Pakistan'ın Mehmet Akif'i: Muhammed İkbal

Pakistan'ın Mehmet Akif'i: Muhammed İkbal

Pakistan'ın milli şairi ve düşünürü Muhammed İkbal, 83. ölüm yılında koronavirüs salgını nedeniyle etkinliklerle olmasa da televizyon programları ve açıklamalarla anılıyor.

Pakistan'ın milli şairi ve İslam düşünürü Muhammed İkbal, vefatının 83. yılında anılıyor.  Alt Kıta'da bugünkü Pakistan'a giden yolda Müslümanlara ait, bağımsız bir ülke kurulması fikrinin babası kabul edilen İkbal, Pencap eyaletinin Sialkot kentinde 9 Kasım 1873'te doğdu. İlk eğitimini, babası Nur Muhammed'den Kur'an-ı Kerim üzerine alan İkbal, medrese eğitimini tamamladıktan sonra Pencap Üniversitesine girdi ve buradan birincilikle mezun oldu.

Aynı üniversitede Doğu Dilleri Fakültesinde eğitim vermeye başlayan İkbal'in ilk şiirleri de bu dönemde yayımlanmaya başlandı.

Yüksek eğitimine İngiltere'de devam eden şair, 1905'te Cambridge Üniversitesinde felsefe ve iktisat eğitimini tamamladıktan sonra bir dönem Londra'da yaşadı. Burada Arapça ve Arap edebiyatı üzerine dersler verirken, İslami konularda konferanslara konuşmacı olarak katılan İkbal, yine İngiltere'de hukuk eğitimi aldı. Hukuk fakültesinden mezun olduktan sonra Almanya'ya giden İkbal, Münih Üniversitesindeki felsefe doktorasını "İslam öncesi ve İslam sonrasında İran'da felsefi düşünce" teziyle tamamladı. Doktora eğitimini bitiren İkbal, sonra tekrar İngiltere'ye dönüp Cambridge Üniversitesinde 35 yaşında profesör olarak Felsefe ve İngiliz Edebiyatı bölümlerinde eğitim vermeye başladı.

Mevlana, Friedrich Nietzsche, Henri Bergson ve Johann Wolfgang von Goethe gibi yazarlardan etkilenen İkbal, 1908'de ülkesine döndü.

Ülkesinde avukatlık yaptığı sırada siyasete girdi. Bu dönemde Hindistan'daki Müslüman halkla ilgili yazdığı yazılarla Müslümanların İngiliz sömürgesine karşı başkaldırmalarında ve Pakistan fikrinin ortaya çıkmasında etkili oldu.

CİNNAH'A "SEN, HİNDİSTAN'DA MÜSLÜMANLARA LİDERLİK EDECEK TEK MÜSLÜMANSIN" DEDİ

İkbal, Britanya Hindistanı'nda yaşayan Müslümanlar hakkında yazdığı yazılar, şiirler ve yaptığı konuşmaları nedeniyle 1908'de ülkesine döndüğünde büyük bir kalabalık tarafından karşılandı. Ülkesine döndüğünde Tüm Hindistan Müslüman Liginin Pencap eyaleti örgütünde genel sekreter olarak görev yapan İkbal, 1926'da Pencap Eyalet Meclisi üyesi oldu. Burada Müslüman Ligi içindeki İngiliz yanlısı gruba karşı daha sonra Pakistan'ın ilk cumhurbaşkanı olacak Muhammed Ali Cinnah'ın yanında yer alan İkbal, Cinnah'a yazdığı bir mektupta "Sen, Hindistan'da Müslümanlara liderlik edecek tek Müslümansın." ifadesini kullandı. İkbal, Cinnah'a yazdığı mektuplarda Hindistan'ın batısı ve doğusunda Müslümanların söz sahibi olacağı ülkelerin kurulması fikrini de sıkça dile getirdiği için bugün Pakistan Hareketi'nin fikir babası olarak kabul ediliyor. Şair ayrıca yazı, şiir ve konuşmaları dolayısıyla İslam dünyasının önemli fikir adamlarından biri sayılıyor.

KURTULUŞ SAVAŞI'NA 1,5 MİLYON STERLİN YARDIM

İkbal, ülkesinde siyaset yaparken özellikle İngiliz yönetiminin politikalarına karşı çıkarken Hindistan'ın Birinci Dünya Savaşı'na asker göndermesini de eleştiriyordu. Müslümanların etnik farklılıklarını bir kenara bırakarak birlikte çalışması gerektiğine inanan İkbal, bu dönemde Osmanlı Devleti'nin işgalden kurtarılması gerektiğini vurgulayarak yardım kampanyaları düzenleme çağrısı yaptı. Bu dönemde maddi sıkıntılar içinde olan Müslüman halk, İkbal'in çağrısına karşılık vererek Türk halkının milli mücadelesine destek için düzenlenen etkinliklerde 1,5 milyon sterlin topladı. İkbal'in girişimleriyle yardımlar Ankara hükümetine yollandı.

"SÖR" UNVANINI ALDI

İngilizlerin kontrolündeki Hindistan'da Müslümanları İngilizlere karşı başkaldırmak ve bir Müslüman devleti kurmak için hareketlendiren ise İkbal'in "Müslüman Hint mücahitler" adıyla yazdığı şiirler oldu. Bu şiirle Pakistan'ın kuruluşuna giden sürecin başlamasına etkisi olan İkbal bu yönüyle Mehmet Akif Ersoy'a da benzetildi.

Halkı ve edebiyatı için yaptıklarıyla dünyanın her yerinde onurlandırılan İkbal, 1922'de İngiltere Kralı 5. George tarafından şövalye ilan edilerek "Sör" unvanını aldı. Dünyanın birçok ülkesinde isminin verildiği meydanlar, caddeler ve parklar bulunan İkbal, eserlerini büyük ölçüde Farsça yazdığı için İran'da da büyük ilgi gördü. Muhammed İkbal, 1934'te kansere yakalandı. 1935-1937 yıllarında tedavi olan İkbal'in gözleri de katarakt nedeniyle kapandı. İkbal, 21 Nisan 1938'de hayata gözlerini yumdu. Öldüğünde 61 yaşında olan İkbal'in cenazesi 70 bin kişinin kıldığı cenaze namazının ardından Lahor Kalesi içinde bulunan Padişah Camisi yanına defnedildi. (AA)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.