İsmail GÖK

İsmail GÖK

DEĞİŞKEN GÜNDEM UNUTKAN İNSAN

DEĞİŞKEN GÜNDEM UNUTKAN İNSAN

Fark ettiniz mi?

Kudüs’ü yavaş yavaş düşürüyoruz artık gündemimizden.

Her güne farklı bir manşetle uyanıyoruz. Başımızı yastığa koymadan son kez sosyal medyaya bir göz atalım diyoruz… Bir de ne görelim! Sadece ülkemizi değil dünyayı sarsan bir haber. Birkaç gün de onunla meşgul ediyoruz zihinlerimizi. Taaccüp ettiğimiz, üzüldüğümüz, ‘e artık bu kadar da olmaz ki ama!’ dediğimiz şeyler o kadar çoğaldı ki.

Hoş… Gündemimizi oluşturan havadislerin hepsi aynı seviyede ehemmiyet arz etmiyor. Bir spor müsabakasında hakeme atılan bir yumruğu iki hafta kadar konuştuk. Güzellik merkezi sahibi bir kadının eşiyle birlikte gözaltına alınması ve tutuklanmasını anbean takip ediyor, hapishanedeki taleplerini okuyoruz. Bir grup futbolcunun bankacı biri tarafından dolandırılmasını, telefon kayıtlarını ve yazışmalarını ilgiyle takip ediyor ve hatta dava sürecinin hangi aşamada olduğunu dakika dakika izliyoruz.

Bitti mi?

Biter mi hiç! …

Suudi Arabistan’a maç yapmaya giden iki Türk takımının müsabakayı gerçekleştirmeden olaylı bir vaziyette ülkeye dönüşünü günlerce irdeliyoruz. Meselenin arka planında aslında kimlerin olduğunu, kimin neye hizmet ettiğini çözmeye çalışıyoruz…

Elbette herkesin kendi ilgi alanına, meşrebine, kültürüne göre gündemi var. Mesleği bunu gerektiriyorsa takip edecek, etmeli de. Fakat bu magazinvari haberleri fabrikada çalışan bir işçi neden büyük bir merakla dinler ki? Haydi televizyonda karşına bir kere çıktı ve böyle bir olayın varlığından haberin oldu… Bunu şahsi gündemine taşıyıp tüm detaylarını arkadaşlarınla paylaşmak ve bunun üzerine sohbetler yapmak ne fayda verir ki insana.

Ben bir din adamıyım ve bu meselelere yaklaşımım mâlum hadis nispetindedir. Efendimiz aleyhisselatü vesselam buyurmuşlar ki: ‘‘Kendisini ilgilendirmeyen şeyleri (malayaniyi) terk etmesi, kişinin Müslümanlığının güzelliğindendir’’

Bu hadis-i şerif yalnızca din adamlarına hitap ediyor zannedenler bana hak vermeyecek ve beni anlamayacaklardır. Hatta şöyle bir soru bile sorabilirler: ‘’Ülkenin gündeminde olan hangi konular sizi/bizi ilgilendiriyor o zaman İsmail bey?’’

Hemen cevap vereyim; Kuzey Irak’ta 9 şehit verdik bunu konuşabiliriz mesela. Sosyal medyalarımızı Türk bayrağıyla donatmamız milli duygularımızı harekete geçirir. Terör örgütlerine olan nefretimiz artar. Düşmanımızı tanırız. Şehitlerimize bir fatiha göndermeye vesile olur. Dua eder rahmet dileriz…

Bugünlerde belediye başkan adayları açıklanıyor. Müslüman siyasetten uzak olamaz. Bununla ilgili dostlarımızla istişareler yapabiliriz. ‘’Ben şehrimizin bu adayını tanımıyorum sen tanıyorsan onun hakkında bana bilgi ver’’ demek hem dünyamızı hem ahiretimizi alâkadar ediyor. Zira yönetici olarak seçeceğimiz kişilerden biz sorumluyuz.

Yine son günlerde özellikle sosyal medyada çokça teoriler üretilen ve hakkında birçok haber çıkan Epstein davası ve işlenen pedofili suçunu takip edip bilgi sahibi olabiliriz. Zira bu da hem cennet vatanımızın evlatları hem de dünyadaki tüm sabilerle ilgili bir haber. Belki burada bize düşen bir sorumluluk, bir görev var. Kulluk bilinci bu tür sosyal sorumlulukların farkında olmayı gerektirir.

Fark ettiniz mi?

Kudüs’ü yavaş yavaş düşürüyoruz artık gündemimizden.

Her güne farklı bir manşetle uyanıyoruz. Başımızı yastığa koymadan son kez sosyal medyaya bir göz atalım diyoruz… Bir de ne görelim! Sadece ülkemizi değil dünyayı sarsan bir haber. Birkaç gün de onunla meşgul ediyoruz zihinlerimizi. Taaccüp ettiğimiz, üzüldüğümüz, ‘e artık bu kadar da olmaz ki ama!’ dediğimiz şeyler o kadar çoğaldı ki.

Hoş… Gündemimizi oluşturan havadislerin hepsi aynı seviyede ehemmiyet arz etmiyor. Bir spor müsabakasında hakeme atılan bir yumruğu iki hafta kadar konuştuk. Güzellik merkezi sahibi bir kadının eşiyle birlikte gözaltına alınması ve tutuklanmasını anbean takip ediyor, hapishanedeki taleplerini okuyoruz. Bir grup futbolcunun bankacı biri tarafından dolandırılmasını, telefon kayıtlarını ve yazışmalarını ilgiyle takip ediyor ve hatta dava sürecinin hangi aşamada olduğunu dakika dakika izliyoruz.

Bitti mi?

Biter mi hiç! …

Suudi Arabistan’a maç yapmaya giden iki Türk takımının müsabakayı gerçekleştirmeden olaylı bir vaziyette ülkeye dönüşünü günlerce irdeliyoruz. Meselenin arka planında aslında kimlerin olduğunu, kimin neye hizmet ettiğini çözmeye çalışıyoruz…

Elbette herkesin kendi ilgi alanına, meşrebine, kültürüne göre gündemi var. Mesleği bunu gerektiriyorsa takip edecek, etmeli de. Fakat bu magazinvari haberleri fabrikada çalışan bir işçi neden büyük bir merakla dinler ki? Haydi televizyonda karşına bir kere çıktı ve böyle bir olayın varlığından haberin oldu… Bunu şahsi gündemine taşıyıp tüm detaylarını arkadaşlarınla paylaşmak ve bunun üzerine sohbetler yapmak ne fayda verir ki insana.

Ben bir din adamıyım ve bu meselelere yaklaşımım mâlum hadis nispetindedir. Efendimiz aleyhisselatü vesselam buyurmuşlar ki: ‘‘Kendisini ilgilendirmeyen şeyleri (malayaniyi) terk etmesi, kişinin Müslümanlığının güzelliğindendir’’

Bu hadis-i şerif yalnızca din adamlarına hitap ediyor zannedenler bana hak vermeyecek ve beni anlamayacaklardır. Hatta şöyle bir soru bile sorabilirler: ‘’Ülkenin gündeminde olan hangi konular sizi/bizi ilgilendiriyor o zaman İsmail bey?’’

Hemen cevap vereyim; Kuzey Irak’ta 9 şehit verdik bunu konuşabiliriz mesela. Sosyal medyalarımızı Türk bayrağıyla donatmamız milli duygularımızı harekete geçirir. Terör örgütlerine olan nefretimiz artar. Düşmanımızı tanırız. Şehitlerimize bir fatiha göndermeye vesile olur. Dua eder rahmet dileriz…

Bugünlerde belediye başkan adayları açıklanıyor. Müslüman siyasetten uzak olamaz. Bununla ilgili dostlarımızla istişareler yapabiliriz. ‘’Ben şehrimizin bu adayını tanımıyorum sen tanıyorsan onun hakkında bana bilgi ver’’ demek hem dünyamızı hem ahiretimizi alâkadar ediyor. Zira yönetici olarak seçeceğimiz kişilerden biz sorumluyuz.

Yine son günlerde özellikle sosyal medyada çokça teoriler üretilen ve hakkında birçok haber çıkan Epstein davası ve işlenen pedofili suçunu takip edip bilgi sahibi olabiliriz. Zira bu da hem cennet vatanımızın evlatları hem de dünyadaki tüm sabilerle ilgili bir haber. Belki burada bize düşen bir sorumluluk, bir görev var. Kulluk bilinci bu tür sosyal sorumlulukların farkında olmayı gerektirir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İsmail GÖK Arşivi
SON YAZILAR