Nefes kesen şelaleler

Nefes kesen şelaleler

Özellikle doğaseverlerin en önemli uğrak noktaları arasında yer alan şelaleler büyüleyici manzaraları ile dikkat çekerken dünyada her yıl milyonlarca ziyaretçiye ev sahipliği yapan ve görsel şölen sunarak hayran bırakan şelaleler görülmesi gereken yerler arasında yer alıyor

JOG ŞELALESİ

Hindistan’ın en yüksek şelalesi olan Jog, aynı zamanda ülkenin en turistik lokasyonlarından biri. Hindistan’ın güneybatı kesiminde yer alan Jog Şelalesi, Sharavathi Nehri’nin 253 metre aşağıya dökülmesi sonucu oluşmuştur. Yağmur dönemi öncesinde ince birkaç dere şeklindeki şelale, muson yağmurları başladığında muhteşem bir kapasiteye ulaşmaktadır. Dört bölümden oluşmaktadır. Şelalenin toplam genişliği 472 metredir. Diğer şelalelerin aksine, su yere keskin bir şekilde düşer. Turistlerin şelaleyi daha rahat seyretmesini sağlamak için karşı tarafa 1.400 basamaklı bir merdiven inşa edildi. Merdivenler tepenin eteğinden yukarıya çıkmaktadır.

Nefes kesen şelaleler

 

REN ŞELALESİ

Nefes kesen şelaleler

İsviçre’nin Schaffhausen bölgesinde yer alan Ren Şelalesi, 150 metre genişliğinde ve 23 metre yüksekliğinde Avrupa’nın en yüksek şalelerinden biridir. Konstanz Gölü'nden Basel'e giden yol üzerinde yer alan Ren nehrinin yukarı bölgesi yol boyunca yer alan kayalardan dolayı sık sık daralır ve Ren Şelalesi'nde bir şelale halini alır. Derinliği ise bazı bölümlerde 13 metreye ulaşır. Ortalama su akış hızı saniyede 373 metreküptür. Yaz aylarında akış hızı saniyede 700 metreküpe kadar çıkar. Bugüne kadar ölçülmüş en yüksek akış hızı 1965'te 1250 metreküp, en düşük akış hızı ise 1921'de 95 metreküp olmuştur.

 

ANGEL ŞELALESİ

Nefes kesen şelaleler

Angel ya da Kerepakupai Meru Şelalesi, Venezuela'da bulunan dünyanın en yüksek çağlayanıdır. National Geographic ekibi tarafından 1949 yılında yapılan resmî ölçüme göre 979 m yüksekliğindedir.

Venezuela denildiği zaman akla ilk olarak dünyanın en büyük şelalesi olan Angel Şelalesi gelmektedir. Bu şelale, 807 metre boyunca hiçbir engele çarpmadan dans eder gibi yere düşüp sonrasında  Churun Nehri’ne karışmaktadır. Doğa bilimciler bu olayı "serbest düşüş" olarak tanımlar. 807'inci metreden sonra kaya çıkıntısına çarpan suların yolculuğu bir süre daha devam eder ve 979'uncu metrede sona erer. Oluşturduğu manzara tek kelime harikadır. Şelalenin çevresi yemyeşil alanlarla doludur. Bu alanlar ziyaretçilere harika bir görsel şölen sunmaktadır. Melek Şelalesi da bilinen bu harika doğal güzelliği ölmeden önce mutlaka görülmesi gereken yerlerden biridir.

Şelaleyi, 20. yüzyılın başlarında, kâşif Ernesto Sánchez La Cruz keşfetmiştir. Batı dünyası ise ancak 1935'te Amerikalı pilot Jimmie Angel sayesinde bu şelalenin varlığını öğrenmiştir. Angel, değerli taşlar aramak amacıyla 1933 yılında çıktığı yolculukta şelaleyle karşılaşır.  Şelalenin güzelliğini karısı ve iki arkadaşıyla da paylaşmak isteyen Angel'ın tekrar gelişinde kullandığı uçak, yerlilerin Şeytan Kanyonu dediği Auyan tepesine düşer. Angel, karısı ve iki arkadaşı, 11 gün süren çetin bir mücadelenin ardından küçük bir kasabaya iner. Onların bindiği uçak ise tam 33 yıl sonra tepeden helikopter yardımıyla kaldırılarak Maracay'daki Aviation Müzesi'nde sergilenir.

 

DETİAN ŞELALESİ

Nefes kesen şelaleler

Çin ve Vietnam sınırında yer alan Detian Şelalesi, dünyanın en büyük sınır şelalelerinden biridir. İki ülke arasında yaşanan sıkıntıdan dolayı bu şelale turizme çok geç açılmıştır. Fakat görüntüsü ve çevresinde yer alan güzellikler nedeniyle buraya her yıl çok sayıda turist akın etmektedir.

Şelaleye kaynaklık yapan Guichun Nehri ilginç bir özelliğe sahip. Kaynağı Çin'de olan şelale Vietnam'a girip çıktıktan sonra yeniden Çin'e kıvrılıyor ve Detian köyüyle aynı ada sahip ihtişamlı şelalelerin can suyu oluyor.Üç basamaktan oluşan şelalelerin her mevsim farklı güzellikleriyle nefes kesen manzarasına, özellikle yaz ayları ve eylül başında daha da güçlü akan suların gürültülü sesleri eşlik ediyor.

 

MAVİ NİL ŞELALESİ

Nefes kesen şelaleler

Kuzey Etiyopya sınırında yer alan Mavi Nil Şelalesi gezilip görülmeye değer bir yerdir. Mavi Nil nehrinin debisi en yüksek olan yeri ise Tana Gölünden 40 kilometre akış yönü aşağısında bulunan 45 metre yüksekliğindeki yerel halkın Tis Issat olarak adlandırdığı Mavi Nil Şelalesi olarak gösterilebilir.  Ülkede en çok turist çeken yeridir. Son zamanlarda yapılan barajlarla doğal güzelliği kısmen kaybolmuş olsa da yine de ilgi çekicidir. Şelalenin aşağısında kısa bir mesafede Etiyopya'da İmparator Susenyos'un emriyle inşa edilen ilk taş köprü yer alır.

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.