Avrupa Birliği'ne ihraç yapan şirketler için 'Yeşil Dönüşüm'de son tarih 2025
Avrupa Birliği’ne ihracat yapan şirketler için 2026’da ‘Sınırda Karbon Düzenlemesi’ başlıyor.
Bu kapsamda, farklı illerde AB Bilgi Merkezlerince, sürdürülebilir bir gelecek inşa etmek amacıyla ‘Sürdürülebilirlik Zirvesi: Avrupa Yeşil Mutabakatı ve Sürdürülebilir Dönüşüm’ konferanslar düzenleniyor.
Farklı sektörlerden uzmanları, iş dünyasının önde gelen temsilcilerini ve akademisyenleri bir araya getiren konferanslarda, çevresel, ekonomik ve sosyal sürdürülebilirlik alanlarında kapsamlı bir buluşma ortamı sunan zirve kapsamında, karbon ayak izinin azaltılması, enerji verimliliği, güncel regülasyonlar, Türkiye’nin sürdürülebilirlik hedefleri ve Avrupa Yeşil Mutabakatı gibi kritik konular ele alınıyor. Uzman konuşmacılar, bilgi ve deneyimlerini paylaşarak sektörler arası iş birliğinin güçlendirilmesine katkı sunuyorlar. Güncel mevzuatlar, sektörel uygulamalar konusunda bilgilendirmeler yapılıyor.
"ŞİRKETLER SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK DEPARTMANI OLUŞTURMALI"
Çalıştay niteliğindeki programlarda teknik sunumların yanı sıra illerin mevcut durum analizleri de de gerçekleştiriliyor. Güçlü sanayilere, limanlara ve lojistiğe sahip kentlerin stratejik önemleri tespit ediliyor. Kentler için sanayide yeşil dönüşümün odak noktaya alınması gerektiği vurgulanıyor. İlk aşamada illerin durum tespiti yaparak konuyla ilgili karnesini çıkarması gerektiği ifade ediliyor. Vakit kaybetmeden sanayideki mevcut karbon ve su ayak izinin belirlenip azaltma hedeflerinin saptanması gerektiğine de dikkat çekiliyor.
Yine iller için dönemsel sürdürülebilirlik raporlarının hazırlanmasının zorunluluk haline geldiği belirtiliyor. Başta enerji verimliliği projelerine önem verilmesi ve yeşil dönüşüm teşvik ve desteklerinden olabildiğince yararlanılması üzerinde duruluyor. Yenilenebilir enerji potansiyeline bakınca güneş enerjisinde Türkiye’nin kurulu güç olarak en önündeki kentlerinin öncelikli konumuna da dikkat çekiliyor.
Sonuç olarak kentlerin, hem sanayi hem lojistiğin merkezi olarak yeşil dönüşümde kritik bir öneme sahip olduğu, kamu, özel sektör ve akademi işbirliğiyle sanayideki yeşil dönüşümü çok hızlı yapabilir ve bölgesinde güçlenebileceği belirtiliyor. Firmalara bu dönüşümleri hızlandırabilmeleri adına bünyelerinde sürdürülebilirlik departmanları kurmaları tavsiyesinde bulunuluyor.
"SANAYİDE YEŞİL DÖNÜŞÜMÜN TEMELİ 3-E MODELİ"
Sürdürülebilirlik, bugün yaşayanlarını, gelecek nesillerin ihtiyaçlarını tüketmeden karşılayabilecekleri şeklinde tanımlanırken dünyada bu kavramın üç temel başlıkta ele alınıyor. Bu başlıklar çevre, ekonomi ve sosyal sürdürülebilirlik olarak açıklanıyor. Bu '3-E modeli' olarak adlandırılıyor. Eşitlik- Ekoloji- Ekonomi. Sanayide yeşil dönüşüm konusu, sürdürülebilirliğin bu üç ana bacağı olarak kodlanırken, AB’nin Yeşil Mutabakatla 2050’de dünyada ilk defa karbon-nötr kıta olma hedefini ortaya koyduğunu hatırlatılıyor. Yani, 2050’den sonra, emisyon oluşturmayan yeni bir ekonomi hedefleniyor. 2030’a kadar emisyonu da yüzde 55 azaltma hedefi var. 2050’de ise sıfır karbon hedefleniyor. Elbette bu sadece birkaç ülkenin veya bir kıtanın konusu değil. Ne yazık ki ABD bu konuda, Avrupa kadar istekli değil. Çin ise hedeflerini 2060 yılına öteledi. Ama genel anlamda, artık dünya bu şekilde bir gidişatın dünya için insanlık için sürdürülebilir olmadığını anlıyor" ifadelerini kullanılıyor.
"SANAYİCİNİN ELİNDEN TUTACAK DESTEKLER YALIN HALE GELMELİ"
Türkiye’nin AB Yeşil Mutabakatını neden önemsediğini ise Avrupa’nın Türkiye’nin en büyük ihracat pazarı olmasıyla açıklanırken, uyum sağlanmaması halinde öncelikle bu pazarda rekabetçi olunamayacağına dikkat çekiliyor. Kamunun bu konuda attığı önemli adımlar, destekler bulunsa da yeterli olmadığını kaydedilirken, sahada destek gerektiğini, gerçekten sanayicinin elinden tutacak süreçlerin daha yalın hale gelmesi gerektiğini de belirtiliyor.
Büyük sanayi kuruluşları gerekli dönüşüm için sermaye ve insan kaynağına sahip olsa da sanayici KOBİ’lerin böyle imkanları bulunmadığını hatırlatılırken, kentteki Ticaret ve Sanayi Odası olarak sanayicilerin, KOBİ’lerin elinden tutacak, süreçleri kolaylaştıracak, bire bir danışmanlık hizmetleri verecek bir yapılanma içinde olunmasına, hatta 2025 yılının ‘Sanayide Yeşil Dönüşüm Yılı’ ilan edilmesine' ihtiyaç olduğu da kaydediliyor.
"YEŞİL İŞGÜCÜ DE ÖNEMLİ"
İşin bir de insan kaynağı yönü bulunduğunu hatırlatılırken, yeşil dönüşümün, teknolojik ve dijital dönüşümle birlikte, bir ikiz dönüşüm olarak gerçekleştirecek nitelikli insan kaynağına ihtiyaç olduğu. buna da yeşil işgücü denildiği belirtiliyor. Bu dönüşümü hayata geçirecek, yeni nesil işgücünü yetiştirmek zorunlaluğuna da dikkat çekiliyor.
Kaynak:BBN
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.