PKK ve FETÖ Belçika'da giderek marjinalleşti
Ulusoy, Türkiye-Belçika ilişkileri konusunda AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
Göreve 2020 başında, Kovid-19 salgını döneminde başladığını anımsatan Ulusoy, salgın sürecinde ilişkileri geliştirmek için yoğun biçimde çalıştıklarını ifade etti.
Ulusoy, Belçika ve Türkiye'nin Avrupa'nın iki ucunda yer alan ve ortak birçok bağları bulunan ülkeler olduğunu vurguladı.
Her iki ülkenin de aynı ittifakın parçası olduğunu, Belçika'da 300 binin üzerinde Türk yaşadığını, yakın ekonomik ve ticari ilişkilerin bulunduğunu vurgulayan Ulusoy, ilişkileri daha da geliştirmek için yoğun çaba gösterdiğini belirtti.
Ulusoy, salgın ortamında iki ülke arasında Brüksel'de dışişleri bakanları seviyesinde görüşmeler yapıldığını, bunun ikili alanda uzun yıllardır bakanlar düzeyinde gerçekleştirilen ilk ziyaret olduğunu, aynı dönemde Türkiye-Belçika Ortak Ekonomik ve Ticaret Komitesi (JETCO) toplantısının da 8 yıl aradan sonra ilk defa yapıldığını söyledi.
"Bu, iki ülke arasında ilişkileri daha iyiye götürme yönündeki iradenin bir parçası" diyen Ulusoy, 2,5 yılı biraz geçen görev süresinde Belçika makamları ile gerek çevrim içi gerek fiziki ortamda "200 civarı" temasları olduğunu belirtti.
Önümüzde fırsatlar var
Ulusoy, "İkili ilişkiler bazında baktığımızda daha iyi bir yerdeyiz. Fakat daha da geliştirmek için önümüzde fırsatlar var. Öncelikle 2023 ve 2024 yılında kutlamalar ve yıl dönümleri var. Gelecek sene iki ülke arasındaki diplomatik ilişkilerin 185'inci yıl dönümü olacak. 2024'te de insanlarımızın buraya iş gücü anlaşması ile gelişinin 60'ıncı yıl dönümü olacak. Bunlar bizim için dostluğu ve iş birliğini güçlendirmek için büyük fırsatlar." dedi. Büyükelçi iki ülkenin halklarının birbirini iyi tanıması ve birlikte yaşama kültürünü geliştirmek amacıyla görev süresinde elliyi aşkın etkinlik yaptıklarını aktardı.
Belçika'daki Türk vatandaşlarının yüzde 85'inin aynı zamanda Belçika vatandaşı olduğuna dikkati çeken Ulusoy, bu kişilerin haklarını Belçika vatandaşı olarak daha iyi koruyabildiklerini anlattı. Büyükelçi bu konuda vatandaşlara destek sağladıklarını dile getirdi.
Türkiye karşıtı yapılanmalar
Ulusoy, "Tabii ki birçok Batı Avrupa ülkesinde olduğu gibi Türkiye karşıtı yapılanmalar Belçika'da da var. Neden? Çünkü yıllardan beri gelen iltica politikaları. PKK'sından tutun da FETÖ'süne bütün şer odakları burada da yapılanmış durumda. Bunları aşma yönünde kararlılıkla, iş birliği halinde çalışıyoruz. Bunlar artık Belçika toplumu bazında da daha marjinal hale gelmiş durumdalar." diye konuştu.
Avrupa'nın iki ucunda yaşayan halkların birbirini anlamasının çok önemli olduğuna dikkati çeken Ulusoy, "Maalesef bu iltica politikalarının yarattığı bir sonuç olarak bir sürü Türkiye karşıtı terör yapılanmaları var burada. Buna ilave tabi ki bir çok Avrupa ülkesinde olduğu gibi Türkiye karşıtı bir Ermeni diasporasını da eklemek lazım. Bunlara karşı makamları bilgilendirmemiz çok önem taşıyor. Bunları yılmadan anlattık." dedi.
Ulusoy, "Maalesef birçok batı bölgesinde gördüğümüz bir durum var. Bunların iltica politikalarının bir sonucu Türkiye'de suça karışmış, terör örgütleri veya organze suç şebekeleri bu gibi ülkelerde çeşitli kisveler altında ilticadan yararlanabiliyorlar. Bunların birincisi esasen PKK. PKK yapılanması, PKK üst yönetimi diyeceğimiz kişiler burada ilticacı olarak bulunuyorlar. Belçika, diğer AB ülkeleri gibi hem AB nezdinde hem de ülke olarak PKK'yı terör örgütü olarak tanımış durumda." ifadesini kullandı.
Belçika'da ceza kanununda bir maddeye istinaden PKK mensuplarının ülkede yargılanması ile ilgili sürecin yargıdan geri döndüğünü anımsatan Ulusoy, Belçika'da hükümetin söz konusu maddelerin revizyonu konusunda çalışma yaptığını anlattı.
Ulusoy, "Biz ne kadar ilişkileri geliştirsek de bu PKK yapılanması son nafile çabalar çerçevesinde 5 kişi 10 kişi toplayarak kendilerince propaganda yapmaya devam ediyorlar. İki ülke arası ilişkiler ne kadar gelişiyorsa bu konularda onların da bu provokasyon çalışmaları, çabaları daha da artıyor. Bunlara dikkat edeceğiz. Biz doğru bildiğimiz yolda devam edeceğiz. Bu sürecin olumluya gideceğini düşünüyorum." değerlendirmesinde bulundu.
Menfur darbe girişimin ardından FETÖ'nün gerçek yüzünü bütün dünyanın gördüğünü anımsatan Ulusoy, "PKK'dan farklı olarak FETÖ ile ilgili şu durum var. FETÖ, Avrupa Birliği ülkelerinde terör örgütü olarak tanınmıyor. Bunun yarattığı farklı bir hukuki boyut ve engel var." dedi.
Belçika makamlarına her düzeyde FETÖ'nün gerçek yüzünü anlattıklarını vurgulayan Ulusoy, "Bunun olumlu dönüşleri oluyor. FETÖ ve FETÖ iltisaklı yapılarla Belçika makamlarının birebir resmi temaları hiç yok. Bu da olumlu bir sonuç." diye konuştu.
Ulusoy, "Ben insanlarımıza da burada çok teşekkür ediyorum. İnsanlarımız burada ilk günden itibaren feraset içinde bu yapılanma ile aralarını açtı." dedi.
Kovid-19 salgınının bütün dünyada çok farklı paradigma değişikliklerine yol açtığını söyleyen Ulusoy, "Kimsenin beklemediği şeyler oldu. Burada da büyük sıkıntılar yaşandı. Belçika uzun süre nüfusu bazında en fazla ölümün gerçekleştiği ülkeydi. Böyle bir ortamda özellikle Türk toplumu nasıl koruyabiliriz, nasıl bilinçlendiririz diye ilk günden itibaren çalışmalarımız oldu." dedi.
Türkler salgında kendilerini iyi korudu
Ulusoy, bugün itibarıyla 300 civarında Türk vatandaşının Kovid-19 nedeniyle hayatını kaybettiğini, ülkedeki Türk toplumunun ölüm oranının Belçikalı oranından daha az olduğunu belirterek, "Bu da Türklerin Belçika'da kendini daha iyi daha dikkatli koruyabildiğini ve tedbirli olduğunu gösteriyor." dedi.
Rusya-Ukrayna savaşının tüm dünyayı etkilediğini, gıda ve enerji krizini tetiklediğini anımsatan Ulusoy, "Türkiye burada izlemiş olduğu arabuluculuk politikası ile baktığımızda AB nezdinde özellikle AB'nin yapamadığı bir çok katkıyı yapmış durumda. İki ülkeyi bir araya getirebildik. Türkiye'de dışişleri bakanları bir araya geldi. En son tahıl anlaşması yapıldı. Bütün bunlar esasen sadece Türkiye'nin veya bölgenin değil Batı'nın ve AB'nin de faydasına olacak gelişmeler. Belçika makamları bunu görüyor ve takdir ediyor. AB'nin de bunu daha fazla takdir etmesi halinde Belçika'nın da sesinin Türkiye'ye olumlu yönde daha fazla çıkabileceğini düşünüyorum." değerlendirmesinde bulundu.
Anadil öğrenimi
Ulusoy, anadil konusunda vatandaşların Belçika dillerini öğrenirken Türkçeyi de öğrenmeleri konusunda çok yönlü çaba harcadıklarına dikkati çekerek, yeni dönemde özellikle Flaman bölgesinde sivil toplum üzerinden önemli adımlar atacaklarını kaydetti.
Belçika'da dışlanma ve ayrımcılık konusunda sıkıntılar olduğunu ifade eden Ulusoy, bu konuda da halkın bilinçlenmesi, hukuk yolları hakkında bilgi sahibi olması konusunda yoğun çaba gösterdiklerini vurguladı.
En iyi alan ekonomi
Ulusoy, "Ekonomi aslında iki ülke arasında bugüne kadar en iyi giden alan. Sorunlu dönemlerde de ekonomi hiçbir zaman kendi rayından çıkmamış." dedi.
Göreve başladığında ikili ticaret hacminin 9 milyar avro seviyesinde olduğunu anlatan Ulusoy, şöyle devam etti:
"2021 yılı sonunda ticaret hacmi 12 milyar avroyu aşmış durumda. Bu esasen çok büyük bir sıçrama. 2020 yılı yani bütün ticaretin dünyanın durduğu dönemde bile iki ülke arası ticaret hacmi arttı ve olabildiğince de dengeli. Belçika lehine ama bu dengeler hiç bir zaman büyük fark göstermiyor. Yakın birbirine. İki ülke arasında ekonomik bağlar güçlü."
Ulusoy, Belçika'nın Türkiye'de 10 milyar avroluk toplam yatırımı bulunduğunu ifade etti.
Bu aşamada ikili ekonomik ilişkileri daha da ileriye götürmek için yeni alanların tespit edilmesinin önemine işaret eden Ulusoy, bunun için yeni JETCO toplantıları yapılacağını kaydetti.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.