Yüksek enflasyon ve fiyat artışları İspanyolların yaşam kalitesini düşürüyor
Rusya-Ukrayna Savaşı'nın etkisiyle son 30 yılın en yüksek enflasyonunun görüldüğü, tarihi fiyat artışlarının yaşandığı İspanya'da, çarşı-pazar alışverişlerinde alım gücü azalan vatandaşların yaşam kalitesi düştü.
Tarım, Gıda ve Balıkçılık Bakanlığı yayımladığı raporda, İspanyolların yıllık gıda alım gücünün ilk kez 600 litre/kilogramın altına düştüğünü duyurdu.
Bakanlık, Ağustos 2021-Temmuz 2022 döneminde İspanyolların buzdolabı ve kiler doldurma maliyetinin yıllık ortalama 1698 avro olarak belirlendiğini açıkladı. Bu rakamın şimdiye kadar kayıtlara geçen en düşük alım gücünden yüzde 5,3 daha az olması dikkati çekti.
- Yıllık ortalama fiyat artışı son 34 yılın en yüksek seviyesine ulaştı
Benzer şekilde Tüketiciler Örgütü (OCU) de her bir İspanyol'un pazar çantasını doldurmak için son bir yıla oranla ortalama yüzde 15,2 daha fazla harcadığını ve bunun son 34 yılın (istatistiklerin tutulmaya başlandığı 1988 yılından bu yana) en yüksek artışı olarak dikkati çektiğini bildirdi.
OCU, 2021-2022 mayıs ayları arasında 65 şehirde 1000'den fazla süpermarket, bakkal ve pazar yerini dolaşarak, gıda, temizlik ve sağlık ürünlerindeki alım gücünü kıyasladığı raporunda, en çok ihtiyaç duyulan 239 ürünün yüzde 95'inde fiyat artışı olduğunu vurguladı.
Verilen listeye göre, yıllık bazda en fazla fiyat artışı olan ürünler şu şekilde sıralandı:
Ayçiçek yağı (yüzde 118), margarin ve tereyağı (yüzde 75), muz (yüzde 64), makarna (yüzde 64), zeytinyağı (yüzde 53), un (yüzde 50), yumurta (yüzde 47).
İspanya Merkez Bankası Başkanı Pablo Hernandez de Cos da hafta başında katıldığı bir panelde yaptığı konuşmada, "Hane başına alım gücündeki düşüş çok önemli boyutlarda." diyerek, ekonominin gelecekteki evriminin fiyat ve maliyet artışlarının sürmesi yönünde olduğu, bunun iş ve büyümede yeni kayıplar yaratacağı uyarısında bulundu.
- Yaşam pahalılığına karşı gösteriler başladı
Yaşam pahalılığına tepkiler yavaş yavaş sokaklara da yansırken ilk büyük gösteri memurlar tarafından 24 Eylül'de Madrid'de gerçekleşti.
Ülkedeki diğer sektörlerdeki 9 işçi sendikası da ekim ayında gösteriler düzenleyeceklerini duyurarak, fiyat artışlarına karşı maaş artışı talebinde bulunacaklarını açıkladı.
- "Çarşı-pazar alışverişimiz eskisi gibi değil"
Diğer yandan AA muhabirinin yaptığı sokak röportajları, İspanyolların yaşadığı geçim sıkıntısının düzeyini ortaya koydu.
İspanyol vatandaşlarından Nuria, "Ne satın alacağımızı, ne yiyeceğimizi artık bilemiyoruz. Artık daha az seyahat ediyoruz ve sağlık ürünleri gibi bazı şeyleri almıyoruz. Çarşı-pazar alışverişimiz eskisi gibi değil. Eskiden 20 avroya pazar çantamızı doldururken şimdi anca birkaç şey alabiliyoruz." dedi.
Yaşam kalitesinin her geçen gün düştüğünü söyleyen Hector da "Bazı sektörlerin daha da zenginleştiğini görüyoruz ama biz artık süpermarkete zor gidiyoruz. Satın alma gücümüz çok azaldı. Sosyal bir uçurumun açılmaması gerekiyor. Tasarrufun en iyi yolu maaşların fiyatlara, enflasyona uyumlu olmasıdır. Vatandaş olarak bizler tasarrufa zorlanamayız. Tasarruf elbette yapılır ama hayatımızın temelini tasarruf üzerine kuramayız. Maaşların, fiyatların gerçek değerine çekilmesi şart. Ay sonunu getiremeyen birine (tasarruf et) diyemezsin. Bu imkansız." diye konuştu.
Hem İspanya hükümetini hem de Avrupa Birliği'ni "enerji krizini önceden görmemek ve gerekli önlemleri öncesinden almamakla" eleştiren Juan Carlos, "Zor bir kış olacak çünkü bunu öngörecek önlemleri alamadık. Şimdi de karşılık verecek kapasiteye sahip değiliz. Geleceği öngörememekten kaynaklanan bir zorluk yaşayacağız. Fiyat artışları elbette beni de etkiliyor. Bazı şeylerde tasarruf etmem, daha dikkatli olmam gerekiyor. Dış politika şu anda çok önemli ama ekonominin dönmeye devam etmesi için ben ulusal boyutta en azından bir vergi indiriminin de faydalı olacağını düşünüyorum." ifadelerini kullandı.
Diğer bir İspanyol vatandaşı Teresa ise tarihin belki de en büyük insanlık krizlerinden birini yaşadıklarını dile getirerek şunları kaydetti:
"Hayatın her bölümünde zorluklar var. Ekonomide, sağlık sektöründe, özgürlükte, din, aile her şeyde zorluklar karşımıza çıkıyor. Tutunacak bir dal bırakmadılar. Neyin tasarrufunu yapacağız? Birçok aile yemeğe zor ulaşıyor. Gençlerin çoğunluğu ailesinde, dedelerinde yemek yiyor. Zorlu, acımasız bir kış geçecek. Şimdiden elektrikleri günde 3 saat kesmekten bahsediyorlar. Birçok kişi yüksek fiyatlardan dolayı evindeki kaloriferleri yakmayacak ya da klimaları açmayacak. Krizin ortasında olduğumuz çok açık. Bazıları kendini kurtarabilir ama çoğunluk bu krizin acısını çekeceğiz."
Kaynak:Hümeyra KARADAĞ
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.