KONYA HABER
Konya
Açık
28°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
KONYA
00:00:00
İmsak vaktine kalan
Ara
BBN Haber Ekonomi İndirim aldatmacasına dikkat: Pahalı ürün ucuzmuş gibi satılıyor

İndirim aldatmacasına dikkat: Pahalı ürün ucuzmuş gibi satılıyor

TESK Başkanı Bendevi Palandöken, "Halka pahalı ürünü ucuzmuş gibi satıyorlar" diyerek son dönemde artan indirim aldatmacasına dikkat çekerek vatandaşları dikkatli olmaları için uyardı

KAYNAK: İha
Okunma Süresi: 4 dk

Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, "Vatandaşın aldatılmasının önlenmesi, sahte ürünlerin piyasaya sürülmemesi, sağlığı bozan ürünlerin satışının engellenmesi gerekiyor. Vatandaşın da bu tür isim değişiklikleriyle yapılan sahte indirimlere itibar etmemesi lazım" dedi.
TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, yanıltıcı reklam kampanyalarına ilişkin açıklamalarda bulundu. Palandöken, vatandaşların yanıltıcı indirim kampanyalarına karşı dikkatli olmaları gerektiğini söyleyerek, "İndirim kampanyaları mevsimsel olarak şekil değiştiriyordu. Bugüne kadar nasıl oluyordu? Meslek odalarından müsaade almak suretiyle ilkbaharda ve sonbaharda indirim yapılırdı. Halbuki şimdi öyle değil. Artık yılın 12 ayında indirim var. Vitrinlerde ürünleri göremiyorsunuz ama indirimleri görüyorsunuz. Yüzde 50 ile başlıyor, yüzde 70 oluyor, kasada yüzde 10, nakitte yüzde 10 daha ekleniyor. Yani sanki ürün bedavaymış gibi bir algı oluşturuluyor. Bu sistem vatandaşı yanıltıcı, tüketime zorlayıcı bir sistemdir. Bunun hem Ticaret Bakanlığımızın hem de meslek odalarımızın denetlemesi gereken bir konu olduğu açık" dedi.

"Halka pahalı ürün ucuzmuş gibi satılıyor"

Vatandaşın mağduriyetinin önlenmesi için indirimlerin mutlaka denetlenmesi gerektiğini söyleyen Palandöken, "Bugüne kadar olduğu gibi vatandaşın aldatılmasının önlenmesi, sahte ürünlerin piyasaya sürülmemesi, sağlığı bozan ürünlerin satışının engellenmesi gerekiyor. Vatandaşın da bu tür isim değişiklikleriyle yapılan sahte indirimlere itibar etmemesi, ‘Böyle bir indirim olur mu’ diyebilmesi lazım. Çünkü yüzde 50 ile başlayan, yüzde 90'a kadar varan indirim sisteminde böyle bir kazanç unsuru olması mümkün değil. Bu nedenle bakanlıkların, kolluk kuvvetlerinin ve yerel yönetimlerin denetim yapması şart. Niçin denetlenmesi lazım? Bu ürünlerin gerçekten indirimli olup olmadığının, fason mu yoksa orijinal mi olduğunun, sağlığa zararlı kimyasal boyalarla üretilip üretilmediğinin tespit edilmesi için. Bildiğiniz üzere bunlar ‘garaj indirimi, çadır indirimi, pazar indirimi, cuma indirimi’ gibi birçok kılıf altında sunuluyor. Halk, daha pahalıyı ucuzmuş gibi alıyor. Bu kabul edilebilir bir şey değil ve esnaflıkla da bağdaşmaz. Gerçek esnaf ve üretici de diyor ki, ‘Biz böyle bir para görmedik, böyle bir kazancımız yok’. Zaten dünyanın her yerinde indirim belli dönemlerde yapılır, süresi belirlenir ve ürünler tahlil edilir. Aynı kalite mi, fason mu, insan sağlığına zararlı mı bakılır. Böylece vatandaşın aldanmasının önüne geçilir" diye konuştu.

"Yanıltıcı kampanyalarla ihtiyaç dışı ürünler pazarlanıyor"

Nokta bazlı yapılan denetimler ne kadar sıklaşsa da milyonlarca ürün aynı anda piyasaya sürüldüğü için fayda sağlamadığına işaret eden Palandöken, "Şikâyet üzerine denetim yapılsa da ürünler çoktan yer değiştirmiş oluyor. Bu durum geleneksel ticaret yapısını bozuyor. Vatandaşın esnafa güveni azalıyor, kalitesiz ürüne yüksek fiyat ödendiğini herkes görüyor. Ama vatandaş da diyor ki ‘Gelirimiz ancak bu ucuzlukları takip etmeye yetiyor.’ Bir ürün almak isterken, kampanyalar yüzünden ihtiyacı olmadığı halde üç ürün almak zorunda bırakılıyor. Zorunlu tüketim mallarında da aynı şey oluyor. Deterjanların üzerine içerikleri belirsiz kremler veya farklı sıvılar ekleniyor. Böyle olunca vatandaş stokçuluğa yöneliyor, haksız kazanç peşinde koşanların mallarını almak zorunda kalıyor" ifadelerini kullandı.

"En büyük sorumluluk vatandaşa düşüyor"

En büyük sorumluluğun vatandaşa düştüğünün altını çizen Palandöken, "Bu noktada bakanlıkların yanı sıra en büyük sorumluluk vatandaşa düşüyor. Belgesi olmayan, değişim ve iade hakkı vermeyen esnaf ya da ticarethaneden ürün alınmamalı. Aynı durum internet sitelerinde de mevcut. Sipariş edilen ürün geldiğinde beğenilmezse 'iade et' deniyor, fakat karşılaşılan manzaralar ortada. Vatandaşımızın çok dikkatli olması gerekiyor. Çadır indirimi, garaj indirimi, karanlık indirimi, cuma indirimi, pazar indirimi gibi söylemlere itibar edilmemeli. Esnaf, iş yerinde vatandaşın sağlıklı, ucuz, kaliteli ürünü makul kâr oranıyla almasını sağlamalı. Ama en önemlisi vatandaş da kendi otokontrolünü yapmalı" değerlendirmesinde bulundu.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *