Osmanlı tarihinin en şanssız padişahı III. Mustafa ve Camileri
Padişahlar savaşlarda kazandıkları zaferlerin yanısıra arkalarında bıraktıkları mimari eserlerle de isimlerini ölümsüzleştirmişlerdi . Sultan III. Mustafa ise, Osmanlı tarihinin en şanssız padişahlarındandı. Zira 18. yüzyılda hüküm süren Osmanlı padişahlarından III. Mustafa, İstanbul'da üç cami yaptırmış olmasına rağmen hiçbirine adını verememiştir. Bu camiler çeşitli sebepler yüzünden hep başka isimler aldılar.
Osmanlı tahtına 1757'de çıkan Üçüncü Mustafa, 29 Mart 1758'de, annesi Mihrişah Emine Sultan ile ağabeyi Şehzade Süleyman'ın hatırasına Üsküdar'da bir cami inşa ettirmeye başladı. Salacak sırtlarında Ayazma Sarayı'nın bulunduğu yere yaptırılan cami 1761 Ocak'ında bitirildi. Giriş kapısındaki tarih manzumesi dönemin sadrazamı ve Osmanlı edebiyat tarihinin de önemli isimlerinden olan Ragıb Mehmed Paşa'ya, kitabe ise dönemin şeyhülislamı ve ünlü hattatı olan Veliyüddin Efendi'ya aitti. Ancak cami, yaptıran padişahın adı ile değil, yaptırıldığı yerde bulunan ve Ortodokslar tarafından kutsal sayılan sudan dolayı ‘Ayazma’ adıyla anıldı.
Üsküdar'daki inşaat devam ederken, Üçüncü Mustafa bir başka caminin inşaatını başlattı. Yeni cami, o dönem İstanbul'unun en işlek yerlerinden olan Láleli'de yapılıyordu ve 1759'da başlanan inşaat 1763'te bitirildi. Caminin yapıldığı yerde “Laleli Baba” diye meşhur olmuş bir şeyhin tekkesi vardı. İnşaata sık sık gelen padişah, şeyhle sohbet ederdi. Sohbetlerden birinde Üçüncü Mustafa şeyhe 'İyi yaşamanın hikmeti nedir?' diye sorduğunda, 'Yiyip, içip tuvalete gitmektir' cevabını almıştı. Cevaba oldukça sinirlenen padişah, 'Tuvalete çıkmanın iyi yaşamakla ne ilgisi var?' deyince, Laleli Baba 'Gün gelir sen de anlarsın' demiş ama hükümdarın gazabına uğrayıp zindanı boylamıştı.
Üçüncü Mustafa, bu hadiseden birkaç gün sonra aniden kabız oldu ama hekimler derdine çare bulamadılar. Kıvranıp duran padişaha bir saray mensubu “Efendim, derdinize çareyi sadece Laleli Baba bulur' dedi ve padişah zindana attırdığı Laleli Baba'nın derhal huzuruna getirilmesini emretti. Şeyh getirildi, Üçüncü Mustafa perişan bir şekilde özür dileyip 'Beni bu dertten kurtar' dedi ama Laleli Baba'nın bir şartı vardı: Yeni yapılan camiye hükümdarın değil, kendisinin ismi verilecekti. Padişah mecburen kabul etti, çektiği kabızlıktan kurtuldu ama yaptırdığı ikinci camiye de ismini veremedi.
Yine Üçüncü Mustafa'nın saltanatı sırasında, 1766'da, İstanbul'da çok şiddetli bir deprem yaşandı ve yüzlerce ev, cami, han, hamam yıkıldı. Harap olan camilerden birisi de Fatih Camii idi. Şehrin simgelerinden olan Fatih Camii'nin yeniden yaptırılması için, Üçüncü Mustafa hemen harekete geçti. Önce Fatih'in türbesiyle külliyenin cami dışındaki binaları tekrar inşa ettirdi, daha sonra da camiyi eskisinden çok farklı bir şekilde tekrar yaptırttı. Ama hükümdar adını bu camiye de veremedi ve cami eski ismiyle, yani 'Fatih' olarak anılageldi.
Sultan III. Mustafa bu garip durumu, “Üç cami bina ettim. Birincisini ceddime (Fatih) hediye etmek zorunda kaldım, ikincisini (Ayazma) keşişler aldı, üçüncüsünü bir meczup (Laleli Baba) aldı” sözleriyle anlatmıştır.
LALELİ CAMİ
Laleli Camisi; 9 Mart 1764’te Padişah III. Mustafa tarafından yaptırılıp ibadete açıldı. Cami kompleksi 1783 yılındaki bir yangında tahrip oldu ve kısa bir süre sonra onun tamamlanmasıyla cami yeniden derhal inşa edildi. 1911 yılındaki yangın medreseyi ve onu takip eden yol yapım çalışmaları ise caminin diğer pek çok ek yapılarını tahrip etti. Caminin hamamı yıkılmıştır.
Caminin mimarı Mehmed Tahir Ağa'dır. Ancak dönemin baş mimarı Hacı Ahmed Ağa'nın da inşasına katkısı olmuş olabileceği sanılmaktadır. Cami adını o zamanlar yakınında bulunan (1950'li yıllarda yıkılmış) Laleli Baba türbesinden almıştır. Padişahlar tarafından inşa edilmiş son külliye olan Laleli Külliyesi içinde yer alır. Caminin elemanları bir bodrum üzerindedir. Barok üslupta, kare ve mihrap çıkıntılıdır. Ana kubbe 8 sütuna oturur. Çevresi 6 yarım kubbeden oluşmuştur. Kubbenin dış çapı 12,5 metre ve kubbenin dış yüksekliği ise 24,5 metredir. Caminin hünkar mahfeli solda yer alır. İç avlu 14 sütuna dayalı olup 18 kubbenin altındadır. Caddeden iki kapıyla avluya girilir. Tek şerefeli iki minaresi vardır. Şadırvanı 8 sütunludur. Caddedeki kapı 1950'lerde yol sebebiyle geri çekilmiştir. Caminin girişi merdivenlidir. Sebili bronzdan yapılmıştır. Hamamı yıktırılmış, caddedeki cephesine ek dükkânlar yapılmıştır. Caminin kapısının üst başında(1826/27)tarihli bir yazıt bulunmaktadır. Caminin yanındaki III.Mustafa Türbesinde padişah III. Mustafa ve oğlu III. Selim'in mezarları bulunur. Türbenin arkasındaki Laleli Camii'nin banisidir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.