Bakan Muş: İhracatı Geliştirme Anonim Şirketi ihracatçılara 9 milyar liranın üzerinde kefalet sağlamıştır
Ticaret Bakanı Mehmet Muş, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, bakanlığının 2023 yılı bütçesine ilişkin yaptığı sunumda, Kovid-19 sonrası tedarik zincirlerinde ortaya çıkan aksaklıklar, enflasyonist ortam, küresel finansal sıkılaşma politikaları ve jeopolitik gerilimlerin, küresel ekonomik aktiviteyi yavaşlattığını ve yeni riskleri ortaya çıkardığını bildirdi.
Emtia fiyatlarındaki yükseliş başta olmak üzere, Kovid-19 sonrası küresel arzın hızlı artan talebe karşılık verememesi, tedarik zincirindeki bozulmalar ve lojistik sorunları gibi nedenlerin tüm dünyada yüksek enflasyonu beraberinde getirdiğine işaret eden Muş, enerji ve emtia fiyatlarındaki yüksek artışlara dikkati çekti.
"Türkiye içi yeni fırsatlar yaratıyor"
Muş, kış aylarına yaklaşılırken küresel çapta gaz tedarikinde ciddi sorunlar yaşandığını, bu durumdan en fazla etkilenen bölgenin en büyük ihracat pazarı olan Avrupa Birliği (AB) olduğunu bildirirken, "Küresel ölçekteki tüm bu olumsuz gelişmelere rağmen Türkiye ekonomisi üretmeye, istihdam sağlamaya ve Türk mallarını dünyanın dört bir yanına ihraç etmeye devam etmiştir. Bu yılın ilk yarısında ekonomimiz yüzde 7,5 büyümeyle güçlü performansını sürdürürken, büyümenin yaklaşık yarısı mal ve hizmet ihracatından kaynaklanmış ve ihracat büyümenin itici gücü olmaya devam etmiştir. Türkiye ekonomisi pandemi öncesi döneme göre 3 milyon 400 binin üzerinde ilave istihdam yaratmıştır. 2022 yılı Ocak ayına kıyasla dahi bakıldığında sağlanan ilave istihdam 1 milyon 100 bin kişinin üzerindedir." diye konuştu.
Dünya ekonomisine tam entegrasyon sağlamış olan Türkiye'nin küresel ekonomik gidişattan doğal olarak etkilendiğine dikkati çeken Muş, "Bununla birlikte, salgın ve savaş nedeniyle görülen alternatif tedarikçi arama ve bölgeselleşme eğilimleri, Türkiye'nin küresel tedarik zincirlerindeki konumu ve ihracatı için yeni fırsatlar da yaratmaktadır." ifadesini kullandı.
"Pazar çeşitlendirmesi için gerekli çalışmaları yürütüyoruz"
Muş, ihracatın ocak-ekim döneminde geçen yıla göre yüzde 15,4 artarak 209,5 milyar dolara ulaştığını aktarırken, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu rakamlarla, ihracatta hem ilk 10 ay bazında, hem de aylık bazda en yüksek seviyelere ulaşmış bulunuyoruz. 2022 yılının 10 ayında dünyanın farklı coğrafyalarına yaptığımız ihracat güçlü bir şekilde artmaya devam etmiştir. Oransal olarak en fazla ihracat artışı Amerika kıtasına gerçekleşirken, en önemli ticari partnerimiz olan AB'ye ihracatımız yüzde 13,5 artmış, AB ile ticaret fazlamız 9,7 milyar dolara ulaşmıştır. Birleşik Krallık'la ticaretimizde ise 6 milyar dolar dış ticaret fazlası vermektedir. Bu başarılı performans, küresel ölçekteki olumsuz faktörlerin yanı sıra paritedeki düşüşün de dış ticaretimiz üzerindeki ciddi negatif etkilerine rağmen sağlanmıştır. 2021 Ocak ayında 1,22 seviyesinde olan dolar/avro paritesi, 2022 Ekim ayında ortalama 0,98'e kadar gerilemiştir. Paritenin ilk 10 ayında ihracatımıza 12 milyar dolar ve dış ticaret açığına ise 2,8 milyar dolar negatif etkisi olmuştur.
Yılı bitirmek üzere olduğumuz bu günlerde karşımıza çıkan risk ve belirsizliklerin, önümüzdeki dönemde daha da artması muhtemeldir. Küresel anlamda tüm ülkelerin karşı karşıya kaldığı zor bir dönem hepimizi bekliyor. AB'de daha da zayıflaması beklenen talep, ihracatımız üzerinde risk yaratmaktadır. Bu nedenle, ihracatçılarımızı alternatif pazarlara yönlendirerek pazar çeşitlendirmemizi güçlendirmek için gerekli çalışmaları yürütüyoruz."
İthalatın da 10 aylık dönemde geçen yıla göre yüzde 39,5 artarak 300 milyar 553 milyon dolar seviyesinde gerçekleştiğini aktaran Muş, başta enerji olmak üzere emtia fiyatlarındaki artışların emtia ithalatçısı konumunda olan Türkiye ithalatı üzerinde doğrudan ve keskin bir artış yarattığına işaret etti.
Enerji ithalatının 10 ayda geçen yıla göre yüzde 118,4, yani 43,7 milyar dolar arttığını bildiren Muş, "Bu artışta fiyatların etkili olduğunu görmekteyiz. Nitekim 2022 Ocak-Ağustos döneminde enerji ithalat miktar endeksi yüzde 10,2 düşüş gösterirken enerji ithalat birim değer endeksi yüzde 166,4 artmıştır. Son dönemde altın ithalatında yaşanan yükseliş de ithalat faturamızı önemli ölçüde arttırmaktadır. Toplam altın ithalatı geçtiğimiz yılın ilk 10 ayına göre yüzde 198,4, yani 10,1 milyar dolar artmıştır. Dolayısıyla ithalatta izlenen artışın yüzde 63'ü enerji ve altın kaynaklı olduğu aşikardır." değerlendirmesinde bulundu.
Bakan Muş, ihracatçıların finansmana erişiminde teminat sorununun ortadan kaldırılması, krediye erişimlerinin kefalet suretiyle sağlanması için TİM ile Eximbank'ın özkaynaklarıyla kurulan İGE AŞ'nin mart ayı itibarıyla faaliyete geçtiğini ve temmuz ayında sermaye yapısının güçlendirildiğini anımsatırken, "Bu vesileyle teminat sorunları kolaylıkla çözülüyor ve ihracatçılar artık kredi almak için fabrikasını, arsasını bankaya ipotek vermek zorunda kalmıyor. Bugüne kadar İGE AŞ tarafından yaklaşık 2 bin 800 onaylanmış başvuru kapsamında 9 milyar liranın üzerinde kefalet sağlanmıştır. Türk Eximbank, 2022 yılının 10 ayı itibarıyla ihracatçılarımız için 37,3 milyar dolar finansman desteği sağlamıştır. Banka, uluslararası ve bölgesel bankacılık ve finans kuruluşları ile imzaladığı anlaşmalarla ilave finansman imkanları sunmaya devam etmiş ve yılbaşından itibaren 1,5 milyar doları aşan miktarda kaynak sağlamıştır." dedi.
Bu yıl da desteklerle ihracatçıların yanında olmaya devam ettiklerini belirten Muş, "Mal ihracatı kapsamında 2022 yılında 13 bini aşkın firmamıza 2 milyar 250 milyon lira tutarında destek ödemesi yapıldı." diye konuştu.
Muş, ağustos ayında yayımlanan İhracat Destekleri Hakkında Karar ile ihracat desteklerinin tek çatı altında toplandığını bildirirken, yeni bir prefinansman modelini de hayata geçirdiklerini söyledi. Başvuru, inceleme ve tahakkuk süreçleri dahil edildiğinde, faaliyet ile ödeme arasında bir süre geçtiğini ve bu durumun ihracatçılara finansman yükü doğurduğunu aktaran Muş, yeni modelle bu yükü ortadan kaldırdıkların anlattı.
"E-İhracat Destekleri Hakkında Karar"ın da ağustos ayında yayımlandığını anımsatan Muş, "Bu destek paketi ile ihracatçılarımızın yurt dışı pazaryerlerinde ürün bilinirliği artarken teslimatları da hızlanacaktır." ifadesini kullandı.
"Hizmet sektörlerinde dış ticaret fazlası 39,3 milyar dolara çıktı"
Muş, hizmet ihracatındaki artışa da işaret ederken, "Bu kapsamda, pandeminin etkilerini geride bırakarak 2021 yılında bir önceki yıla göre yüzde 74,3 artarak 61,3 milyar dolar seviyesine ulaşmış, aynı dönem hizmetler dengesi ise 31,7 milyar dolar olmuştur. Bu yılın ağustos ayına ilişkin yıllıklandırılmış veriye baktığımızda ise hizmet ihracatımız bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 65 artış kaydederek 76,4 milyar dolara ulaşmıştır. Aynı dönemde, hizmet sektörlerindeki dış ticaret fazlası yüzde 103 artışla 39,3 milyar dolara çıkmıştır." değerlendirmesinde bulundu.
Bilişim sektörüne özel tasarlanan e-Turquality, diğer adıyla Bilişimin Yıldızları Programı ile bu alanda bölgesel ve küresel anlamda güçlü şirketlerin çıkarılmasının hedeflendiğini belirten Bakan Muş, "Bakanlığımız tarafından ocak-ekim döneminde 657 firmaya 695 milyon lira destek ödemesi gerçekleştirilmiştir." bilgisini paylaştı.
Bakan Muş, serbest bölgelerin son yıllarda gördüğü ilgiye de işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Öyle ki, ülkemizde bulunan 19 adet serbest bölge firmalardan gelen taleplere karşılık vermekte zorlanmaya başlamıştır. Bu kapsamda, yeni serbest bölgelerin kurulması ve mevcut serbest bölgelerin sınırlarının genişletilmesi için kapsamlı çalışmalar yürütülmektedir. Özellikle, yüksek doluluk oranlarına ulaşılan Kocaeli, Ege ve İzmir serbest bölgelerinde yeni yatırım taleplerinin karşılanması amacıyla söz konusu serbest bölgelerimizin genişletilmesi Bakanlığımızın önemli gündem maddelerinden biri olmuştur. Batı Anadolu Serbest Bölgesini Bergama'da kurduk, bölgenin 2023 yılında faaliyete geçmesi planlanmaktadır. Ülkemizdeki serbest bölgelerde ekim sonu itibarıyla 27 milyar dolar ticaret hacmine ulaşılmış olup, yaklaşık 90 bin kişiye istihdam sağlanmaktadır. Batı Anadolu Serbest Bölgesinin ise 4 milyar dolarlık ticaret hacmine ulaşması ve yaklaşık 20 bin kişiye istihdam sağlaması hedeflenmektedir."
Yerli üretimi dampingli ve sübvansiyonlu ithalata karşı korumak için uyguladıkları ticaret politikası araçlarına da işaret eden Muş, ocak-ekim döneminde söz konusu uygulamalar kapsamında 13,8 milyar dolar tutarında ithalatın önleme tabi tutulduğunu söyledi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.