Gemileri karadan yürüten Türk denizci: Umur Bey
İlk Türk denizcileri arasında yer alan ve 1338 yılındaki Epir harekatında İnebahtı Körfezi'ne geçebilmek için gemileri 10 kilometre karadan yürütmesiyle Fatih Sultan Mehmet'e de ilham kaynağı olduğu belirtilen Aydınoğulları Beyi Gazi Umur Bey, Çaka Bey ile Türk denizciliğinin kurucusu olarak gösteriliyor.
Anadolu Selçuklu'nun son dönemlerinde bölgeye düzenlenen Moğol baskınları, Türkmen beyliklerinin Batı Anadolu sahillerine yayılmalarına neden oldu. Bu durum Bizans ile karadan mücadele eden Türkleri denizde de etkin hale getirerek yeni bir mücadele alanı oluşturdu.
Bu kapsamda Menteşe, Saruhan, Karesi ve özellikle de Aydınoğulları'nın birer sahil beylikleri kurması, Türk denizciliğinin gelişmesinin önünü açtı. Söz konusu gelişmeler Türk denizciliğinin en önemli isimlerinden Aydınoğulları Beyi Mehmet'in oğlu Umur Bey'in tarih sahnesine çıkmasını da sağladı.
Çeşitli kaynaklardan derlenen bilgilere göre Umur Bey, beyliğin merkezi ve başkenti olan Birgi'de dünyaya geldi.
Aydınoğulları Beyliği'nin 3. hükümdarı olarak 25 yaşında başa geçen ve ''İlk Türk denizcileri'' arasında yer alan Gazi Umur Bey, Saruhanoğlu Süleyman Bey ile birleşerek büyük bir donanma kurdu.
Denizcilikte gerçekleştirdiği büyük atılımla, Ege'de Bizanslılar ve Cenevizlilere karşı önemli başarılar kazanan Türk denizci, Rodos'tan, Mora ve Rumeli kıyıları da dahil olmak üzere Çanakkale Boğazı'na kadar denizlerde kesin kontrol sağladı.
İZMİR LİMANI KUŞATMASI
Henüz bey olmadan önce İzmir yöresine tayin edildiğinde ilk iş olarak yanındaki 1000 kişilik kuvvetle İzmir'in Latinler'in elinde kalan liman kesimini kuşatma altına alan Umur Bey'in 2,5 yıl süren kuşatmasının ardından kalenin Cenovalı idarecisi Martino Zaccaria burayı teslim edip Sakız'a gitti.
Bu durum kahraman denizcinin 1325-1326'da henüz 15'li yaşlarda İzmir yöresinin idaresini üstlendiğini ortaya koyuyor. İkinci önemli seferini 1329 yılında Bozcaada üzerine gerçekleştiren ve bu sırada küçük bir filo oluşturan Umur Bey, kendisi için yaptırdığı büyük kadırganın adını "Gazi" koydu. Daha sonra Sakız Adası'na sefer düzenleyen Türk denizci, 50 gemilik filosuyla buradan da pek çok esir ve ganimetle İzmir'e döndü.
Umur Bey, 1332 yılında ise 250 gemili bir donanma ile Ege Denizi'ne açılıp İpsara, İşkiros ve İşkopelos adalarını fethederek Tuzla ve Mondoniça'yı kuşattı. Menevşe Adası'nı da kuşatıp teslim alan genç denizci, ardından İzmir'e geri döndü. Bu seferlerden iki yıl sonra da aynı zamanda beyliğin kurucusu olan babası Mehmed Bey'in vefatıyla Aydınoğulları Beyi oldu.
GEMİLERİ KARADAN YÜRÜTTÜ
Enveri'nin Düsturnamesine göre Umur Bey, 1338 yılında Epir seferinde İnebahtı Körfezi'ne geçebilmek için Mora Yarımadası'nı dolaşmak yerine yarımadayı anakaraya bağlayan Korint Berzahı'na gelip gemileri 10 kilometre kadar karadan yürüterek körfeze indi. Dönüşte de yine aynı şekilde karadan gemileri yürütüp İzmir'e dönen Umur Bey'in bunun tercih etmesinin sebebi zaman kaybetmemek ve fırtınalardan emin olmaktı. Umur Bey'in bu dahice hareketinin yaklaşık 116 yıl sonra gerçekleşecek İstanbul'un fethinde Fatih Sultan Mehmet'e ilham kaynağı olduğu rivayet ediliyor. Türk denizcilik tarihine adını altın harflerle yazdıran Gazi Umur Bey, bazı kaynaklarda Osmanlı denizcilerinin atası kabul ediliyor. Bir dönem gaziler "Gazi Umur Bey canı için" şeklinde yemin ederken, yeniçeriler ilk zamanlarda Umur Bey'in giydiği şekilde başlık taktı. Oruç Bey, deniz gazilerini "Umur Bey müridleri" diye anarken Bizans İmparatoru Kantakuzenos ise hatıratında onun son derece akıllı ve mantıklı düşünen biri olduğunu ifade etmiş.
İzmir'in bir bölümün fethinde de önemli rol oynayan ve "İzmir Fatihi" olarak nitelendirilen Gazi Umur Bey, 1348'de gerçekleştirdiği bir harekat sırasında, askerini cesaretlendirmek için ön saflarda savaşırken henüz 39 yaşında şehit düştü. Büyük denizcinin mezarı İzmir'in Ödemiş ilçesindeki tarihi Birgi Mahallesi'nde babası Aydın oğlu Mehmet Bey'in türbesinde bulunuyor. Vefatının üzerinden asırlar geçmesine rağmen hala tarihteki sayılı denizcilerden biri olarak görülen Gazi Umur Bey, son yıllarda "mavi sularda" yeniden adından söz ettirmeye başlayan Türkiye'nin denizcilik faaliyetlerine ilham kaynağı oluyor.
İSMİ GAZİEMİR İLÇESİNDE YAŞATILIYOR
Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Tarih Eğitimi Anabilim Dalı Doktor Öğretim Üyesi Ayhan Pala, Türkler'in Akdeniz'e gelinceye kadar donanma kurmadığını, Çaka Bey'in İzmir’de kurduğu donanma ile o dönemde Adalar Denizi olarak bilinen Ege'ye hakim olduğunu belirtti. Ölümünün ardından donanma faaliyetlerinin durduğunu aktaran Pala, daha sonra Ege kıyılarında Aydınoğulları, Karesioğulları, Saruhanoğulları ve Menteşeoğullarının denizcilikte önemli hamleler gerçekleştirdiğini vurguladı. Ayhan Pala, Aydınoğlu Umur Bey'in bu anlamda ön plana çıktığını ve Türk denizciliğine adını yazdırdığını dile getirerek, şunları kaydetti: "Gerçekleştirdiği fetihler sayesinde Bizanslılar'la ittifak kurdu. 21 yıl gazada bulundu ve bu süre içinde 26 sefer yaptı. Onun gaza şöhreti Osmanlı kaynaklarında da yankı bulmuştur. Denizcilik geleneğinde adı özellikle öne çıkmış. Bazı kaynaklar onu Osmanlı denizcilerinin atası saymıştır. Dindar bir kişi olarak tanınan Gazi Umur Bey'in manevi hocası olan Rifai Şeyhi Seyyid Mükremüddin adına İzmir merkezinde kurulan dergaha büyük gelirler vakfetti. Bugünkü Gaziemir’in vergi gelirlerini de bu tekkeye tahsis etti. Gazi Umur Bey'in vakfı olan köy zamanla büyüyerek Gaziemir adını aldı. Gaziemir’de kurucusu Gazi Umur Bey'in atlı bir heykeli bulunuyor. Gazi Umur Bey, Türk denizcilik tarihinde Çaka Bey'den sonra adeta ikinci kurucu isimdir. Çok genç yaşta Akdeniz'de büyük başarılara imza atmış, Karadeniz'de sefer yapmış büyük bir denizci, asker ve devlet adamıdır. Dolayısıyla Umur Beyi'in gelecek nesillere de iyi aktarılması gerekiyor." (AA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.