Yüzyıllardır Konya'nın büyük topraklarında koşturuyorlar. Yılkı Atları nefes kesiyor
Konya’nın Halkapınar ilçesinde, Toros Dağlarının eteklerinde yer alan Istavul Yaylası, doğanın kalbinde özgürce yaşayan yılkı atlarına ev sahipliği yapıyor. Görüntülendikleri her yerde büyüleyici etkiler yaratan bu asil hayvanlar, bu kez Halkapınar’ın en yüksek noktalarından biri olan Yassıkaya Mahallesi’ne bağlı yaylada objektiflere takıldı.
SADECE GÖRSEL ŞÖLENDEN İBARET DEĞİL
Doğayla iç içe, insan elinden uzak bir yaşam süren yılkı atları, izleyenleri hem duygulandırıyor hem de doğaya olan hayranlığı perçinliyor. Yerel halk, bu görüntülerin sadece görsel bir şölen olmadığını, aynı zamanda doğanın dengesine dair güçlü bir mesaj taşıdığını vurguluyor.
Yaylayı ziyaret eden bir doğa tutkunu, “Bu atlar tamamen doğal döngü içinde yaşıyor. Onları izlemek, doğanın kendi içinde kurduğu dengeye tanık olmak demek” sözleriyle yaşadığı heyecanı paylaştı. Ancak bu büyüleyici manzaranın ardında yatan gerçekler, düşündürücü. Sayılarının giderek azalmasıyla dikkat çeken yılkı atlarının korunması için Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü ile yerel yönetimlerin harekete geçmesi bekleniyor. Uzmanlar, bu tür doğal popülasyonların korunmasının biyolojik çeşitlilik açısından kritik olduğuna dikkat çekiyor.
YILKI ATLARININ SESSİZ HİKAYESİ
Anadolu’nun kadim coğrafyasında yılkı atları, sadece bir hayvan türü değil; aynı zamanda terk edilmişliğin, özgürlüğün ve doğayla uyumun sembolü. “Yılkı” kelimesi Türkçede “serbest bırakılmış, kendi başına yaşayan at” anlamına gelirken, bu kelimenin izleri Orhun Yazıtları’na ve Dede Korkut Destanlarına kadar uzanıyor. Geleneksel olarak, yaşlanmış ve iş göremez hale gelen atlar, özellikle kış ayları öncesinde sahipleri tarafından doğaya salınır, bir daha geri alınmazdı. Zamanla vahşi doğaya uyum sağlayan bu atlar, sürüler oluşturarak dağların sessiz gölgelerinde yaşamlarını sürdürmeye başladı. Bugün Torosların eteklerinde özgürce koşan yılkı atları, Anadolu’nun unutulmaya yüz tutmuş geleneklerinden birinin yaşayan tanıkları. Onlar, terk edilişin ardından buldukları özgürlükle hayatta kalmanın, uyumun ve doğaya dönüşün etkileyici birer sembolü.
Fotoğraflar: Bülent Fakı Şengün / facebook
Kaynak:Olcay Kurt
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.