Basri Tokgöz: Önlem, depremden sonra değil önce alınmalı

Basriko Şirketler Grubu Kurucusu Basri Tokgöz, İstanbul’da kentsel dönüşüm sonrası inşa ettikleri konutların tamamının depreme dayanıklı olduğunu belirterek, önlemin afet sonrası değil, öncesinde alınması gerektiğini vurguladı.

“Depremden sonra önlem almanın bir faydası yok”

Basriko Şirketler Grubu Kurucusu Basri Tokgöz, İstanbul’daki yapılaşma sürecine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Tokgöz, “Deprem olduktan sonra alınan önlemler, çoğu zaman yalnızca hasarı belgelemekle sınırlı kalıyor. Oysa gerçek tedbir, henüz hiçbir şey yaşanmadan önce, yaşadığınız binayı güvenli hale getirmektir,” dedi.

Deprem riski yüksek bölgelerde konut üretmenin büyük bir sorumluluk olduğunu belirten Tokgöz, “Biz bu bilinçle hareket ediyoruz. İstanbul’da inşa ettiğimiz tüm konutlar, güncel deprem yönetmeliğine uygun şekilde projelendiriliyor ve denetleniyor,” ifadelerini kullandı.

“İlk bakılması gereken şey yaşanılan binanın güvenliği”

Yalnızca estetik ya da maliyet odaklı yapılaşmanın uzun vadede ciddi sorunlara yol açabileceğini söyleyen Basri Tokgöz, “Bugün bir kişi yatırım yaparken birçok kriteri değerlendiriyor ama en önemli konuyu, yani binanın depreme ne kadar hazır olduğunu gözden kaçırabiliyor. Oysa bu hayati bir meseledir. İnsan önce canını koruyacak yapıda yaşamalı,” şeklinde konuştu.

“Zemin etütlerinden malzeme kalitesine kadar her detay kontrol ediliyor”

Basri Tokgöz, projelerinde yalnızca beton ve demir kalitesine değil, zemin özelliklerine ve mühendislik hesaplarına da önem verdiklerini belirtti. “Bizim yaklaşımımız, ‘en uygun maliyetle’ değil, ‘en güvenli yapıyla’ üretim yapmak üzerine kurulu. Zemin etütlerinden statik projelere kadar her adım, alanında uzman ekiplerce titizlikle yürütülüyor,” dedi.

“Önlem almak bir tercih değil, zorunluluktur”

Basri Tokgöz, kentsel dönüşüm ve yapı denetimi konularında toplumsal farkındalık çağrısında bulundu: “Deprem coğrafyasında yaşıyoruz. Bu bir sürpriz değil. Bu yüzden önlem almak lüks ya da seçenek değil, zorunluluktur. Her birey oturduğu yapının güvenliğinden emin olmalı. Devletin denetimi kadar, vatandaşın da sorgulayıcı olması gerekiyor,” ifadelerini kullandı.