KONYA HABER
Konya
Açık
25°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
40,9587 %0,61
47,9564 %0,68
4.382,69 % -0,02
Ara
BBN Haber Ekonomi TÜİK verilerinde 23 Nisan'ın acı bilançosu

TÜİK verilerinde 23 Nisan'ın acı bilançosu

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, çocuklara armağan edilen en özel günde kutlanırken, TÜİK verileri Türkiye’de her 10 çocuktan 4’ünün yoksulluk veya sosyal dışlanma riskiyle karşı karşıya olduğunu ortaya koyuyor. İşte ayrıntılar...

KAYNAK: BBN
Okunma Süresi: 3 dk

Derin Yoksulluk Ağı’nın yaptığı araştırmaya göre Türkiye’de çocuklar yalnızca beslenme değil, giyinme hakkından da uzak kalıyor.

Çocukların ihtica ıkarşılanamıyor

0-18 yaş arasındaki 234 çocukla yapılan saha çalışmasına göre, her iki çocuktan biri yeterli iç çamaşırına sahip değil; yüzlercesi ayakkabı, pantolon ve tişört ihtiyacının karşılanamadığı ortaya çıktı.

TÜİK rakamları sıkıntıyı gösteriyor

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ve Derin Yoksulluk Ağı’nın (DYA) verileri, milyonlarca çocuğun yalnızca beslenme ya da barınma değil, temel bir ihtiyaç olan giysiye erişimde de ciddi sıkıntılar yaşadığını gösteriyor.

Yoksulluğun en görünür hali: Giysisizlik

TÜİK’in 2024 verilerine göre, 15 yaş altı çocukların yüzde 9,2’si yeni giysiye, yüzde 9,4’ü ise düzgün iki çift ayakkabıya sahip değil. Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) ülkede yoksul çocuk sayısının 9 milyon 590 bine ulaştığını belirtiyor. Bu sayı, Türkiye’yi OECD ülkeleri arasında çocuk yoksulluğunda ikinci sıraya yerleştiriyor.

Saha araştırmasından çarpıcı veriler ortaya çıktı

Cumhuriyet'te yer alan habere göre DYA, TÜİK verilerini sahada somutlaştırmak amacıyla, İstanbul'da çoğunlukla asgari ücretle geçinen ya da sosyal yardımlarla yaşamını sürdüren 90 hanede yaşayan, 0–18 yaş arası 234 çocukla birebir görüşmeler yaptı.

Elde edilen veriler çarpıcı:

129 çocuk yeterli iç çamaşırına sahip değil.
158 çocuğun pantolonu, 148 çocuğun tişörtü yok.
192 çocuğun düzgün bir çift ayakkabısı bulunmuyor.

Ekonomik yetersizliğin olumsuz çıktısı duygusal ve sosyal kırılma

Araştırma yalnızca fiziksel ihtiyaçları değil, çocukların duygusal ve sosyal kırılmalarını da gözler önüne seriyor. Giysi eksikliği nedeniyle okula gitmek istemeyen, sosyal etkinliklerden uzak duran çocuklar zamanla özgüven kaybı yaşıyor ve eğitimden kopma riskiyle karşı karşıya kalıyor.

DYA Kurucusu Hacer Foggo, bu dramatik tabloya dikkat çekerek, 23 Nisan etkinliği için beyaz gömlek alamayan bir annenin yardım çağrısını örnek veriyor. Foggo, “Etkinliklere kıyafet yetersizliği nedeniyle katılamayan çocukların oranı yüzde 8,7. Bu oranlar, giysisi olmayan çocukların gözyaşlarıdır” ifadelerini kullanıyor.

"Kızım giyemediği için okula gitmek istemiyor"

Araştırmaya katılan ailelerin ifadeleri, giyim ihtiyacının artık bir lüks haline geldiğini ortaya koyuyor:

“İki kızım var. Kiradayım, tek başıma mücadele ediyorum. Günlük ne pişireceğimizi düşünüyorum. Kıyafet almak artık hayal.”

“Ayakkabım yoktu, ablamın terliğini giyip çıktım. Mahallede utanıyorum.”

“Çocuklarımın beden ölçüsünü bilmiyorum. Yıllardır yeni kıyafet almadım. Genelde çöpten ya da bağışlardan giyiniyoruz.”

“Kızım ergenliğe girdi. Kıyafeti olmadığı için bazı günler okula gitmek istemiyor. Pazardan ikinci el bulabilirsem, bütçeme yetiyorsa alıyorum.”

"Nesiller boyunca süregelen bir kısır döngünün hikayesi"

Araştırma, bu tablonun yalnızca bugünü değil, çocukların geleceğini de tehdit ettiğini ortaya koyuyor. Eğitimden uzaklaşma, sosyal dışlanma, çocuk işçiliği ve erken yaşta evlilik gibi riskler, giyinme hakkının çok ötesinde, daha derin sorunlara işaret ediyor. DYA’nın vurguladığı gibi:

“Bu sadece bir kuşağın değil, nesiller boyunca süregelen bir kısır döngünün hikayesi.” Ekonomim

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *