Kelam ve ahlak alimi Hüccetü'l-İslam: İMAM-I GAZALİ
İslam dünyasında unvanı Hüccetü'l-İslam olan, kelam ve ahlak alimi İmam-ı Gazali, vefatının 909. yılında yad ediliyor. Kaynaklardan derlenen bilgilere göre, İslam alimlerinin yol göstericisi olarak tarif edilen ve nisbesiyle meşhur olan İmam-ı Gazali'nin asıl adı, Muhammed bin Muhammed bin Muhammed bin Ahmed, künyesi Ebu Hamid, unvanı ise Huccet-ül-İslam ve Zeyneddin'dir.
İçtihadı Şafii mezhebine yakın olduğu için bu mezhepten olduğu düşünülen İmam-ı Gazali, İran'ın Tus şehrinin Gazal kasabasında, 1058 yılında (Hicri 450) dünyaya geldi.
Fakir ve salih bir zat olan, alimlerin sohbetlerinden uzak durmayan, elinden geldiği kadar yardım ve iyilik eden babasının vefatından sonra Gazali ve kardeşi, medresede ilim öğrenerek İslam dünyasına ışık tuttu.
İlk ilmi eğitimini Tus'ta alan İmam-ı Gazali, daha sonra Cürcan'a ilim tahsil etmek için giderek İmam Ebu Nasr İsmaili'den bir müddet ders aldı ve tekrar memleketi Tus'a döndü. Memleketinde üç yıl kalan Gazali, tahsiline devam etmek için o zamanın büyük bir ilim ve kültür merkezi olan Nişabur'a giderek, zamanının büyük alimlerinden İmam-ül-Harameyn Ebü'l-Meali el-Cüveyni'nin talebesi oldu.
ZEKASIYLA DİKKAT ÇEKTİ
İslam mütefekkiri Gazali'nin, üstün zekası ve çalışkanlığını gören hocası, onunla özel ilgilenerek, usul-i hadis, usul-i fıkıh, kelam, mantık, İslam hukuku ve münazara alanlarında ilim öğretti.
Nişabur'da tahsilini tamamladıktan sonra büyük bir ilim ve edebiyat hamisi olan Selçuklu Devleti'nin veziri Nizamülmülk'ün daveti üzerine Bağdat'a giden Gazali, Nizamülmülk'ün topladığı ilim meclisinde bulunan dönemin alimlerince ilminin derinliği ve meseleleri izah etmekteki üstün kabiliyeti neticesinde iltifata değer bulundu. Gazali, yaşadığı dönemde çeşitli fırkalarla girdiği ilmi tartışmaları, en zor ve ince mevzularda nazik ve nezih bir uslup kullanarak, yüksek ilmi, hitabet, izah etme kabiliyeti ve zekasıyla dikkat çekti. Henüz 34 yaşında olan Gazali'nin İslamiyete yaptığı büyük hizmetleri gören Selçuklu veziri Nizamülmülk, onu nizamiye müderrisi olarak tayin etti. Eğitim müderrisliğinde etkin vazife üstlenen Gazali, 300 öğrenciye bütün ilimleri incelikle öğretti. Yetiştirdiği öğrenciler arasında Ebu Mansur Muhammed, Muhammed bin Es'ad et-Tusi, Ebü'l-Hasan el-Belensi, Ebu Abdullah Cümert el-Hüseyni gibi isimler yer aldı.
İSLAMA IŞIK OLAN ESERLERİ
Bu sırada birbirinden kıymetli kitapları İslam dünyasına kazandıran Gazali, ilim ehli, devlet adamları ve halk tarafından da büyük bir hürmet gördü. İslam aleminin ışığı olarak nitelenen ve şöhreti gün geçtikçe artan İmam-ı Gazali, nizamiye müderrisliğinde bulunduğu yıllarda, "Kitabü'l-Basit fil-Füru", "Kitab-ül-Vesit, El-Veciz", "Meahiz-ül-Hilaf" isimli kitapları yazdı.
Bu dönemde "Kitabu Fedaihil-Batınıyye ve Fedail-il-Müstehzariyye" isimli kitabını yazan Gazali, aynı zamanda Rumca'yı öğrenerek, eski Yunan ve Latin filozofların kitaplarının üstünde yaklaşık 3 sene incelemelerde bulundu. Bu incelemeleri esnasında ve neticesinde "Mekasid-ül Felasife" ile "Tehafüt-ül-Felasife" isimli kitapları kaleme aldı. Gazali, Avrupalı filozofların, "dünyanın tepsi gibi düz olduğunu" iddia ettikleri dönemde ilim ve felsefelerinin yanlış olduğunu ispat ederek, dünyanın yuvarlak olduğunu, karaciğerde kanın zehir ve mikroplardan temizlenip tazelendiğini, safra ve lenfle zararlı madde eriyiklerinin kandan ayrıldığını ve böylece dalağın, böbreklerin ve safra kesesinin rollerini, kanın madde miktarlarındaki oranın değişmesi sonucunda vücut sıhhatinin bozulacağı gibi tıp alanında pek çok konuyu delilleriyle ortaya koydu. İslam alimi Gazali ayrıca, diğer fen ilimlerinde de fikir ve bilgileri izah ederek kitaplarında yer verdi.
"İHYAU-ULUMİ'D-DİN" ESERİNİ İSLAM DÜNYASINA KAZANDIRDI
Yoğun geçen ilmi çalışmalarından sonra yerine kardeşi Ahmed Gazali'yi vekil bırakan İslam müctehidi Gazali, nizamiye müderrisliği görevine ara vererek Bağdat'tan ayrıldı. Çeşitli ilmi çalışmalar ve seyahatler gerçekleştiren Gazali, Şam'da kaldığı 2 yıl içinde en kıymetli ve tanınmış eseri olan "İhyau-Ulumi'd-din" isimli kitabını İslam dünyasına kazandırdı. Şam'dan Kudüs'e giden Gazali, "Mufassıl'ul-Hilaf", "Cevab-ul-Mesail" ve Allah'ın güzel isimleri olarak bilinen Esma'ül Hüsna'yı anlattığı "El- Maksad ül-Esma" adlı eserleri yazdı.
Gazali, Kudüs'te bir müddet daha kaldıktan sonra Hac vazifesini ifa ederek, Bağdat'a geri döndü. Nizamiye Medresesi'nde eğitim vermeye devam ederek, "İhyau-Ulumi'd-din" isimli kitabını öğrencilerine ders olarak okuttu. Memleketi Tus'a tekrar dönen Gazali burada da "Ed-Dercülmerkum", "El-Kıstas'ul-Müstakim", "İslam'da Müsamaha Faysalü't-Tefrika Beyne'l-İslam Ve'z-Zendeka", "Kimya-yı Saadet" ve "Et Tibrul Mesbuk Fi Nasihatul Muluk" isimli eserlerini kaleme aldı.
Yaklaşık 10 sene süren çalışmalarından sonra Selçuklu veziri Fahr-ül-Mülk'ün ricası üzerine bir müddet daha Nizamiye Medresesi'nde ders veren Gazali, tasavvufu anlatan "Mişkatü'l-Envar" adlı eserini fikir dünyasına kazandırdı. Son günlerini insanları irşad etmekle geçiren Gazali, bu zamanda ise "El-Munkız Mine'd Dalal", "Selef'i Salihin Mezhebi Huccetu'l İslam", ehli sünnete tabi olmayı anlatan "İnançta Hassas Ölçüler İlcamü'l Avam An İlmi'l-Kelam" isimli kitaplarını tamamladı. Mısırlı bilim adamı Abdurrahman Bedevi'nin araştırmalarına göre Gazali, 457 kitap yazdı ancak günümüze sadece 75 eseri ulaştı.
TASAVVUF İLİMLERİNİN MÜRŞİDİ
İmam-ı Gazali'nin tasavvufta mürşidi, Ebu Ali Farmedi'dir. Zahir ilimlerinde eşsiz bir alim olarak bilenen Gazali, tasavvuf ilimlerinde de mürşid olarak tanımlandı. Nizamiye Medresesi'nde ders verdikten sonra doğduğu yer olan Tus'a dönen Gazali, 53 senelik ömrünün son yıllarını Tus'ta geçirmeyi tercih etti. Gazali, evinin yakınına bir medrese ve tekke de yaptırdı. Büyük İslam mütefekkiri İmam-ı Gazali, 18 Aralık 1111'de hayata veda etti.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.