Tarımdaki kadınlar önemsenmeli

Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölüm Başkanı ve tarım ekonomisti Prof. Dr. Cennet Oğuz, BBN Türk TV’ye konuk oldu.  Jale Yeni Gökyer’in hazırlayıp sunduğu Öğle Arası programında  tarımsal üretimde sürdürülebilirlik, kadınların tarımsal faaliyete katkıları ve kırsal alandaki yaşam ile ilgili bilgi veren Oğuz, “Bir toplumun sosyal, kültürel ve ekonomik açıdan gelişmesi her şeyden önce toplumu oluşturan bireylerin eşit olanaklara sahip olmasına bağlıdır. Bireylerin tüm olanaklardan eşit yararlanması toplumun dengeli bir şekilde kalkınmasında etkilidir. Yani kalkınmaya yönelik çalışmalarda cinsiyet dengeli bir yaklaşım öngörülmelidir. Dünyada ve Türkiye’de nüfusun yarısını oluşturan, sosyal ve ekonomik açıdan önemli bir yere sahip olan kadınları kalkınma programları çerçevesinde ayrı olarak ele almak gerekir. Çünkü kadınlar doğası gereği erkeklerden farklı yapıda olup farklı alanlarda faaliyet gösterebilme yetisine sahiptirler” dedi.

Özellikle tarımsal üretimde sürdürülebilirliği ve kırsal kalkınmanın sağlanabilmesi için gerekli işgücü potansiyelinin genellikle işletme sahibi ve ailesi tarafından karşılanmakta olduğuna dikkat çeken Oğuz, “Gelişmekte olan ülkelerde tarım işletmeleri, işletme sahibi ve ailesinin işgücüne dayanan aile işletmeleri tipindedir. Bu nedenle kadınlar işlerde eşlerine yardımcı olmakta ve tarımda aktif olarak çalışmaktadır. Dünyada tarımdaki aktif nüfusun yüzde 44’ünü,Türkiye’de  yüzde 46,47’sini kadınlar oluşturmaktadır. Tarımsal faaliyetlerde aktif olarak çalışan kadın nüfus yıldan yıla artış göstermekte ve çoğunluğu ‘ücretsiz aile işgücü’ olarak yer almaktadır. Buna karşılık kırsal kalkınma çerçevesinde gerçekleştirilen proje ve programlarda kadınlara yeteri kadar yer verilmediği çeşitli çalışmalarla ortaya konulmaktadır. Dünyanın birçok yerinde tarımdaki kadınlara yönelik organizasyonlar bulunmakta olup Türkiye’de de bu tür çalışmaların yapılması gerekmektedir” diye konuştu.

Tarım ve Orman Bakanlığı’nın son dönemlerde yürütülen programlarda bütüncül bir yaklaşım uygulayarak kadınlara yönelik çalışmalara yer vermesinin de son derece önemli olduğunun altını çizen Oğuz, “Örneğin Türkiye’de 9 bölgede Kırsal kadın Çalıştayları gerçekleştirilmiş olup bu çerçevede kırsal alanda yaşayan kadınlara tarımsal konularda bilgi ve tekniğin öğretilmesi, var olan potansiyelin ortaya çıkarılmasıyla bilgi ve becerilerinin geliştirilmesi, bu konuda toplumda çalışan paydaşları bir araya getirerek toplumda farkındalık oluşturulması ve mevcut gelişmeyi etkileyen sorunları tespit ederek uygun çözüm yolları, stratejiler, politikalar geliştirmek amaçlanmıştır” ifadelerini kullandı.

Oğuz son olarak tarımın ekonomik gelişmedeki yeri ve önemine dikkat çekerek, “Gelişmişlik düzeyleri ne olursa olsun, bütün ülkelerin ekonomilerinde tarımın özel bir yeri ve önemi bulunmaktadır. Türkiye gibi, nüfusun yaklaşık %26’sının tarım sektöründe çalıştığı bir ülkede, sektörler arası ilişkiler, gıda güvenliği ve güvencesi ile istihdam açısından tarım, halen ana sektör durumundadır. Bu nedenle, ekonomik gelişme sürecinde tarımın gözardı edilmesi düşünülemez. Tarımda potansiyel gücün harekete geçirilmesi, yapısal iyileştirmeler ve dengeli fiyat politikaları ile kalkınmanın sağlanması tüm toplumu yakından ilgilendirmektedir. Tarım kesiminde kadınların toplumsal olarak karşılıksız ve görünmez olan hane içi emekleri kadınları çocukluktan başlayarak eğitim-öğretim fırsatlarından yararlanmada, üretken kaynaklara ulaşmada, gelir getirici çalışma biçimlerine katılmada, meslek ve kariyer edinmede erkeklere kıyasla dezavantajlı konuma sokmakta ve eşitsizliklerin kaynağında yer almaktadır” diye konuştu. (Serdar Ermiş)