"Profesyonel gazetecilik kalmayacak"
İstanbul Medeniyet Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Cahit Suluk, Türkiye'de telif tabanlı bir düzenleme yapılarak basın kuruluşlarına bağlantılı hak statüsü tanınması gerektiğini belirterek, "Kanuni düzenleme yapılmazsa profesyonel gazetecilik kalmayacak." dedi.
Anadolu Ajansı (AA) tarafından haber içeriklerinin telifinin korunması ve kamuoyunda bilinç oluşturulması amacıyla AA Genel Müdürlüğü'ndeki AAtölye'de düzenlenen Dijitalleşme Sürecinde Basında Telif Haklarının Korunması Sempozyumu'na katılan telif hukuku uzmanları, Avrupa Birliği (AB) hukukunda gazetelere tanınan telif hakları ve Türkiye'de atılması gereken adımlara ilişkin AA muhabirinin sorularını yanıtladı.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi Üyesi Dr. Adem Aslan, basın yayın sektöründe yaşanan telif sorunları ile ilgili güncel sıkıntıların paylaşılması imkanı tanıyan AA'nın düzenlediği sempozyumun önemine işaret etti.
Özellikle haber içerik üreticilerinin yaşadığı ciddi sıkıntıların bulunduğuna vurgu yapan Aslan, AB'nin yeni çıkardığı AB Dijital Tek Pazar Direktifi'nin Türk hukuku üzerindeki etkilerinin sempozyumda masaya yatırıldığını anlattı.
Aslan, "Mevcut Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu esasen haber içerik üreticilerine belirli dereceye kadar zaten haklar sağlıyor. AB Dijital Tek Pazar Direktifi ile de birtakım ek haklar sağlandı. 'Haberin başka internet siteleri tarafından izinsiz kullanılması halinde ne gibi ek hukuki mücadeleler verilebilir, özellikle büyük internet sitelerine karşı acaba hukuki mücadele yürütülebilir mi?' gibi konular da masaya yatırıldı. Meslek birliklerinin kurulması ve kurulduğunda ortaya çıkacak sonuçlar da sempozyumda ele alındı." değerlendirmesini yaptı.
Adem Aslan, AA'nın düzenlediği sempozyumun bundan sonra yapılacak pek çok toplantının ilk ayağı olduğunu vurguladı.
"9,47 milyar avro net gelir kaybı söz konusu"
İstanbul Medeniyet Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Cahit Suluk, AA'nın düzenlediği sempozyumda basında telif haklarının konuşulmasının önemine işaret ederek konunun tarihsel sürecini aktardı.
Kitap, şiir gibi fikri ürünler için telif haklarının 13. yüzyıla uzandığını dile getiren Suluk, günümüzde artık telif korumasının tüm dünyada yaygın şekilde kabul edildiğini vurguladı.
Bu süreçte haberlerin 2013'e kadar telif dışında tutulduğunu dile getiren Suluk, toplumların haber alma özgürlüğünün buna gerekçe olarak gösterildiğini dile getirdi.
Almanya'nın Google, Facebook gibi ABD şirketlerine karşı önlem alma ihtiyacını hissederek 2013'te haberlerin telifi konusunda bir düzenleme yaptığını belirten Suluk, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Gazeteler içerik üretiyorlar, dijital platformlar ise bu içerikleri algoritmaların yardımıyla yeniden paketleyip topluma sunuyorlar. Eskiden gazetelerin temelde iki kalem geliri vardı, gazete, dergi gibi fiziki ürün satışı ve reklam geliri. Haberin dijitalleşmesine bağlı olarak fiziki ürün satışı bitme noktasına geldi. Dijital reklam gelirinin ise çok büyük oranının yani yüzde 80-90'ının dijital platformlara gittiği gerçeği var. AB'de yapılan bir araştırmaya göre gazetelerin fiziki baskılarında 2010-2014'te yüzde 17 düşüş söz konusu. Gelirler ise 13,45 milyar avrodan 3,98 milyara düştü. Yani 9,47 milyar avro net gelir kaybı söz konusu. Burada ana sebep, haberin dijitalleşmesi ve bu bağlamda Google ve Facebook gibi bilgi toplumu hizmet sağlayıcılarının kırpma eylemleri."
AB'de Dijital Tek Pazar Direktifi ile artık haber alıntıları izne tabi
Cahit Suluk, "haber istisnadır, bunu herkes alır" kalıp düşüncesinden çıkarak ve yeni dijital dünya göz önüne alınarak 2019'da AB Dijital Tek Pazar Direktifi'nin yayımlandığını ve böylece dijital platformların haberden alıntı yapmalarının izne tabi tutulduğunu bildirdi.
AB'de bazı ülkelerin bu direktifi uygulamaya koyduğunu ifade eden Suluk, "Türkiye'de de bu konuda bir düzenleme yapılması gerekiyor." dedi.
AB'nin konuya ilişkin telif tabanlı, Anglosakson ülkelerinin ise rekabet hukuku tabanlı bir düzenleme yaptığına işaret eden Suluk, "Türkiye'de telif tabanlı bir düzenleme yapılarak basın kuruluşlarına bağlantılı hak statüsü tanınması lazım. Bu çerçevede de dijital platformların alıntıları ve haberi yeniden paketleyip topluma ulaştırmalarının izne tabi olması gerekiyor. Kanuni düzenleme yapılmazsa profesyonel gazetecilik kalmayacak." ifadelerini kullandı.
"Basın sektörü yok olma tehdidiyle karşı karşıya"
Avustralya'da 2019'da internetteki reklam pastasının dağılımına ilişkin araştırmanın sonuçlarını paylaşan Suluk, "Basındaki dijital reklam gelirinin yüzde 53'ü Google, yüzde 28'i Facebook, yüzde 19'u ise basın yayıncılarının da içinde bulunduğu diğer aktörlere dağıtılıyor. Şu anda basın yayıncılarının aldığı oran belki yüzde 10'a düştü. Gelirin yüzde 90'ı dijital platformlara gidiyor. Gazetelerin altındaki zemin kaydı, mutlaka önlem alınması lazım. Medyada yıkıcı kayıplar söz konusu." diye konuştu.
Kovid-19 sürecinin dijitalleşmeyi 10 yıl öne çektiğini dile getiren Suluk, bu süreçte hemen hiç kimsenin fiziki gazete satın almadığını ve bu sektörün yok olma tehdidi ile karşı karşıya kaldığını belirtti.
Hemen tüm yayın kuruluşlarının yakında tümüyle dijital sisteme geçebileceğini de dile getiren Suluk, "Dijitalde davul gazetelerin sırtında, tokmak dijital platformların elinde. Burada denge kurulması gerekiyor. Bu denge, yayıncılara yeni bir telif hakkı tanınmasıdır. Bu durum telif hukukunda zaten tarihi bir kırılma demek. Fotoğrafı iyi okumak gerekiyor. Türkiye'nin bu konuda bir politika belirlemesi ve yasal düzenleme yapma mecburiyeti var." ifadelerini kullandı.
"İnce hukuk işçiliğine ihtiyaç var"
Suluk, yeni düzenlemenin Fikir ve Sanat Eserleri Kanununda yapılması gerektiğini belirterek, sözlerini şöyle tamamladı:
"Bu düzenleme bir telif hakkı olacak. Film yapımcıları, müzik yapımcıları, radyo televizyon yayın kuruluşları fikri ürünlere yatırım yapıyorlar. Yatırımlarının konusu eser olabilir olmayabilir de... Örneğin futbol yayınları eser değildir ama futbol yayınları, bağlantılı haklar etrafında korunur. Buna benzer şekilde, gazetelere ve basın yayıncılarına da bağlantılı haklar tanınması gerekiyor.
Bağlantılı haklar konusu, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu 80. maddede düzenlenmiştir. Dijitalleşmeyle ilgili yeni düzenleme, 80A başlığı ile yeni bir madde ilavesiyle yapılabilir. Bu düzenleme yapılırken yasanın 'gazete münderecatı' başlıklı 36. maddesinin ve eserlerin haber içindeki kullanımını düzenleyen 37. maddenin de analiz edilmesi gerekiyor. Basın Kanunu Madde 24'te de aynı konular mükerrer şekilde düzenlenmiş durumda. Burada ince hukuk işçiliğine ihtiyaç var. Hepsi düşünülerek çalışan bir sistem kurulması gerekiyor."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.