Makrobiyotik diyet tartışılıyor: Kanser düşmanı olduğu iddia ediliyor

Makrobiyotik diyet tartışılıyor: Kanser düşmanı olduğu iddia ediliyor

Madonna'nın da uyguladığı makrobiyotik diyet tartışmaları da beraberinde getirdi. Peki makrobiyotik diyet nedir, nasıl uygulanır, faydası ve zararları nelerdir? İşte detaylar...

Hollywood’un ünlü isimlerinden Madonna ve Gwyneth Paltrow’nun da uyguladığı makrobiyotik diyet tartışmaları da beraberinde getirdi.

MAKROBİYOTİK DİYETİN FELSEFESİ

Makrobiyotik diyet, besinlere yin ve yang enerjilerini atfediyor. Yin ve yang, tıpkı gündüz ve gece gibi birbirini tamamlayan ve uyumlu, zıt enerjilerdir. Yin enerjileri dışa yönelirken, yang enerjileri içe yönelir. Bu kadim Asya felsefesine göre, evrendeki her şeye bir yin ya da yang niteliği atfedilir. Denge, uyum, düzen ve mutluluk, yin ve yang enerjileri dengede olduğunda elde edilir. Et, balık, tavuk, yumurtalar ve sert peynirlerin yang olduğu düşünülürken süt, kaymak, meyve suyu, alkol ve şeker yin olarak düşünülür.

MAKROBİYOTİK DİYETİ OLUŞTURANLAR

Makrobiyotik diyet ise başlıca, kahverengi pirinç ve diğer tam tahıllar, fasulyeler, sebzeler, meyve ve kabuklu yemişler gibi arada yer alan gıdalardan oluşuyor.

Diyet esnektir ve ara sıra balığa da izin verir. Esnekliği cazibesini de artırır. Makrobiyotik diyet kişilerin, kendi kişisel ihtiyaçlarına ve tıbbi durumlarına bağlı olarak kendi besin rejimlerini tasarlamasına olanak sağlar. Makrobiyotik diyetin ilkelerinden biri kişilerin, öncelikle bulundukları iklim ve bölgeye uygun olarak, organik biçimde yetiştirilmiş besinleri yeme gerekliliğidir.

MAKROBİYOTİK BESİNLER

Standart makrobiyotik diyetteki başlıca besin kahverengi pirinç, arpa, akdarı, yulaf ezmesi, buğday, mısır, çavdar ve karabuğdayı içeren tam taneli tahıllar. Az miktarda tam tahıllı makarna ve ekmeğe de izin verilmekte. En fazla önerilen sebzeler arasında yeşil lahana, kıvırcık lahana, brokoli, karnabahar, lahana yaprakları, havuç, yaban havucu, bal kabağı, Çin lahanası, soğan, maydanoz, Japon turpu ve su teresi yer alıyor. Ara sıra yenmesi gereken sebzeler arasında ise, salatalık, kereviz, marul ve bitkilerin çoğu yer alır. Uzak durulması gereken sebzeler arasında ise domates, biber, patates, patlıcan, ıspanak, pancar ve sakız kabağı bulunuyor.

Şeker, rafine yağlar, kahve, alkol, meyve suyu, beyaz pirinç, beyaz un, tüm gıda katkı maddeleri ve koruyucular tüketilmemekte.

Makrobiyotikler organik, yerel olarak yetiştirilen ve mevsimlik ürünler seçmeye odaklanıyor.

MAKROBİYOTİK BESLENME TARZININ PRENSİPLERİ

Günde iki ya da üç öğün yemek. Sindirime ve besinlerin emilimine yardımcı olmak için her ağız dolusu besini yaklaşık 50 kez çiğnemek. Yatmadan en az üç saat öncesinde yemek yemekten kaçınmak. İhtiyaç duyulduğu oranda, ılık ve soğuk su ile kısa banyo ya da duşlar yapmak. Yalnızca organik besinler tüketmek. Doğal, toksik içermeyen bileşenleri bulunan temizlik, kozmetik ve ev ürünleri kullanmak. Yalnızca pamuklu kumaşlar giymek ve metal takılardan kaçınmak. Doğal alanlarda olabildiğince fazla vakit geçirmek ve günde en az 30 dakika yürüyüş yapmak. Düzenli olarak yoga, dans ya da dövüş sanatlarındakine benzer aerobik ve esneme hareketleri yapmak. Havadaki oksijen oranını artırmak için evin her tarafına yeşil bitkiler yerleştirmek ve temiz hava dolaşımını sağlamak için pencereleri olabildiğince açık tutmak. Besinleri elektrik ve mikrodalga ile hazırlamaktan kaçınmak, gaz ya da odun ocaklar ve dökme demir, paslanmaz çelik ya da kilden yapılmış kaplar kullanmak. Televizyon izlemekten ve bilgisayar kullanmaktan olabildiğince kaçınmak.

MAKROBİYOTİK BESLENMENİN FAYDALARI

Çeşitli batı ülkelerinde, ABD ve Japonya’da bir anti-kanser rejimi olarak kabul edilmekte. Kan şekeri üzerinde olumlu etki yaparak şeker rahatsızlıklarının tedavisine yardımcı olduğu düşünülmekte

İç barışın (ruhsal) sağlanmasına katkıda bulunuyor.

Güzellik, enerji ve doğru kiloya kavuşulmasına yardımcı oluyor.

Asit alkali dengesini sağlıyor.

MAKROBİYOTİK BESLENMENİN PSİKOLOJİK ETKİSİ

Serotonin-dopamin sistemini dengelediğinden iç barışa uygun ortam hazırlar. Aşırı uç enerjilerde savrulan ruh halini orta enerjilerle buluşturur. Dış barış ancak iç barışın sağlanmasıyla mümkündür.

Makrobiyotik diyetin amacı tahterevallinin ortasına oturmak. Denge.

MAKROBİYOTİK DİYETİN YAŞAM TARZI ÖNERİLERİ

Sadece acıktığında ve sadece susadığında içerken yemek.

Yutmadan önce sıvılaşana kadar iyice çiğnemek.

Yemek pişirmek ve saklamak için sadece ahşap, cam ve çin gibi doğal malzemeler kullanmak.

Mikrodalga fırınlar ve elektrikli ocaklardan kaçınmak.

Suyu pişirmeden veya içmeden önce arındırmak.

Aromalı, kafeinli veya alkollü içeceklerden uzak durmak.

Fotoğraf: NTV

Kaynak:Olcay Kurt

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.