Mustafa AYCAN

Mustafa AYCAN

Işığımız sevgi olsun

Işığımız sevgi olsun

Sevgili dostlar, hepimizin bildiği üzere sevgi yaşamı yaşanabilir kılan en değerli hazinelerden biridir.

insanlara yaşama gücü veren, en umutsuz ve karamsar anlarında onları tekrar ayağa kaldıran, zoru kolay kılan samimi bir sevgi elidir.

Ve bu hazine, engelli birey için diğer insanlardan çok daha önemlidir. Engelli, eğer yakınında sevgiyi hissederse engelli olduğunu dahi unutabilir.

Burada bahsettiğimiz sevgi, siyasilerin farkındalık günlerinde bahsettiği, klişe sevgi sözcükleri, kullanım süresi 24 saat olanlardan değil elbette.

Yüreğini ortaya koymuş, samimi, emekle, dostlukla, sırdaşlıkla, elini hiç bırakmamakta bezenmiş yaşamı güçlü kılan bir sevgi.

Unutmamalıyız ki onların yaşamdan mutlu olmaları, geleceğe güvenle bakabilmeleri ve üreten bireyler olarak kendi kendilerine yeter duruma gelmeleri güvendikleri dallardan alacakları samimi sevgi meyveleridir.

Anlatmak istediklerimizi, belki de bu hikaye daha anlaşılır kılar. Buyurun geçelim hikayemize;

"Kadın her sabah olduğu gibi o günde beyaz değneği ve el yordamı ile otobüse binmişti.

Şoför, soldan üçüncü sıra boş hanımefendi dedi.

Kadın 32 yaşında güzel bir bayandı ve eşi oldukça yakışıklı bir hava subayı idi.

Bundan birkaç ay önce yanlış bir teşhis sonucu gerçekleştirilen ameliyatla gözlerini kaybetmişti genç kadın ve asla göremeyecekti. Kocası ameliyattan sonra acı gerçeği öğrenince yıkılmış ve kendi kendine bir söz vermişti.

Asla karısını yalnız bırakmayacak, ona sonuna kadar destek olacak, kendi ayakları üzerinde durana kadar cesaret verecekti.

Günler geçiyordu.

Kadın her geçen gün kendini daha kötü hissediyor, çok sevdiği kocasına yük olduğunu düşünüyordu.

Eşinin bu içine kapanık, karamsar hali kocayı çok üzüyordu.

Bir an önce bir şeyler yapması gerekiyordu, karısı günden güne kendi içine kapanık dünyasında kayboluyordu.

Bütün gün düşündü koca nasıl yardım edebilirim güzeller güzeli eşime.

Birden aklına eşinin eski işi geldi.

Geri dönmesini isteyecekti. Ama bunu ona nasıl söyleyecekti, çünkü artık çok kırılgan ve neşesizdi.

Bütün cesaretini toplayarak akşam karsına konuyu açtı.

Karısı dehşetle gözlerini açtı. Ben bunu nasıl yaparım ben körüm, diye bağırdı.

Kocası ona destek olacağını her sabah işe onu kendisinin bırakacağını ve akşam alacağını ve ona çok güvendiğini söyledi.

Çünkü eşini tanıyordu ve bunu başarabileceğini biliyordu. Kadın büyük bir umutsuzlukla kabul etti çünkü eşini çok seviyordu ve onu kırmak istemiyordu.

Her sabah eşini işine bırakıyor ve akşamları alıyordu fedakar koca.

Günler böyle ilerledi karısı eskisinden biraz daha iyiydi. Fakat kocası daha fazlasını istiyordu, kendisine söz vermişti sonuna kadar gidecekti.

Akşam karısına “artık işe kendin gidip gelmelisin” dedi.

Kadın şaşırmıştı. Bunu asla yapamayacağını söyledi.

Kocası ısrar edince onu yine kıramadı ve bütün cesaretini topladı bunu kendisi de istiyordu ama o kadar güveni yoktu.

Sabahları kadın artık otobüs durağına kendisi gidiyor, otobüsüne biniyor ve otobüsten inerek işine gidebiliyordu.

Günler günleri kovaladı hiçbir problem yoktu.

Yine bir gün otobüse binerken, şoför;

- Sizi kıskanıyorum hanımefendi dedi.

Kadın kendisine söylenip söylenmediğini anlayamadan “neden” diye sordu.

Şoför; “Çünkü her sabah sizin arkanızdan bir hava subayı genç adam otobüse biniyor ve bütün yol boyunca sevgi ile size bakıyor, otobüsten indikten sonra yeşil ışıkta yolun karşısına geçmenizi bekliyor siz binaya girdikten sonra arkanızdan öpücük yollayıp size her gün sevgiyle el sallıyor” dedi.

"Hayat birlikte güzeldir... "

Sevgi neydi?

Sevgi, sahip çıkan dost,

Sıcak insan eli,

İnsan emeğiydi.

Sevgi iyilikti, sevgi emekti...

Kalın Sağlıcakla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa AYCAN Arşivi
SON YAZILAR