Konya ve Antalya'nın gezi rotası: Derebucak Çamlık Mağaraları
Mağaralar diyarı, Torosların cenneti Derebucak, her mevsim Konya ve komşu il Antalya için önemli bir turizm destinasyonu oluyor. Özellikle bölgedeki eşsiz mağaralar, ziyaretçileri mest ediyor.
Konya'nın Derebucak ilçesinin Çamlık Kasabası’na yaklaşık 1,5 km uzaklıkta bulunan bu mağaralarla ilgili jeolojik ve jeomorfolojik birçok literatüre rastlanıyor. Dedegöl Dağları ile Geyik Dağları’nın arasında bulunan Derebucak, ormanlık bir arazide kurulmuştur. Derebucak’ın bahar aylarında akan küçük dereleri dışında Gocadere, Düden ve Hüsün isimli dereleri vardır.
Mağaralar açısından çok zengin potansiyeli var
Yemyeşil ormanların, şırıl şırıl akan derelerin, gökkuşağı gibi renkli bitki ve çiçeklerin çevrelediği Derebucak aynı zamanda çok sayıda mağara barındıran bir cennet şehirdir. Mağaralar açısından bu zengin potansiyeli nedeniyle ilçe her mevsim doğaseverlerin ziyaretçi akınına uğruyor. Toros Dağları'nda milyonlarca yılda oluşan Çamlık mağaraları, içinden akan dereleri ve eski yerleşim yeri özelliğiyle yerli ve yabancı doğa sever turistlerin ilgisini çekiyor.
Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğünün koruması altındaki Derebucak Çamlık Mağaraları Tabiat Anıtı, ilçenin yaklaşık 20 kilometre batısında yer alıyor. Küpe Dağı ve Akdağ'ı güneyine alan Çamlık Mahallesi, eşsiz doğal güzellikleri ve tarihi eserleriyle dikkatleri üzerine çekiyor.
Torosların bağrında 15'i tescilli, 50'ye yakın mağarayı içinde barındıran bölge, yerli ve yabancı doğa tutkunlarını ağırlıyor. Dik yamaçları ve eğilimli arazinin yeşil dokuyla örtüldüğü bölge, yaban hayatı açısından elverişli habitatlar oluşturuyor.
Tarihî ve doğal özellikleriyle Konya'ya büyük değer katıyor
Endemik bitki türü zenginliğiyle de ön plana çıkan Çamlık mağaraları; Roma, Grekler ve Bizanslılara ev sahipliği yaptı. Suludere mevkisindeki Gavurbeşiği Mağarası'nın duvarında ise Hazreti İsa ve on iki havarisine ait resimler sanat ve tarihseverlerin ilgisini çekiyor. Asarlık mevkisindeki su sarnıçları, Malas'taki Bizans dönemine ait şapel, yöredeki tarihi kalıntılardan sadece birkaçı.
Uzunluğu bin 830, yüksekliği 45 metre olan Balatini Mağarası, bölgenin en kapsamlı, uzun ve etkileyici mağarası olarak biliniyor.
Aynı zamanda bir dere mağarası özelliğini taşıyan Balatini'de travertenler, sarkıtlar, dikitler ve dev "cadı kazanları" mağaranın görülmeye değer güzellikleri arasında yer alıyor.
Mağaralar, ziyaretçilerini mest ediyor
Mağaradaki mezar kalıntıları ve diğer işaretler, buranın daha önce yaşam alanı olarak kullanıldığını gösteriyor. Balatini Mağarası, Türkiye'nin baştan sona kat edilebilen en uzun mağaralarından birisidir. Suluin Mağarası özellikle turistik faaliyetlerin arttığı yaz aylarında botla gezi için uygun, oldukça süslü bir mağaradır. Deverend ve Döllüköğü mağaraları da ziyaretçilerin ilgisini çekebilecek derecede jeomorfolojik zenginliğe sahiptir. Mastaltı, Dede Tarla, Çocuk Attıkları Delik mağaraları rehber eşliğinde inişe uygun, dikey-yarı eğimli mağara deneyimi yaşamak isteyen ziyaretçiler için ideal mağaralardır. Güzergah üzerindeki parkurlarda doğada yürüyüş yapan doğaseverler, mağaralara olan hayranlığını gizleyemiyor.
Kaynak:Abdulğani ÇİFTÇİ
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.