Muhsin Yazıcıoğlu'nun ölümüne ilişkin soruşturmalara FETÖ müdahalesiyle ilgili davaya devam edildi

Muhsin Yazıcıoğlu'nun ölümüne ilişkin soruşturmalara FETÖ müdahalesiyle ilgili davaya devam edildi

Büyük Birlik Partisinin (BBP) kurucu Genel Başkanı merhum Muhsin Yazıcıoğlu ile 5 kişinin ölümüne ilişkin yürütülen soruşturmalara FETÖ'nün talimatıyla müdahale ettikleri iddiasıyla dava açılan 19 sanığın yargılanmasına devam edildi.

Kahramanmaraş 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuksuz sanıklardan bazıları katıldı, farklı davalar nedeniyle cezaevinde bulunan aralarında FETÖ'nün darbe girişimi sırasında Cumhurbaşkanına suikast timinde yer aldığı gerekçesiyle mahkum edilen ve bu dosyanın da sanıkları olan Davut Uçum ile Aydın Özsıcak'ın yer aldığı 4 sanık, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlandı.

Duruşmada, Yazıcıoğlu'nun yakınlarıyla taraf avukatları da hazır bulundu.

Mahkeme Başkanı, önceki celse tanık olarak dinlenmesine karar verilen Erol Yıldız'ın vefat ettiğine ilişkin medyada haberler yer aldığını ancak nüfus kaydına ölüm bilgisinin işlenmediğini ve diğer tanıkların hazır edildiğini kaydetti.

Dönemin koruma polislerinden tanık Y.Y, Yazıcıoğlu'nun 1997-2000 ile 2003 yılından kaza anına kadar koruma polisliğini yaptığını belirtti.

Mahkeme Başkanı, "silahlı terör örgütüne üye olma", "yalan tanıklık" ve "suç uydurma" suçlarından cezalandırılması istenen dosya sanıklarından Ünal Kurt'un, dönemin özel yetkili savcılığına gizli tanık olarak verdiği ifadesinde, "Kaşif Kozinoğlu'nun kendisine bir çanta verdiğini içerisinde önemli bilgilerin yer aldığını iddia ettiği çantayı Yazıcıoğlu'na verdiği ve yanında iki korumasının bulunduğu" yönündeki ifadelerini hatırlatarak, tanığa söz hakkı verdi.

Y.Y, Ünal Kurt'u tanımadığını belirterek, "Benim görevde olduğum sürece böyle bir şey gerçekleşmedi. Muhsin başkanın böyle gizli işlerin içinde olduğunu düşünmüyorum. Güvenlik açısından içinde ne olduğunu bilmediğimiz çantayı almayız. Buna benzer bir olay yaşanmadı. Doğru bulmuyorum böyle ifadeleri." dedi.

"Çantanın teslim edildiği tarihte görevli kimdi?" sorusunu Y.Y, "İl dışı seyahatlerinden önce bahse konu kente faks çekeriz. Şu anda hangi arkadaş görevli hatırlayamıyorum ama o fakslara bakılırsa tespit edilir. Ancak diğerleri de çanta almaz. Başkanın her şeyi net ve açıktır, dostluğu da düşmanlığı da açıktır." diye yanıtladı.

Yazıcıoğlu'nun korumalığı sırasında şüpheli kaza yaşandığı sorusuna Y.Y, 2008 yılında tünelde yaşanan kazanın şüpheli olduğunu, onun dışında şüpheli gördüğü kaza olmadığını söyledi.

Dönemin koruma polislerinden H.M. ise 1997 yılından 2008 yılının 7'nci ayına kadar çalıştığını ifade ederek, çanta verildiği iddialarıyla ilgili "Korumalığını yaptığım dönemde rastlamadım, şahit olmadım, ayrıca bahse konu tarihte ben emekliydim." dedi.

H.M, "Yazıcıoğlu'nun geçirdiği kazalarda şüpheli bir durum var mıydı?" sorusuna "Şüpheli kazaya rastlamadık, şahit olmadık. 2 kazada kendimiz de bulunduk ama trafik ve hava şartlarından kaynaklanan kazaydı." dedi.

Duruşmada daha sonra "silahlı terör örgütü adına suç işleme", "yalan tanıklık" ve "suç uydurma" suçlarından cezalandırılması istenen Erkin Çözeli'nin kamerada helikopterin füzeyle vurulduğunu izlediği yönündeki iddialarıyla ilgili tanıklar dinlendi.

Tanık M.S, Çözeri'yi bir kere gördüğünü aktararak, "Bir daha da başımız beladan eksik olmadı. Bir imam arkadaşın vasıtasıyla tanıştık, kendisini istihbaratçı olarak tanıttı. Sonra bir yaylaya gidiyorduk, kar yağışı olur diye araca kürek koydu sonra bizi jandarmaya yakalattı. En fazla 1 saat görmüşümdür." diye konuştu.

"Çözeri'nin ifadesinde geçen papazı tanıyor musun?" sorusuna M.S, tanımadığını belirtti.

M.S, Çözeri'nin nasıl birisi olduğu yönündeki soruya da "Hayal görüyor. Anlattığı gibi bir olay yaşamadım." dedi.

Daha sonra dinlenen tanıklar M.K, M.R, E.K. de tanık M.S. ile benzer ifadeler verdi.

Helikopteri kiralayan şirketin helikopter teknisyeni K.K, olay günü bir astsubayın kendisini aradığını ve helikopterin düşmesiyle ilgili kaza kırım ekibinin oluşturulduğunu kaydetti.

Daha sonra görevli olarak helikopterin olduğu yere sabah ilk uçakla gidip sivil havacılık ekibiyle buluştuğunu aktaran K.K, sadece koordinasyon amacıyla dahil olduğunu ve daha sonrasında hazırlanan raporlarda imzasının olmadığını öne sürdü.

K.K, helikopterle gitmeye çalıştıklarını ancak olay yerine inemediklerini, daha sonra ayın 29'unda olay yerine helikopterle indiklerini belirterek, "Helikopterin başına gittiğimizde sadece ELT cihazını almamızı istediler. Sivil havacılık ekibi alıp savcılığa teslim etti. Başka bir şey alınmadı. Zaten hava şartları nedeniyle mümkün değildi. Daha sonra bir daha gidildi, başka parçalar daha alındı." dedi.

K.K, ilk gittiklerinde "Skaymap3" cihazının bağlı olduğu yerin parçalandığını, "Argus 5000ce" cihazının ise gösterge panelinde bulunduğunu belirterek, "Ayın 31'inde enkaz alanına helikopterin diğer cihazlarını almaya gittik. Argus5000ce cihazı yoktu. 29'unda gittiğimizde vardı, 31'inde gittiğimizde yoktu." ifadelerini kullandı.

Yazıcıoğlu ailesinin avukatı Kemal Yavuz'un ELT cihazının anteninin kırık olduğu için sinyal vermediğini, ancak kopma değil de kesilme olduğu yönünde ifadelerin yer aldığını hatırlatması üzerine tanık K.K, "Helikopter düştüğü günden 28'ine kadar ne olduğunu bilmemem. Bazı hasarlar olduğunu görmüştüm. Motorun kaportasının hemen yanında bulunuyor o anten. Motorun kopup gittiğini düşünürsek antenin hasar görmesi mümkün." ifadelerini kullandı.

Yazıcıoğlu ailesinin avukatı Selami Ekici ise bu helikopterin "uçan bir tabut" olduğuna ilişkin ifadelerin bilindiğini belirterek, tanığa helikopterin havacılık sektöründe de böyle mi tanımlandığını sordu.

K.K, helikopterin önce askeri helikopter olarak tasarlandığını, daha sonra sivil helikoptere dönüştürüldüğünü belirterek, şunları aktardı:

"Helikopterde konfor cihazı yok. Murat 124 gibi tarif ediyoruz. Konfor konusu yok, yok, yok. O bölgede o hava şartlarında o kiloda uçması… Agusta marka olan helikopterin bölge şartlarında daha iyi uçar diye konuşulmuştu ama fiyat konusunda bir sıkıntı olduğu söylenmişti."

Avukat Ekici, BBP'nin ikisini de kiraladığını belirterek, "Agusta Sivas'ta uçması için ayarlanıyor. Yani uzağa kötü, kısa mesafeye ise daha iyi helikopterin uçulması planlanıyor. Bu planlamayı kim yaptı?" sorusuna tanık K.K, "Bilmiyorum, helikopterin kime kiralandığını bile bilmiyordum." diye konuştu.

Yazıcıoğlu ailesinin avukatı Veysel Aşkın'ın tanığın birden çok FETÖ'nün mahrem imamları ile görüşme kaydının olduğunu belirtmesi üzerine K.K, söz konusu isimleri kesinlikle tanımadığını öne sürdü.

FETÖ'nün Gaziantep bölge avukatlar sorumlusu dinlendi

İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesince, silahlı terör örgütü yöneticiliği suçundan etkin pişmanlık hükümleri kapsamında indirim uygulanarak ceza verilen, örgütün sözde Gaziantep bölge avukatlar sorumlusu Kamil Bakum da tanık olarak dinlendi.

Örgüt içerisinde 2012'den 2016'ya kadar Gaziantep bölge avukatlar mesulü olduğunu hatırlatan Bakum, Yazıcıoğlu olayını basından takip ettiğini, o tarihte Gaziantep'e gelmediğini ve avukatlarla ilgili görevinin olmadığını kaydetti.

Etkin pişmanlık kapsamında verdiği beyanlarında helikopterdeki cihazların sökülmesine ilişkin 2 askerin avukatlığını, örgüt mensubu avukatın üstlenmesinin ortaya çıkmasıyla örgüt sorumlularının toplantılar düzenlediği yönündeki ifadeleri hatırlatılan Bakum, "Bahsettiği toplantılar oldu, avukatların bu davayı almaması gerekiyordu, bir baskı oldu. Hesabına para falan da yatırılmış. Keşke Mustafa bu avukatlığı almasaydı. Para karşılığı profesyonel şekilde yaptığını söyledi. Biz de talimat verdik, bırakmasını istedik. O da bize kırıldı." ifadelerini kullandı.

ByLock yazışmalarında bu konuyla ilgili FETÖ elebaşının "sürecin en sıkıntılı dönemiydi" ifadelerini kullandığı belirtilen Bakum, "Biz Amerika'dan ayrıldıktan sonra bilgi oraya ulaşmış. Gidip görüşülmüş, rahatsız olunduğu söylenmiş. Bunlardan benim daha sonra haberim oluyor." iddiasında bulundu.

Sanık Davut Uçum'un savunması sırasında hakaret içerikli beyanları nedeniyle sanık Uçum ve taraf avukatları arasında tartışma yaşandı.

Mahkeme Başkanı, uyarısını dinlemeyen sanık ile 3 taraf avukatının salondan çıkarılmasına karar verdi.

Diğer sanıklar da suçsuz olduklarını öne sürerek beraat talebinde bulundu.

Mahkeme heyeti, Muhsin Yazıcıoğlu ile 5 kişinin ölümüne ilişkin Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığındaki ana soruşturma dosyasının akıbetinin sorulmasına ve bazı tanıkların gelecek celse dinlenmesine karar vererek, duruşmayı 5 Ekim'e erteledi.

Dava süreci

Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığınca, BBP'nin kurucu Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu ile 5 kişinin ölümüne ilişkin yürütülen soruşturmaya FETÖ'nün talimatıyla müdahale ettikleri iddiasıyla 17 şüpheli hakkında hazırlanan iddianame 25 Aralık 2020'de kabul edilerek, Kahramanmaraş 2. Ağır Ceza Mahkemesinde dava açılmıştı.

Bu dosya ile Göksun Asliye Ceza Mahkemesindeki, helikopterden GPS cihazının sökülmesine ilişkin 10 sanığın yargılandığı dava, sanık ve eylem yönünden bütünlük oluştuğu gerekçesiyle 6 Ocak'ta birleştirilmiş, sanıklardan 7'si her iki dosyada da yer aldığı için 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki davada sanık sayısı 20'ye çıkmıştı.

Sanıklardan Muharrem Tunç'un vefatı nedeniyle yargılanan sanık sayısı 19 olmuştu.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.