Karaca: 15 Temmuz kahramanlığın zirvesidir

 Dr. Seyit Karaca 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü mesajının devamında şunları dile getirdi: “15 Temmuz’da hain darbe girişimini yapan ve beyinlerini birilerine kiralayan bu satılmışlar 250 vatandaşımızın şehit ve 2000’den fazla vatandaşımızın da yaralanmasına neden oldular. Üzerinden 5 yıl geçti. Acıları hâlâ taze olan şehitlerimizin ve gazilerimizin aileleri yanı sıra Millet olarak travmayı henüz tam atlatmış değiliz. Birçok sıkıntının ortasında bir 15 Temmuz yıldönümüne daha ulaştık. Böyle bir tablo ile milletimizin bir daha karşılaşmaması için gereken adımlar atıldı mı? Ülkemizi bu sürece götüren nedenler üzerinde yeterince duruldu mu? Bence hayır. Sistemi değil şahısları önceleyen yaklaşımlarla, görevlendirmelerde liyakatin değil kayırmacılık ve yandaş olanlara görev verme gibi yanlışlar sonucunda maalesef ülkemiz bir çıkmaza sürüklenmiştir. Bu olay sonrasında özellikle vatandaşımızın din konusundaki hassasiyetlerini suiistimal eden bir kesim hem maddi hem de manevi açıdan ülkeye ciddi zararlar vermiştir. İnsanımızın birbirine olan güveninde sarsılma bu olayların en fazla hasara uğrattığı alandır. Bu olayın ekonomik alanda da çok ciddi etkileri olmuştur. FETÖ olarak kısaltılan örgüt, ekonomik alanda da iyi örgütlenen yapılanmalara sahip olunca, hala tartışılan birçok karara imza atılmış, kayyum atamaları yapılan bazı kurumlar yaşatılmaya devam edilse de birçok işletme kapanmıştır. ‘Tabanı ibadet, ortası ticaret, tepesi ihanet’ olarak nitelendirilen bu yapı içerisinde maalesef en fazla sıkıntıyı ibadet katmanında yer alan insanlar çekmiştir. İhanet tayfası zaten organizasyonun içinde olduğu için, önceden tedbirini alıp kirişi kırarak yurt dışına kaçarken, hâlâ birçoğu ele geçirilebilmiş değil. İhraç edilen birçok kamu görevlisi, adli süreçlerden berat etseler de görevlerine iade edilmediler. Bu konuda görev yapmak üzere kurulan komisyon son derece ağır işlemektedir. Bu süreçler esnasında devletin her kademesindeki sorumluluk sahipleri ‘aldatıldık’ mazeretine sığınırken, iyi niyetleri ve yardımlaşma duyguları sömürülen sade vatandaşlarımız maalesef aynı mazeretle yakayı kurtaramadılar.  Almamız gereken ders nedir? Sorusuna cevap aramak gerekirse; dini duyguları sömürecek hiçbir yaklaşımı benimsememek lazımdır. Devlet yönetimi ciddiyet ve birikim ister. Liyakat her devlet görevlisinde bulunması gereken ilk meziyet olmalıdır. Gençler bu ülkenin geleceğidir diyoruz. Gümbür gümbür gelen ülke gençliği yarınlarda bu ülke yönetimini devralacak. Hem kendilerini yetiştirmeleri hem de ülkeyi geleceğe taşımaları anlamında onlara en iyi şartları hazırlamalıyız. 15 Temmuz gecesi sokaklara çıkarak hainlere karşı duran en önemli yaş grubu olan gençlerimize karşı da bugün ülkeyi yönetenler olarak son derece önemli sorumluluklarımız var. İşsizlik bu gençlerin belini bükmektedir. Gelecek hayallerini gerçekleştirmek isteyen bu gençlerimiz eğitim imkânlarından yeterli ve eşit faydalanma yanı sıra eğitimlerinin karşılığı olan işlerde çalışmak, aile kurmak başta olmak üzere hedeflerine ulaşmak istemektedirler. Oysa detaylı incelediğimiz zaman gençler arasındaki işsizlik oranı oldukça yüksek, iş bulmaktan ümidini kesip ‘ev genci’ olarak nitelendirilen, kendisini odasına ve sosyal medya mecralarına hapsetmiş, hayata küsmüş bir kitle ortaya çıkmıştır. Deva Partisi Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme geçerek birbirlerini denetleyen kurumlarla daha sağlıklı bir işleyişe kavuşturulacak devlet yönetiminde adalet ve liyakati önceleyen, mülakat engeli ile gençlerin hayallerini söndürmeyen bir yönetim sistemini ilk fırsatta oluşturulacaktır. Adalet kavramının güçlendirilmesi sonucu içte ve dışta ülkemize güveni artırdıkça da her anlamda gelişimimizi sağlayacağız. Ekonomik refahın artması ile de gençlerimiz başta olmak üzere daha mutlu bir geleceği inşa edeceğiz. Bir 15 Temmuz vesilesiyle daha, dosta düşmana son söz olarak şunları söylememiz iyi olur: Bu Millet bazı hususlarda sınanamaz! En önemli husus özgürlüğüdür. Devletine ve milletine göz dikenlere gereken dersi hızla verir. Bu uğurda canını feda etmekten kaçınmaz. 2016 yılı 15 Temmuz Cuma gününü Cumartesi’ye bağlayan gece sabaha kadar Konya sokaklarında ve tüm Türkiye’de yaşadığımız ve gördüğümüz tablo budur. Kimse bundan sonra böyle bir hainliğe tevessül etmesin. Birlik beraberliğimizi bozmaya niyetlenenlere fırsat vermediğimiz sürece de bu tür tablolar tekrarlanmaz. Bu vesileyle tüm şehitlerimizi rahmetle, gazilerimizi minnetle anıyorum” dedi.