sonra Mehmet Durakoğlu İstanbul'a gitmişti ve bu belgeleri orada örgütün TSK mahrem imamına teslim ettiğini söyledi. Hatta Mustafa bana defalarca 'İnşallah Mehmet Durakoğlu bu flash ve evrakları kendisine saklamamıştır, bulunursa bizi topa koyarlar' dedi."
Ayrıca Önder'in, "2014 yılı başlarında dershanelerin kapatılmasına ilişkin süreçte örgütün Elazığ il yapılanması mensupları olarak İzmir iline bir geziye gittik. Bu gezide İzmir ilinde bulunan örgütün Yamanlar Kolejine de gittik. Orada bulunduğumuz sırada okulun 5. katında bir F16 maketi vardı. Orada verilen brifing de bu F16'nın aslının Muhsin Yazıcıoğlu'nun helikopterinin üzerinden geçen F16'nın maketi olduğu söylenmiştir. Hatta sunumu yapan kişi o tarihte bu F16'yı kullanan pilotun bizden biri olduğunu söylemişti. Hatta örgüt içerisinde konuşulan bir mesele de şudur ki Muhsin Yazıcıoğlu'nun içinde bulunduğu helikopterin üzerinden geçen F16 nın bilinçli olarak Suriye’de düşürüldüğü söylendi. Benim tecrübelerime, örgüt içinde edindiğim bilgilere göre bu hadise tamamen FETÖ silahlı terör örgütünün işidir." beyanı da aktarıldı.
"Tereyağından kıl çeker gibi kurtulduk"
Delil dosyasında, FETÖ'nün Elazığ imamı Mehmet Durakoğlu'nun, "Başıma Yazıcıoğlu hadisesi gelince İzmir'e Barbaros abinin (Barbaros Kocakurt FETÖ Türkiye İmamı) yanına gittim. Büyüğümüz ile görüştük, İstanbul'da toplandık, Elazize geldik, tereyağından kıl çeker gibi kurtulduk." şeklindeki Bylock yazışması da yer aldı.
Çok sayıda ByLock içeriğine, telefon görüşme kayıtlarına da yer verilen dosyanın değerlendirme bölümünde, TİB tarafından elde edilen koordinatlar dışında arama yapıldığı, enkaza yetkililerden habersiz köylüler tarafından ulaşıldığı kaydedildi.
Enkaz alanındaki köylülerin alana 300-500 mesafede ağaç altında yeni kumanyaların bulunduğunu söylediği bildirilen dosyada, arama kurtarmanın en kritik olduğu saatlerde FETÖ'nün organizesinde kirli bilgi yayıldığı, radar kayıtlarında 4 dakikalık kesinti bulunduğu ifade edildi.
Dosyada, Aydın Özsıcak ile beraberindeki Davut Uçum, Nusret Memiş, Cemal Şahin başta olmak üzere FETÖ mensuplarının suç delillerini yok ettiği, savunma dilekçelerinin tek merkezden hazırlandığı, avukatların FETÖ üyesi olduğu, Özsıcak ve Uçum'un darbe girişiminde de yer aldığı aktarıldı.
Delil dosyasının değerlendirme bölümünde, eylemin FETÖ tarafından gerçekleştirildiği sonucuna ulaşıldığı kaydedildi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.