105 yıllık künyenin şahitliği
Tarihi Çanakkale Savaşları'nın 105. yılında, Alçıtepe'de bulunan bir künyenin 23 yaşındaki İngiliz asker Robert Chadwick'a ait olduğu belirlendi. Çanakkale Tarihi Alan Başkanlığı'nın da katkılarıyla yürütülen çalışmalar sonucu asker Chadwick'in yakınlarına ulaşılmaya çalışıyor. Binlerce kilometre yol katederek savaşmak için Gelibolu'ya gelen 23 yaşındaki İngiliz askeri Robert Chadwick'in savaş sırasında boynunda olan künyesi, Türkiye'nin tek resmi Çanakkale koleksiyoneri Seyit Ahmet Sılay'ın koleksiyonunda yer alıyor. Alçıtepe'de bir vatandaş tarafından koleksiyoner Sılay'a ulaştırılan poşetin içerisinden çıkan künyenin, İngiliz askerinin boynundan düştüğü belirlenirken, Lancashire Fusiliers Taburu'na bağlı askerin 31 Mayıs 1915'te yaralanma sonucu yaşamını yitiren 23 yaşındaki Robert Chadwick olduğu ortaya çıktı. Araştırmalar sonucu tarihi yarımadada bulunan İngiliz Helles anıtındaki sütunlarda ismi, kaydı ve askerin savaş sırasında çekilen fotoğrafına da ulaşıldı. Konuya ilişkin bilgi veren Seyit Ahmet Sılay, Çanakkale muharebe sahasına 26 senedir geldiğini ve Kültür Bakanlığı'na bağlı resmi bir koleksiyoner olduğunu dile getirdi. Çanakkale'ye son gelişinde bir arkadaşının eline küçük bir poşet tutuşturduğunu ve "Alçıtepe köyünden bana verildi. Seyit Bey bu konunun ilgilisi. Onda dursun bunlar." dediğini ilettiğini ifade etti. İstanbul'daki evine döndüğünde poşeti açarak ufak tefek bazı harp malzemelerine ulaştığını kaydeden Sılay, poşetten çıkan yuvarlak, galvaniz bir metalin kendisini heyecanlandırdığını anlattı.
Malzemenin bir İngiliz askerlerine ait künye olduğunu anladığını, galvaniz madde olmasından dolayı kolay kopmayan künyeye tarihi yarımada da genellikle rastlanmadığını belirten Sılay, "Bu künyeler o asker birliğe katıldığı andan emekli olana kadar veya savaş bitene kadar, ordudan ayrılana kadar o numarayla anılır. Üzerinde numarası var. İsmi var. Tabii ki ben en çok Çanakkale muharebelerinde insan hikayesinin peşindeyim. Ve neticede bu asker inşallah dönmüştür memleketine, ölmemiştir diye de düşündüm. Sonra araştırmaya başladık." diye konuştu.
Araştırmaları sonucunda askerin 31 Mayıs 1915 günü öldüğü bilgisine ulaştıklarını söyleyen Sılay, şöyle devam etti: "Bir Türk taarruzuna denk gelen bir muharebe olduğu belli. Çünkü o dönemde Kirte savaşları yaşandı. Fakat 31 Mayıs'ta yaşanmış büyük ve karşılıklı bir taarruz harbi yok. Ama günlük cephe savaşları yapıldı. Demek ki onlardan birisinde vefat etti. Ailesinin adı, doğduğu yer, o toprakları öğrendik. Sonra dedik ki; bu asker acaba sivil hayatında ne iş yapar? Onu da bulduk. Şöyle; Salford Corporation Transport isimli bir şirket. Tramvay işiyle uğraşan bir firma. Demiryolu işi. Trenleri süren makinist ya da o firmanın güvenlikçileri gönüllü olarak katılmış İngiltere'den savaşa. O da maalesef ülkesine geri dönememiş. 23 yaşında. Eminim onun da hayalleri, bekleyeni vardı. Onun için ağlayan bir annesi vardı. Neticede biz muharebelerden 105 sene sonrasını konuşuyoruz. Eğer 105 sene öncesini konuşmuş olsak burada ne işin vardı? Benim topraklarımı işgal için gelmiştiniz. Hatta Türk'ü tarih sayfasından silmeye gelmiştiniz. Ama bugün, bir asrı geçen bir süre sonra bu asker ve bu askerin ailesi, yakınları bizlerin misafiridir buraya geldiklerinde. Gelip mezarlarını ziyaret ediyor, geziyorlar. Şu an tamamen insani duygularla bakıyoruz. Çok üzüldüm. Bu topraklardan ailesine dönememesine üzüldüm. Keşke hiç gelmeseydi. Hayallerinin peşinde koşarak uzun bir ömür sürseydi. Ama 23 yaşında ömrünü burada tamamlamış."
"EMANETİ EHLİNE VERMEK LAZIM"
Ölen İngiliz askerlerine bir ölüm belgesi gönderildiğini, ölüm belgelerinin kendi koleksiyonunda da yer aldığını belirten Sılay, "Notlar, savaş notları ve kişisel eşyalarıyla birlikte ailelerine gönderiliyor. Eğer ki bu askerin bir ailesi var, biz onun yakınlarıyız, ölen kişi bizim büyük ya da büyük büyük babamız gibi birileri çıktığında emaneti ehline vermek lazım. Tabii ki böyle birileri çıktığında seve seve kendilerine takdim ederiz. Bu sadece Seyit Ahmet Sılay'ın alabileceği bir karar değil. Bu tamamıyla İngiltere ile Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin karşılıklı alabileceği bir karar. Görüşerek bu kararı almaları gerekiyor. Ben bu sonuca sevinirim." ifadelerini kullandı.
"TÜRK'Ü İLK DEFA GELİBOLU'DA GÖRMEMİŞ"
"Araştırmalara nereden ve nasıl başladınız?" sorusu üzerine Sılay, "İngiltere'deki kayıtlar bizimkiler gibi değil. Bizdeki karşılığı alay, onlarda tabur. Birliklerin tek tek isimleri sitelerinde mevcut. Bu sitelere kolayca ulaşabiliyorsunuz. Bazen küçük miktarlarda para ödemeniz gerekiyor, bu bilgiye ulaşabilmeniz için. Ben bu yolu izledim. Ödemeyi de yaptım. Bu bilgileri bana İngiltere gönderdi." dedi. İngiltere'den gelen bilgide askerin anne baba ismi, doğum tarihi, yaşadığı yer, askere alındığı yer, künye bilgilerinin yer aldığını ifade eden Sılay, konuşmasına şöyle devam etti: "Daha sonra bu birliğe baktım ben. Lancashire Fusiliers diye bir birlikti. Bu birlik 1914'te gönüllü olarak İngiltere'de orduya yazılıyor. Önce Mısır'a geliyorlar. Süveyş kanalı harekatına katılıyorlar. Türk'ü ilk defa Gelibolu'da görmüyor cephede, orada karşılaşmış belli. Bu birlik eğitiminde şöyle bir bilgi vardı; Japon Arisaka 30 tüfekleri kullanıldı. Hatta muharebe bitene kadar Enfieldlerle değiştirilmedi gibi bir bilgi. İlginç bir bilgiydi. Bu askerler 5-6 Mayıs'ta Gelibolu'ya geliyorlar. Teke burnuna çıkartma ile geliyorlar. Aralığın sonuna kadar burada kalıyorlar. İngiltere arşivinde bu birlikle ilgili şöyle bir şey var; ölen 410 subay ve er var. Bunlardan, 410 kişiden sadece 139'u İngiltere'ye dönebiliyor. Neredeyse 3'te 1'inden fazla kişi burada kalmış. 5-6 Mayıs'ta Teke koyuna çıkıyorlar. Savaşın, muharebenin sonuna kadar devam ediyor. Alçıtepe bölgesinde muharebe eden bir birlik. Bu askerin öldükten sonra nerede anıldığını da tahmin ettik. Helles Anıtı'nda ismini bulduk. Oradaki sütunda yazan isimler mekanları belli olmayan askerler, orada anılıyor isimleri. Bu birlik Teke koyuna çıkarma yaptı 9 ay boyunca. İlk çıkarma 25 Nisan'da yapılmıştı. Bu birlik 5-6 Mayıs'ta geliyor. Neredeyse 9 ay boyunca o Teke koyunda binlerce itilaf askeri vardı. Onların kalıntıları hala günümüze kadar geldi. Kıyıda filikalar, denizin üzerinde iskelelerin demir çubukları hala gözüküyor. Teke koyu aslında muharebelerden sonra ki bütün izi, 9 ay boyunca yaşanmış izi hala barındırıyor."
"ÇANAKKALE TARİHİ SAVAŞ ALANI, DÜNYANIN EN İYİ KORUNMUŞ SAVAŞ ALANI"
Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir de, savaştan 105 yıl gibi bir süre geçmiş olmasına rağmen Çanakkale tarihi alanının dünyanın en iyi korunmuş savaş alanı olmaya devam ettiğini söyledi.
Halen savaştan hatıraların görülebildiğini kaydeden Kaşdemir, "Bunlardan bir tanesi tarihi alanda bulunan künye. Bu künye Çanakkale Savaşları'na katılmış ve burada vurulmuş bir İngiliz askeri olan Robert Chedwick'e ait. Askerin bu topraklarda kaldığını, İngiliz mezarlıklar müdürlüğü tarafından kayıtlı olduğunu ve isminin de hala İngiliz Helles mezarlığında kayıtlı ve yazılı olduğunu gördük. Bu bir insan hikayesi. 105 yıl önce buraya gelmiş bir askerin bir objesi, malzemesi bu topraklarda kalmış tıpkı bedeni gibi." şeklinde konuştu.
"ÇANAKKALE'DE BU İNSAN HİKAYELERİNİ GÖRMEK ÇOK MÜMKÜN"
Araştırmaları derinleştirerek askerin ailesine ya da varsa torunlarına ulaşmak istediklerini vurgulayan Kaşdemir, "Belki onları buraya davet edeceğiz. Çanakkale'de bu insan hikayelerini görmek çok mümkün. Çanakkale tarihi alanının orijinalliği bozulmadan doğal ortamında kalmasını ve gelen ziyaretçilerin açık hava müzesinde ziyaret etmelerini sağlamak için de çalışıyoruz. Çanakkale Tarihi Alan Başkanlığı olarak bu insan hikayesinin peşinde olmaya devam edeceğiz. Bu kişinin var olduğu ispatlanmış oldu. İngiliz mezarlıklar müdürlüğü tarafından teyit edildi kaydı var. Şu anda Çanakkale tarihi alanında bulunan Helles mezarlığındaki sütun taşta ismi de yazılı. Askerin ailesinin bulduğumuz zaman da askere ait künyeyi gösterir, takdim ederiz." dedi. (AA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.