Bu ziyaretçi veya ziyaretçiler kim?
Gökbilimciler aralık ayında Dünya’ya, mart ayında ise Jüpiter’e en yakın geçişini yapacak olan bu nadir cismi anlamaya çalışıyor. 3I/ATLAS’ın kökeni, boyutu ve bileşimi hala tam olarak bilinmiyor; bilinen tek şey, bunun Güneş Sistemi dışından gelen üçüncü nesne olduğu.
O JUICE'NİN GÖRÜNTÜSÜ SÜRPRİZLERLE GELDİ
ESA, geçen ay JUICE üzerindeki beş bilimsel cihazı kullanarak 3I/ATLAS’ı incelemeye başladı. Bilimsel veriler Şubat 2026’ya kadar Dünya’ya ulaşmayacak olsa da, uzay aracının navigasyon kamerası (NavCam) 2 Kasım’da cismi görüntülemeyi başardı.
NavCam yüksek çözünürlüklü uzay gözlemleri için tasarlanmamasına rağmen, araştırmacılar 3I/ATLAS’ın etrafında parlak bir koma (gaz ve toz bulutu) gördü.
Ayrıca görüntüde iki farklı kuyruk belirtisi tespit edildi
Güneş’e yaklaştığı sırada çekilen karede cismin etrafında geniş bir koma, yani çekirdekten koparak etrafını dolduran parlak gaz ve toz bulutu açık biçimde görüldü. Bu parlama, Güneş’in ısı etkisiyle yüzeydeki uçucu maddelerin yoğun biçimde buharlaştığını gösteriyor.
Görüntüde ayrıca iki farklı kuyruk oluşumunun işaretleri olarak değerlendirilen, Güneş rüzgârıyla şekillenen plazma kuyruğu ve daha zayıf görülen toz kuyruğu tespit edildi. Plazma kuyruğu her zamanki gibi Güneş’ten uzak tarafa doğru uzanırken, toz kuyruğu cismin yörüngesi boyunca kıvrılarak ilerliyor. Bu çift kuyruk yapısı, 3I/ATLAS’ın Güneş’in ısısıyla aktif hale geldiğini doğrulayan en net işaret olarak değerlendiriliyor.
Bilim insanlarına göre Güneş’e yaklaştıkça bu tür doğal bir kuyruklanma beklenen bir durum; ısı arttıkça uçucu maddeler buharlaşıyor.
peki NADİR BİR FIRSAT mı?
3I/ATLAS, Güneş Sistemi’ne başka bir yıldızdan gelen sayılı cisimlerden biri. JUICE’in topladığı veriler arasında yüksek çözünürlüklü görüntüler, ultraviyole ve altmilimetre dalga ölçümleri ile parçacık analizleri bulunacak.
ESA’ya göre verilerin gecikmesinin nedeni, uzay aracının Güneş’ten korunmak için yüksek kazançlı antenini kalkan olarak kullanması ve bu nedenle Dünya’ya veri aktarımının daha yavaş ilerlemesi.
Bilim insanları sonuçların Şubat 2026’da ulaşmasıyla bu gizemli ziyaretçi hakkında çok daha net bilgilere sahip olmayı umuyor.