Ekvator Cumhuriyeti nerededir?
Ekvator Cumhuriyeti (Ekvador) anakarasının bin kilometre açığındaki Galapagos Adaları da ülkenin parçasıdır. Bugün Ekvator Cumhuriyeti’nin bulunduğu bölge, geçmişte Orta Amerikalı çeşitli yerli grupların vatanıydı. Bu gruplar 15. yüzyıla gelindiğinde İnka İmparatorluğu çatısı altında bir arada yaşıyordu. Bölge 16. yüzyılda İspanyol sömürgeciler tarafından işgal edildi, yerli grupların büyük çoğunluğu İspanyollarla yapılan savaşlarda ve taşıdıkları salgın hastalıklar nedeniyle hayatını kaybetti.
Ekvador, 1820 yılında Kolombiya, Venezuela ve Panama’yı içine alan Büyük Kolombiya devletinin çatısı altında bağımsızlığını kazandı, 10 yıl sonra Büyük Kolombiya’nın dağılmasıyla 1830’da egemen bir devlet haline geldi. Hem İnka İmparatorluğu hem de sömürge geçmişinin etkisiyle Ekvador nüfusu çoğunlukla melez ırklardan oluşuyor. Etnik yapıda Avrupa, Orta Amerika ve Afrika’nın izleri belirgin.
Ülke, Pasifik kıyılarına paralel uzanan And Dağları ile ikiye ayrılıyor. Ant Dağları’nın batısındaki sahil bölgesinde verimli ovalarda muz ve kakao gibi Ekvador’un dünya üretiminde ilk sıralarda yer aldığı ihraç ürünleri yetiştiriliyor. Ülkenin en büyük şehri Guayaquil bu bölgede bulunuyor. And Dağları çevresinde yüksek zirveler, volkanlar ve platolar yer alıyor. Yerli halkın yoğun olarak yaşadığı bölgede patates, mısır, kinoa gibi geleneksel tarım ürünleri yetiştiriliyor. Başkent Quito bu bölgedeki bir plato üzerine kurulu. And Dağları’nın doğusunda Amazon Ormanları uzanıyor. Nüfus ve yerleşim birimlerinin seyrek olduğu bu bölgede ülkenin en büyük petrol rezervleri bulunuyor. Ekvador, dünyanın ekolojik bakımdan en zengin ülkelerinden biri. Pasifik Okyanusu’ndaki Galapagos Adaları da dünyada en fazla bitki ve hayvan türünü içeren bölgelerin başında yer alıyor. Ekvador, biyolojik bakımdan “mega-çeşitliliğin” görüldüğü 17 dünya ülkesi arasında. Ekvador anayasasında 2008 yılında yapılan değişiklikle, Doğa Hakkı veya eko-sistem hakkı dünyada ilk kez ihlali yasal yaptırıma tabi bir hak haline geldi.
EKONOMİ PETROL VE TARIMA DAYALIDIR
Ekvador ekonomisi büyük ölçüde petrol ve tarım ürünleri ihracatına dayalı. Ülke, orta gelir grubunda yer alıyor. 1999-2000 döneminde yaşadığı bankacılık krizinin ardından büyük ekonomik daralma yaşayan Ekvador’da gayrı safi yurt içi hasıla, bir yılda yüzde 5,3 oranında azaldı. Kongre, 2000 yılında krizden çıkış için aldığı tedbirler kapsamında ABD dolarını resmi para birimi kabul etti. Sonraki yıllarda petrol fiyatlarının yüksek seyretmesi ve uluslararası likidite bolluğu sayesinde istikrarlı bir ekonomik büyüme kaydedildi. Son yıllarda petrol fiyatlarındaki düşük seyir nedeniyle yeniden durgunluk eğilimleri gözlenmeye başladı.
GEZİLİP GÖRÜLMESİ GEREKEN YERLER
GALAPAGOS ADALARI: Galapagos, Ekvodar’a bağlı takım adalarıdır. 19 adet adadan oluşan bu bölgede dünyanın başka yerinde bulunmayan canlılar yaşıyor. 1835 yılında bölgeyi ziyaret eden Charles Darwin’in evrim teorisine ilham olan yer olarak da biliniyor. Galapagos Adalarında, dev kaplumbağalardan uçamayan karabataklara, ispinozlardan binlerce deniz canlısına rastlamak mümkün.
QUİTO: Quito, bir diğer adıyla Kito, Ekvador’un başkenti. Bolivya’nın başkenti La Paz’dan sonra dünyada en yüksek ikinci başkent kabul ediliyor. 2800 metre’de kurulan şehir, 3 milyona yakın bir nüfusa sahip ve ülkenin en önemli ticaret bölgesi. And Dağları’nın bir kısmını görebileceğini başkente, en 20 tane Katolik kilisesi vardır. 1534 yılında sömürgeleşen şehir, bugün mimarisinin çoğu bu dönemde yapılan yapılardan oluşuyor.
OTAVALO: Otavalo, And Dağları’nın en renkli pazarlarına ev sahipliği yapıyor. Geleneksel el işlerinin satıldığı pazarlarda, ahşaptan deriye, kumaştan cama, takılardan giyim kuşama her alanda ürün bulmak mümkün.
CUENCA: Cuenca, sömürge döneminin en iyi görülebileceğini şehirlerden biridir. Azuay eyaletinin başkenti, Arnavut kaldırımlı sokaklar, cumbalı evler, gürültülü ve kirli bir şehir görüntüsüne sahiptir. Şehrin yakınlarında İnka kalıntıları bulunur. Şehrin bir diğer ilginç özelliği ise ocak ve kasım aylarında Amerikalı emeklilerin katıldığı renkli festivallere ev sahipliği yapmasıdır.
BANOS: Banos, aslında küçük ve önemsiz bir kasabaya benziyor. Tungurahua yanardağının yakınlarında olması nedeniyle turizm açısından önemli bir yere dönüşmüş. Nedeni ise doğal termal tesislere sahip olması. Ayrıca Ekvador’da Amozon ormanlarına doğru tur yapmak isteyenlerin çıkış noktası bu bölgedir. Pailon de Diablo şelalesi görülmesi gereken doğa harikalarındandır.
RİOBAMBA: Riobamba, And Dağları’nda yer alan bir şehir. Deniz seviyesinden 6268 metre yükseklikte bulunan Chimbazorazo dağında kalan Riobamba’ya gitmek için iki sağlam neden var. Birisi güneşin doğuşunu izlemenin başka hiçbir yerde bu kadar güzel olmaması, diğeri ise Nariz del Diablo, yani şeytan burnu denilen bölgeden trenle yolculuk yapmak.
QUİLOTOA: Başkentten Sanquisili kentine gidip oradan dört günlük sürecek bir yolculukla bu harika krater gölüne ulaşıyorsunuz. 3914 metre yükseklikte yer alan göle otobüslerle de gidilebiliyor fakat doğayla iç içe olmak için yürüyüş turuna katılırsanız hayatınızın en iyi gezi maceralarından birini yapmış olursunuz.
SALİNAS: Ekvador’un Pasifik Okyanusu’na uzanan kıyılarından biri de Salinas. Ülkenin batısında yer alan Salinas, sörfçülerin ve yatçıların vazgeçilmez mekanı. Kıyı şeridini sıralanan yüksek katlı malikanelerden dolayı Salinas, Küçük Miami Beach olarak da anılıyor. Salinas’a gidilecek en iyi zaman aralık ayıdır. Nisandan kasıma kadar Salinas, kasvetli ve bulutlu bir havaya bürünür.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.