Türkiye'nin dört bir yanında peş peşe yaşanan depremler, konut piyasasındaki tercihleri de kökünden değiştirdi. Artık vatandaşlar, ev alırken sadece konumuna veya fiyatına değil, en çok "güvenli" olup olmadığına bakıyor. Bu yeni ve haklı endişe, ikinci el konut piyasasında tarihi bir hareketliliği de beraberinde getirdi.
EN BÜYÜK SEBEP "DEPREM KORKUSU": ESKİYİ SAT, YENİYE GEÇ!
Türkiye Gazetesi'nin haberine göre, sektör temsilcileri, piyasadaki bu hareketliliğin arkasındaki en büyük nedenin "deprem korkusu" olduğunu belirtiyor.
"Neredeyse ülkenin her bölgesinde depremler yaşanıyor. Özellikle İstanbul risk altında. Bu nedenle çoğu vatandaş, eski dairelerinden kurtularak yeni ve güvenilir konutlara çıkmaya başladı."
Bu durum, piyasada "eskiyi sat, yeni eve geç" olarak adlandırılan yeni bir trend başlattı.
STOKLAR PATLADI: SATILIK KONUT SAYISI 636 BİNE ULAŞTI
Bu yeni trendin, satılık konut stoklarına yansıması ise inanılmaz oldu.
Yılbaşında: Yaklaşık 500 bin olan satılık ikinci el konut sayısı,
Sadece 8 Ayda: %27 artarak 636 bin sınırına ulaştı.
Ankara Zirvede: Bu stok artışının en belirgin hissedildiği şehir ise, yılbaşından bu yana satılık konut stokunun %32 oranında yükseldiği Ankara oldu.
ALICININ PAZARLIK GÜCÜ ARTTI
Piyasadaki bu "arz fazlası", yani satıcı sayısının alıcı sayısını geçmesi, yeni ev alacaklar için ise bir avantaja dönüştü. Sektör temsilcileri, "Konutunu satmak isteyenlerin sayısı, alıcıların talebini geride bırakıyor. Bu da her geçen gün büyüyen bir stok baskısı oluşturuyor. Bu durum, alıcı tarafında fiyat pazarlıklarını güçlendiriyor," değerlendirmesini yapıyor.
FİYATLAR DÜŞER Mİ? GÖZLER YENİ KONUT ÜRETİMİNDE
Uzmanlara göre, hem satılık hem de kiralık konutlardaki fahiş fiyatların düşmesinin tek bir anahtarı var: Yeni konut üretimi. Bu konuda hükümetin de harekete geçtiği ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nın, TOKİ ve Emlak Katılım aracılığıyla yeni bir konut seferberliği başlattığı belirtiliyor. Sektör temsilcileri, kamu öncülüğündeki bu adımların özel sektörü de cesaretlendireceğini ve "üretim artarsa, fiyatların da düşeceğini" öngörüyor