“Kişilerin sosyal  bağımlılıkları var”

“Kişilerin sosyal bağımlılıkları var”

Modern yaşamın getirdiği psikolojik zorluklar ve çözüm yolları üzerine, Psikolojik Danışman Dr. Safiye Yılmaz Dinç ile farklı kuşakların perspektiflerini içeren bir röportaj gerçekleştirdik.

RÖPORTAJ: HANDE İPEKGİL

Dr. Dinç, X, Y ve Z kuşaklarının stres, kaygı ve ilişki sorunları gibi konularda psikolojik danışmanlık hizmetlerinden nasıl yararlanabileceğini vurguladı. Ayrıca, teknolojinin ve sosyal medyanın her kuşağı nasıl etkilediği ve bireylerin psikolojik sağlığı üzerindeki etkileri hakkında görüşlerini paylaştı. Bu değerli röportajda, Dr. Dinç'in bilgi birikimi ve deneyimleri, X kuşağının rekabetçilik kaygılarına, Y kuşağının dijital bağımlılık endişelerine ve Z kuşağının sosyal medyanın etkisine yönelik öneriler sunarak, günümüzün karmaşık zorluklarına nasıl üstesinden gelebileceğimize dair ilham verici bir yol haritası oluşturdu.

-Network için hangi becerilere sahip olmak gerekiyor?

--Girişimcilik, yenilikçi ve yaratıcı olma, fırsatları görme, risk alma, öncü ve rekabetçi olma becerilerini içerir. Önemli olan başkalarından farklı düşünme ve farklı bakabilme kabiliyetidir. Ayrıca, toplumun ihtiyaçlarını tahmin etmek ve çevrenin yarattığı fırsatları sezebilmek, bu sezgileri düşlere dönüştürmek, düşleri projelere dönüştürmek ve projeleri hayata geçirerek zenginlik üreterek insan yaşamını kolaylaştırmaktır. Motivasyon, bir mentör bulma ve öğrenilen becerileri uygulama da önemlidir.

Peki neler yapılmalıdır?

•Varsayımları tersine çevirmek ve bağlamı değiştirmek.

•Aynı konuya farklı açılardan bakmaya çalışmak.

•Sorunu çözmenin en yenilikçi yolunun alışılmışın dışında ikinci bir cevapta olduğunu düşünmek.

•Farklı alanlardan insanlarla sohbet etmek, zaman geçirmek ve fikirlerini almak. Kalıcı olmasa da bu şekilde potansiyel yaratıcı fikirler ortaya çıkabilir.

•Reklamları okuyup izlemek.

•Bulunduğunuz her yerde ve konuştuğunuz herkesten potansiyel yaratıcı fikirler çıkarmaya çalışmak. Yöntem öğrenmek, içerik değil.

multitasker-scaled.jpg

-Networking becerilerini geliştirmenin özgüven, sosyal beceriler ve kişisel ilişkiler üzerindeki psikolojik etkileri nelerdir?

--Sürece taahhüt etmek burada önemlidir. Eleştirilere açık olmalısınız, çünkü size inanmayacak ve özgüveninizi sarsacak insanlarla karşılaşabilirsiniz. İşleri başarabildiğinizi gördükçe insanlar sizin yanınızda olacaklardır. Girişimcilik, network becerileri, iletişim, problem çözme, karar verme, kendini yönetme gibi sosyal becerileri kazandırır. Bu beceriler arasında yeniliklere açık olma, kendinizi iyi tanıtma, yardım isteme, ikna etme, amaç oluşturma, bilgi toplama ve bir işe yoğunlaşma gibi yetenekler bulunur. İnovasyonun önünde bazı zihinsel kilitler bulunur. Bunlar tek doğru cevap arama, mantıklı gelmiyor deme, kurallara uyma, bu benim alanım değil deme, aptal durumuna düşmekten kaçınma, belirsizlikten kaçınma, yaratıcı olamam düşüncesi gibi engellerdir. Bu zihinsel kilitleri kırdığımızda daha girişimci hale geliriz. Böylece inovasyon örneklerinde olduğu gibi ağ zinciri büyüyecektir.

-Network çalışmaları yaşa ve kültürlere göre değişir mi?

--Unutulmaması gereken en önemli nokta, toplumun yapısına özgü ve halkı kavrayabilecek yenilikçi çözümler üretebilmektir. Amerika ve Avrupa'da yaşlı nüfus fazladır, ancak bizde genç nüfus daha fazladır. Network çalışmaları da toplumun ve kültürün ihtiyaçlarına göre düzenlenir. Örneğin, gençlerin reklamları çekici bulabilmesi için komik olmasına ve reklamda ürünü kullanan insanların kendileri gibi olmasına ihtiyaçları vardır.

Yaş dönemlerine, yani kuşaklara göre ele aldığımızda:

X kuşağı (1965-1979) toplumsal sorunlara duyarlıdır. Otoriteye saygılı ve çalışkandırlar. Bu dönemde kadınlar iş gücüne katılmaya başladığı için rekabetçi yönleri de vardır. Bilgi ve mahremiyet önemlidir. Eğer sosyal medya hesapları bu dönemde çıksaydı, muhtemelen çok popüler olmazlardı.

Y kuşağı (1980-1999) ise yaratıcı ve sorgulayıcıdır. Bireyseldirler ve girişimci ruha sahiptirler. Teknolojiyi kullanmak onlar için önemlidir. Çalışmaktan ziyade eğlenceyi ve kazanmayı severler. Tatminsizlikleri ve istekleri fazladır. Otoriteye karşı çıkmaya meyillidirler. Üniversite öğrencileri çıkarıldığında 3 milyonu aşan bir iş gücü potansiyeline sahiptirler. Finansal konularda blog ve forumlarda 4 kat daha fazla görüş bildirirler.

whatsapp-image-2023-06-15-at-23-00-49.jpeg

Z kuşağı (2000-2021) ise teknoloji çağı çocuklarıdır. Henüz iş gücüne atılmamışlardır. Teknolojiyle doğal bir şekilde iç içedirler. Elektrikler kesildiği zaman "ödevimi yapmadım" yerine "internet bağlantım kopuktu, yapamadım" diyen bir nesildir. Olanak fazlalığı olduğundan eğlenceyi erteleme zorluğu yaşarlar. Sonuç odaklıdırlar. Tatminsiz, kararsız ve tüketici bir yapıları vardır. Çok sayıda diploma alacak, uzmanlaşacak ve yenilikçi olacaklardır. Sosyalleşme onlar için takipçi sayısını ifade eder.

-Neden özellikle y kuşağı için pazarlamacılar özel projeler geliştiriyor ve onlar için çalışıyor?

--Sadakat bu kuşakta fazladır. Sonraki yaşlarda kullanılacak markaya karar verme zamanı da bu yaş aralığında gelir. Bu kuşağın %75'i markalara düşkündür. Bir ürün satın alırken iyi bir araştırma yaparlar. Bir ürünü beğendiklerinde hemen almak yerine sosyal medyada dinlemeyi tercih ederler. Fiyat karşılaştırması yaparlar ve markanın değerleri konusunda ikna olmaları gerekmektedir. Blog ve forumlara göz atarlar. Özellikle ücretsiz uygulama veya fırsat sunan markalara karşı olumlu bir tutum sergilerler. Ayrıca, nüfusun %35'ini oluşturmaları da onlar için özel proje geliştirilmesinde etkili bir faktördür.

-Multitasking nedir ve içinde bulunduğumuz dönem için niçin gereklidir?

--Araştırmalar öğrencilerin aynı anda birden fazla isle meşgul olduklarını belirtmiş. Özellikle de z kuşağı için multitasking önemli. Diğer kuşaklara göre en temel farkı. Z kuşağı göz, kulak, akıl senkrenizasyonu en yüksek olan nesildir. Ellerinde telefonla yemek yiyip kişiyi dinleyebiliyorlar. Her ne kadar araştırmalar multitaskingin odaklanma sorunu, IQ puanın düşmesi, verimsizlik ve stresin oluşmasına neden olduğunu söyleseler de içinde bulunduğumuz çağ için bir gereklilikte arz ediyor.

-Küçük yaştaki çocuklara marka sadakati yaratmak için reklam verenler ne gibi çalışmalar yapmaktadır?

--Özellikle çocukların reklam ile gerçeği ayırt etme ve doğrudan satın alma dürtülerinin olmaması nedeniyle, onlara keyifli vakit geçirerek ve sevgiyle yaklaşmak önemli bir hedef haline geliyor. Deneyim odaklı çocuklara yönelik online pazarlama, ebeveynlerin kararlarını etkileyerek hedeflenen satışları gerçekleştirmeyi amaçlıyor. Çocuklar hızlı sıkılıyor olduklarından, uzun süreli bir bağ kurabilmek için sürekli yenilenmek gerekiyor. Örneğin, geliştirilen oyunlarda bir oyun yarım bırakılıyor ve çocuk bir sonraki oyunu oynamak için sabırsızlanıyor. Bu durum, yarım bırakılan şeyleri tamamlama isteği olan Zeigarnik etkisi olarak adlandırılıyor.

a-network-of-people-business-people-abstract-illustration.jpg

-Farklı kuşaklar arasındaki iletişim eksiklikleri, insanların kendilerini yalnız, anlaşılmamış veya dışlanmış hissetmelerine nasıl neden olabilir?

--Önceki kuşak, genç nesli doyumsuz ve sabırsız olarak nitelendirirken, genç nesil de önceki nesilleri geri kafalı ve yozlaşmış olarak nitelendirebiliyor. Bu durum aralarında çatışmalara neden oluyor. Özellikle teknolojinin gelişimi, bilişim teknolojilerinin farklılaşması ve sosyal medya akımı, kuşaklar arasındaki farkları daha da derinleştiriyor. Her yeni yenilik, o neslin değerlerini şekillendiriyor. Bu nedenle, genç nesille iyi iletişim kurabilmek ve onlara ayak uydurabilmek için onların jargonunu öğrenmek önemlidir. Çünkü gençler genellikle en çok anlaşılmadıklarından şikayetçiler. Sonuç olarak, her kuşağın birbirinden öğrenebileceği şeyler olduğunu anlayarak konuya yaklaşmak önemlidir.

-Mesleki tercih eğilimleri kuşaklara göre değişir mi? Gelecekteki mesleklerin değişimi, insanların meslek seçimi ve kariyer planlaması üzerinde nasıl bir etkiye sahip olabilir?

--Kariyer gelişimi artık uzun süreli tahminlere dayanmayıp, daha çok bireysel bir sürece dönüşmüş ve çevresel faktörler tarafından daha fazla etkilenmektedir. Eskiden liseden mezun olarak bir işe girme ve o meslekte emekli olma dönemi artık geride kalmıştır. 20. yüzyıl çalışanlarından beklenen meta-yeterliklerin arttığı görülmektedir. Mesleki tercih eğilimleri de kuşaklara göre değişmektedir. Örneğin, X kuşağı için güvence altına alınmış meslekler, yani memurluk önemlidir. Y kuşağı ise daha çok kendi işini kurmak istemektedir. Y kuşağı X kuşağına göre daha heyecanlı iken, Z kuşağına göre daha temkinlidir. Y kuşağı pazarlama, radyo televizyon, moda, endüstri tasarımı, bilgi işlem ve gazetecilik gibi alanlarda daha başarılı olma eğilimindedir. Bu kuşak yaratıcı ve rekabetçi özelliklere sahiptir. X kuşağı para biriktirmeye odaklanırken, Y kuşağı para harcamak için çalıştığını düşünmektedir. Z kuşağı henüz çalışma hayatına adım atmış olmasa da, daha teknolojik mesleklerde başarılı olacağı düşünülmektedir.

-Dijital teknoloji kullanımının artması ve sosyal medyanın yaygınlaşması, insanların kendilerini diğer insanlarla karşılaştırdığı, yetersizlik hissi yaşadığı ve sosyal kaygı düzeyinin arttığı durumları nasıl etkileyebilir?

--Kişilerin takdir görme, beğenilme ve fark edilme gibi sosyal bağımlılıkları vardır. Günlük hayatlarında fark edilmeyen bir kişi, sanal dünyada fark edilmeye çalışır ve kendisi için ideal bir benlik yaratır. Gerçek benlik ile ideal benlik arasındaki fark ne kadar açılırsa, bu durum psikolojik sorunlara yol açar.

-Yapay zeka ve otomasyonun iş gücündeki artışı, insanların iş kaybı kaygısı, ekonomik belirsizlik ve mesleki kimlik kaybı gibi psikolojik sorunlar yaşamasına nasıl yol açabilir?

--Otomasyon riskiyle karşı karşıya kalacak sektörler, ulaşım, imalat, toptan ve perakende satıştır. En az risk ise sağlık ve sosyal hizmetler alanındadır. Otomatikleştirilmiş insan gücünün kullanıldığı alanlar risk altındayken, insan yaratıcılığı ve bilgisinin gerektiği alanlarda iş talebi artacaktır. Mesleki kimlik kaybı gibi kaygılar sanayi devriminde de yaşanmıştır, ancak görüldü ki sanayi devrimi istihdam sağlayan yeni iş kolları da yaratmıştır. Bu nedenle işe atılacak kişilerin kaygılanmalarına gerek yoktur.

-Gelecekteki mesleklerde daha fazla dijitalleşme ve otomasyon olması, insanların yaratıcılık, problem çözme ve kişisel ifade gibi becerilerini nasıl etkileyebilir? Bireylerin bu becerilerini geliştirmek için neler yapması gerekebilir?

--Yapay zeka, kitlesel bir dönüşümün ilk basamağıdır. Eskiden üniversiteden iyi bir ortalama ile mezun olmak veya deneyim sahibi olmak iş bulma için yeterliyken, hem teknolojinin gelişimi hem de Y kuşağının işveren pozisyonunda olması farklı beklentilere yol açmıştır. Geliştirilmesi gereken beceriler ise şunlardır: duygusal zeka (özbilinç, motivasyon, duyguları yönetme, empati, ilişki yönetimi), sosyal beceriler, yaratıcılık düzeyi, stratejik düşünme.

-Teknolojinin hızlı gelişimi ve bilgiye erişim kolaylığı, insanların dikkat süreçlerini etkileyebilir ve derin düşünme, empati gibi sosyal becerilerin azalmasına yol açabilir mi?

--Teknoloji, kontrol altında kullanıldığında sorun oluşturmaz. Hatta bu dönemde çocukların akranlarıyla uyum sağlayabilmesi için önemlidir. Ancak kontrolsüz ve işlevsiz bir şekilde kullanıldığında sorunlar ortaya çıkabilir. Örneğin, beyin fonksiyonlarını yavaşlatabilir, verimliliği düşürebilir ve IQ seviyesini azaltabilir. Kullanılmayan beyin hücreleri ölerek sinaptik budama adı verilen bir süreç ortaya çıkabilir. Ayrıca stres kaynağı olabilir ve kişinin sosyal dünya yerine sanal dünyayı tercih etmesi sosyal becerilerini azaltabilir.

whatsapp-image-2023-06-15-at-23-00-48.jpeg

-Gelecekteki eğitim sisteminin bireylerin özgüven, motivasyon, öğrenme tutumu ve sosyal becerileri üzerindeki etkisi nedir? Geleneksel eğitim yöntemleri ve alternatif öğrenme yaklaşımları arasındaki psikolojik farklılıklar nelerdir?

--Girişimcilik sadece ticari alana sınırlı değildir, aynı zamanda sosyal sorunlara çözüm arayan sosyal girişimcilik de önemlidir. Sosyal girişimciler, toplumda yaşanan sorunları fark eder ve gerekli çözümleri üretir. Hayalperestlikten ziyade somut adımlarla hareket ederler. Sosyal girişimciler, sorunların nedenlerini belirler ve toplumu yeniliklere ikna ederler. Bu anlamda, öğretmenlerin de sosyal girişimci olmaları önemlidir.

Geleneksel eğitimdeki eksikliklerin düzeltilmesi gerekmektedir. Eğitim çocukları cezbetmeli ve ilgi çekici olmalıdır. Okuldaki klasik öğretimle birlikte farklı öğretim yöntemleri ve teknikleri kullanılmalı, öğrencilerin deneyimleyerek öğrenmelerine fırsat tanınmalıdır. Yaz kampları, kurslar ve teknolojik uygulamalar eğitimin bir parçası olmalıdır. Eğitim sistemi, öğrencilerin gelişim ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak, proaktif bireylerin yetişmesini hedeflemelidir.

Geleneksel eğitim sisteminde öğretmen otorite konumunda iken, akademik becerilere odaklanılır ve aynı tip öğrenciler yetiştirilmeye çalışılırken, alternatif eğitim sisteminde sosyal ve duygusal yeterlilikler ön planda olup eleştirel düşünce yapısı geliştirilir. Demokratik eğitim anlayışı benimsenir ve her öğrencinin farklı olduğu göz önünde bulundurulur. Teknolojiden faydalanarak bilgiye erişim sağlanır. Çünkü günümüzde teknoloji önemli bir parametredir ve öğretmenlerin bu teknolojik gelişmelere ayak uydurması gerekmektedir. Böylece öğrencilerin motivasyonu da artacaktır.

Kaynak:BBN

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.