Uzmanı uyarıyor: Boyun fıtığı riskini artıran faktörlere dikkat edin

Uzmanı uyarıyor: Boyun fıtığı riskini artıran faktörlere dikkat edin

Boyun fıtığı çoğu insanın yaşamını olumsuz etkileyen bir sağlık sorunu. En sık 40-60 yaş arasında görülen boyun fıtığında, hastalar genelde ağrıyla uyandıklarını ifade ediyor.

Prof. Dr. Ayşegül Ketenci, "Ağrı kola, parmaklara kadar yayılır, elektriklenme, batma, karıncalanma şeklinde olabilir. Genelde kolu başın üzerine kaldırmak ilerahatlar. Boynu öne eğmek veya ağrıyan kol tarafına yatırmak ile ağrı artabilir" dedi

Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Uzmanı Prof. Dr. Ayşegül Ketenci, boynun başımızı her yöne çevirmemizi sağlayacak hareket yeteneğine ve başın ağırlığını taşıyan bir yapıya sahip olduğunu belirterek, şunları söyledi: "Bu hareketleri omurlar arasında bulunan diskler ve eklemler aracılığı ile sağlar. Boyun omurları içerisinden omurilik geçer. Omurlar arasında bulunan kanallardan ise kol kaslarının hareketini ve kolların duyusunu sağlayan sinirler çıkar. Boyun omurları çok hareketli bir yapıya sahip olduğu için boyun ağrısı sık karşılaşılan bir yakınmadır. Erişkin yaş grubunda insanların yarısı yaşamlarında en az bir kez boyun ağrısı atağı geçirirler."

BOYUN AĞRILARININ EN SIK NEDENİ

Boyun ağrılarının en sık nedeninin mekanik boyun ağrısı olduğunu söyleyen Ketenci, "Bu ağrı, 2-3 gün içerisinde giderek azalır ve 1-2 hafta içerisinde kaybolur. Bazen ağrı kronikleşebilir ve ara ara akut ataklar halinde şiddetlenebilir. Kola ve ele vuran ağrı veya uyuşukluk hissi sinir kökü basısının belirtisi olabilir. Bu durumda boyun fıtığı yönünden değerlendirilmek için doktora başvurmakta yarar vardır.

  • Eğer hastada kanser, romatoid artrit gibi ciddi bir sistemik hastalık varsa,
  • Eğer ağrı günden güne azalacağına kötüleşiyorsa,
  • Eğer kolda kuvvet kaybı his değişikliği meydana gelmişse,
  • Ağrıyla beraber ateş, kilo kaybı gibi belirtiler varsa,
  • Eğer boyun kemiklerinde hassasiyet varsa ağrının nedeni ciddi olabilir" dedi.

BOYUN FITIĞI EN SIK 40-60 YAŞ ARASINDA GÖRÜLÜR

Ketenci, boyun fıtıklarının, kola vuran ağrıların önemli nedenleri arasında olduğunu ve yıllık insidansının 100 bin kişide 18,6 olarak bildirildiğini söyledi.

Ketenci, sözlerine şöyle devam etti: "En sık 40-60 yaş arasında görülür. Hastalar genelde ağrı ile uyandıklarını ifade ederler. Ağrı kola, parmaklara kadar yayılır, elektriklenme, batma, karıncalanma şeklinde olabilir. Genelde kolu başın üzerine kaldırmak ilerahatlar. Boynu öne eğmek veya ağrıyan kol tarafına yatırmak ile ağrı artabilir.

Boyun fıtığında ağrının nedeni iki omur arasındaki diskin arkaya omuriliğe doğru veya sinirlerin çıktığı kanala doğru çıkmasıdır. Disk materyali iki omur arasında dışarıda görece olarak daha sert bir kılıf, içinde ise jel kıvamında yumuşak doku kısımlarından oluşur. Dış kılıfın zayıflaması veya yırtılması ile iç kısım dışarıya doğru kayar ve sinirlere baskı yapmaya başlar. Dış tabakadaki zayıflama veya yırtılma daha çok boyun ağrısına yol açarken, iç tabakanın dışarıya doğru yer değiştirmesi olarak tanımlanabilecek boyun fıtığı sinir kökü üzerine baskı yaptığı veya kimyasal uyarıya neden olduğu için özelikle omuza ve kola vuran ağrıya yol açar. Kol ağrısı sinir köklerine bası olduğu için çoğunlukla boyun ağrısından daha şiddetlidir. Sinir köklerine olan basının düzeyine göre kol ve el kaslarında güçsüzlük ve uyuşukluk olabilir."

BOYUN FITIĞINDA RİSK FAKTÖRLERİ

Birden fazla risk faktörü bulunuyor. Bunlar arasında en önemlileri;

  • Erkek cinsiyet
  • Sigara içmek
  • Ağır kaldırmak
  • Bel fıtığı olması
  • Titreşimli aletlerle çalışmak

BOYUN AĞRISINDAN KORUNMA YOLLARI

Ketenci, özellikle boyunu zorlayan hareketlerden ve uzun süre baş öne eğik pozisyonda çalışmaktan kaçınmanın boyun ağrısı atağına yakalanmayı engellediğini aktararak, şunları söyledi: "Günlük yaşam içerisinde boynumuzu korumak güç olacağı için boyun omurgası etrafındaki kasları güçlendirmek en doğru yöntemdir. Düzenli yapılan boyun egzersizleri boyun kaslarını güçlendirir ve boyun omurgasına yansıyan küçük travmaları engeller.

Boyun fıtıkları çoğunlukla cerrahi tedaviye gerek kalmadan düzelebilir. Hastaların yüzde90’ının cerrahi tedavi olmadan düzeldiği ve uzun süreli takiplerde ağrısız veya hafif ağrılı oldukları bildirilmektedir. Doktorunuz kısa periyotlarla dinlenme, boyun hareketlerini kısıtlama, ödemi azaltan antiinflamatuvar ve ağrıyı kontrol eden analjezik ilaçlar, fizik tedavi, egzersiz veya epidural steroid enjeksiyonu tedavisi içeren cerrahi olmayan tedavileri uygulamanızı önerebilir. Cerrahi olmayan tedavilerde amaç fıtıklaşan disk materyalinin yarattığı sinirlerdeki irritasyonu azaltmak, ağrıyı hafifletmek ve hastalığın fiziksel sonuçlarını iyileştirmektir. Ancak altı aycerrahi dışı tedavilerle iyileşmeyen veya kolunda hızla güçsüzlük gelişen hastalarda cerrahi tedavi uygulanabilir."

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.