Azalan organ nakilleri artmaya başladı
Eyüp Kahveci, Kovid-19 salgınının organ nakli bekleyen hastalara etkisini ve bağış ile nakil oranlarına ilişkin sayısal verileri AA muhabiriyle paylaştı.
Bu dönemde organ nakli bekleyen hastaların birçoğunun Kovid-19'a yakalanarak hayatını kaybettiğini belirten Kahveci, kronik organ yetmezliği olan hastaların bağışıklık sistemlerinin baskın olduğunu ve hastalıkla mücadele edemediğini söyledi.
Kahveci, salgın döneminde kadavradan nakil sayısında azalma yaşandığını ve canlı vericilerin oranının yüzde 90'lara çıktığını belirterek şöyle konuştu:
"Donör havuzu genellikle trafik kazası, yüksekten düşme, boğulma, zehirlenme, spontan beyin kanaması, darp vakaları gibi travmatik beyin hasarı alarak hayatını kaybetmiş vakalardan oluşuyor. Salgın döneminde de sokağa çıkma kısıtlamaları nedeniyle hem trafik hem de insan dolaşımında bir azalma oldu ve potansiyel donör sayıları düştü. Buna karşılık, bekleme listesindeki hastalar, aile içinden veya tanıdıklarından organ bulmaya çalıştı. Bu, böbrek ve karaciğer nakli bekleyenler için bir çareydi."
Organ naklinde temel felsefenin canlı donörleri riske etmeden, ölen insanların organlarıyla hastaları yaşama tutundurmak olduğunu belirten Kahveci, bunun yetersiz kaldığı noktada ise kişinin yakınına organını verebildiğini, bu operasyonların da Türkiye'de başarılı şekilde gerçekleştirildiğini söyledi.
"2021'in ilk 6 ayında organ nakli sayısı 3 bin 703"
Eyüp Kahveci, hastanelerdeki yoğun bakım servislerinde farklılaşan öncelikler ve vaka çeşitliliğindeki azalmanın da yine bağış oranındaki düşüşün sebebi olduğunu aktararak, önceki yıla oranla 2020'de organ naklinde yaklaşık yüzde 50 düşüş yaşandığını söyledi.
Salgının etkilerinin hafiflemesiyle ise 2021'in ilk 6 ayında hızlı bir iyileşme dönemine girildiğini aktaran Kahveci, şu verileri paylaştı:
"Sağlık Bakanlığı verilerine göre, 2019'da organ nakli sayısı 9 bin 548'di. Bu sayı, 2020'de 5 bin 502 oldu. 2021'in ilk 6 ayında ise organ nakli sayısı 3 bin 703 olarak kayıtlara geçti. Bunlardan 10'u kalp, 8'i akciğer, 1593'ü böbrek, 766 karaciğer, 1326'sı kornea nakliydi. Tabii şu an itibarıyla organ ve doku nakli bekleyen hasta sayısı da 25 bin 190. Bunların 952'si kalp, 68'i akciğer, 20 bin 878'i böbrek, 1716'sı karaciğer, 283'ü pankreas, 1293'ü de kornea nakli bekliyor."
"2022'de salgın öncesindeki performansın ötesine geçeceğimizi düşünüyorum"
Kahveci, Türkiye'nin sağlık teknolojisi, fiziki altyapısı ve insan kaynakları açısından çok güçlü bir sağlık sistemi olduğunu ve kısa sürede salgın öncesindeki rakamlara ulaşılabileceğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Teknolojik imkanlarımız ve fiziki kapasitemiz yüksek hasta sayılarını kaldırmaya müsait ve son derece nitelikli, adanmış sağlık personelimiz var. Zaten bu sayede pandeminin yıkıcı etkisini diğer ülkelere göre daha kolay atlattık. Dolayısıyla, planlanan rakamlara ulaşmamız çok zor değil. Sadece, pandeminin oluşturduğu öncelikler nedeniyle bir gerileme oldu. Bu, sadece Türkiye'de değil, diğer ülkelerde de yaşandı.
Yeni dönemde, organ nakliyle hayata tutunmayı bekleyen hastalar açısından çok uzun bir bekleme süreci yok. Türk organ nakli sistemi güven veren bir sistemdir. Bu sene içinde de önemli ölçüde toparlanacak ve 2022'de hem organ bağışı hem de organ nakli hizmetlerinde salgın öncesindeki performansın çok daha ötesine geçeceğimizi düşünüyorum."
"Organ nakli için toplumsal dayanışma son derece önemli"
Organ nakli için toplumsal dayanışmanın son derece önemli olduğunu ve sağlık sisteminin çabasının tek başına yeterli olmadığını vurgulayan Kahveci, şunları kaydetti:
"Organ nakli için organa ihtiyaç var. Organı da ölüden veya canlıdan temin ediyoruz. Her ikisinde de bir bağış mekanizması söz konusu. Dolayısıyla nakil bekleyen hastalar için daha çok gönüllüye ihtiyaç var. İnsanlarımızın bu noktada hassasiyetle davranması, özellikle ölen yakınlarının organlarını bağışlama noktasında bir gün kendilerine ya da bir yakınlarına organ ihtiyacı olacağı düşüncesiyle hareket etmesi gerektiğini düşünüyorum. Bizim toplumumuzda da yardımlaşma esastır. Bu yardımlaşmanın organ bağışı gibi kutsal bir olguda da kısa süre içinde çok iyi bir noktaya geleceğini düşünüyorum ve buna inanıyorum."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.