Fahrettin Altun: Dijital dönüşüm, medya ve adaletin geleceğini şekillendiriyor
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından yayımlanan "Ayın Tarihi" dergisinin yeni sayısında, "Dijital Dönüşüm Sürecinde Medya ve Adalet" konusu masaya yatırıldı.
Dergide "Dijital Dönüşüm Sürecinde Adalet ve Hakikat Mücadelesi" başlığıyla bir yazı kaleme alan İletişim Başkanı Fahrettin Altun, teknoloji ve bilişim alanındaki gelişmelerle birlikte bilginin toplanması, işlenmesi ve aktarılmasının hızlandığını vurguladı.
Bu gelişmelerin, mevcut hukuk sistemini zorladığını belirten Altun, klasik hukuk kurallarının dijital çağın ihtiyaçlarına yanıt vermekte yetersiz kaldığını ifade etti. Altun, bu durumun sonucunda bilişim hukukunun bağımsız bir hukuk dalı olarak ortaya çıktığını belirtti.
İletişim teknolojisinin dinamik yapısı nedeniyle bilişim hukukunun çerçevesini belirlemenin zor olduğunu dile getiren İletişim Başkanı Altun, "Bilişim suçlarına bakan ceza hukuku, adli bilişim, elektronik ticaret hukuku, kişisel verilerin korunması hukuku, elektronik haberleşme hukuku, internet hukuku gibi hukuk dallarının bu kapsamda olduğunu söylemek mümkündür." değerlendirmesinde bulundu.
Bilişim hukukunun Türkiye'de de çağın şartlarına göre geliştirilmesi ve uygulanması gerekliliğine işaret eden İletişim Başkanı Altun, şunları kaydetti:
"Gelişmiş iletişim teknolojisi altyapısının yanı sıra genç ve eğitimli nüfusa sahip ülkemiz, dünya ortalamasının üzerinde bir sosyal medya kullanıcısı oranına haizdir. Bu durum siyaset, sosyoloji, ticaret, eğitim, kültür ve sanat başta olmak üzere birçok alanda bilgi ve enformasyonun hızlı, ucuz ve kolay bir şekilde kamuoyunda yayılmasına olanak sağlarken aynı zamanda kötü niyetli odakların manipülatif kullanımıyla amaçlarına hizmet aracı hâline de gelebilmektedir. Ne yazık ki sosyal medya, bazı toplumsal ve siyasal olaylarda kitleleri provoke etmek amacıyla terör örgütleri ve Türkiye düşmanları tarafından kaos amaçlı pek çok içerik ve yalan haber servis edilerek algı operasyonları için kullanılabilmektedir.
Yakın tarihimiz ne yazık ki sosyal, siyasal ve ekonomik hayatımızı hedef alan pek çok saldırı örneğiyle doludur. Gezi olaylarında, terörle mücadelede, sınır dışı askerî operasyonlarımızda Türkiye ile uzaktan yakından alakası olmayan görüntülerin ülkemizle ilişkilendirilerek algı operasyonları yürütülmesini yaşadık."
"Sosyal medyada teyit edilmemiş hiçbir bilgiye güvenilmemeli"
İletişim Başkanı Fahrettin Altun, kriz ve afet dönemlerinde sosyal medya üzerinden yayılan bilgi kirliliğinin tehlikelerine dikkat çekti. Kahramanmaraş merkezli depremler sırasında bu tür yanlış bilgilerin insan canı üzerinde ne kadar olumsuz sonuçlar doğurabileceğini vurgulayan Altun, 2023 Genel Seçimleri döneminde de benzer manipülasyonlara tanık olduklarını ifade etti. Altun, sosyal medya aracılığıyla yayılan manipülatif yalanların, vatandaşların özgür iradesini engelleyerek adil ve şeffaf bir rekabet ortamını, dolayısıyla demokrasiyi tehdit ettiğini belirtti.
İletişim Başkanı Altun, "Tüm bu kötücül yaklaşıma karşı hakikat mücadelesi vererek ülkemizin bu olaylardan başarıyla çıkmasını sağladık." ifadesini kullandı.
Yapay zekâ ile daha vahim bir hâl alması beklenen bu kötücül çabalara karşı her türlü tedbiri aldıklarını ve gerekli kurumsal altyapıyı güçlendirdiklerini vurgulayan İletişim Başkanı Altun, "Başkanlığımız bünyesinde kurulan Dezenformasyonla Mücadele Merkezinin faaliyetleri bu alanda öne çıkarken kurumsal yayınlarımız ve organizasyonlarımızla da hakikatin iç ve dış kamuoyunda bilinmesi ve yaygınlaşması için bütüncül bir yaklaşımı benimsiyoruz." ifadelerine yer verdi.
İletişim Başkanı Altun, küresel çatışmaların her alanda yayıldığı bir dönemde siber tehditlere karşı da Türkiye'nin uygun tedbirleri alma sorumluluğunu çağın gereği olarak yerine getirdiğini kaydetti.
İletişim Başkanı Altun, sosyal medyanın toplumsal zararlara yol açmasının önlenmesi ve hakikat mücadelesinin yanı sıra vatandaşların bireysel haklarının korunması için devletlere büyük sorumluluk düştüğünü vurguladı. Altun, kamu otoritesinin aynı zamanda sosyal medyanın suç mahalline dönüşmesini engelleme sorumluluğuna da dikkat çekti.
Sanal mecralarda farkında olarak ya da olmayarak ciddi suçlar işlenebildiğini ifade eden İletişim Başkanı Altun, suç olduğu bilinen hakaretler, tehditler ve itibar suikastlarının, kendilerine ulaşılamayacağı düşüncesiyle kişiler tarafından kendi hesapları ya da sahte hesaplarla çekinmeden yapılabildiğini belirtti.
Sosyal medyanın, farklı yöntem ve argümanlar kullanılarak sahtekarlık ve dolandırıcılıklara açık bir ortam da sunabildiğine işaret eden İletişim Başkanı Altun, buna ilişkin İletişim Başkanlığı ve CİMER adı kullanılarak kredi kartı aidatlarının iadesinin yapılacağı yönündeki dolandırıcılık yöntemini örnek olarak verdi.
Gerekli önlemlerin alınarak, vatandaşların böyle bir uygulamanın olmadığı yönünde uyarıldığını belirten İletişim Başkanı Altun, şunları kaydetti:
"Ancak aslolan, sosyal medyada teyit edilmemiş hiçbir bilgiye, ürüne ve kişiye güvenilmemesi gerektiğinin herkes tarafından bilinmesidir. 2020 yılında kabul edilerek yürürlüğe giren kamuoyunda 'sosyal medya düzenlemesi' olarak bilinen 7253 sayılı 'İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun' ile devletimiz, vatandaşlarımızın her alanda olduğu gibi haklarının bilişim alanında da korunması için gerekli mevzuat düzenlemesini gerçekleştirmiştir. Suça karşı hukuki yaptırım uygulanabilmesi için yapılan değişiklikle belirli sosyal ağ sağlayıcılarına Türkiye'de temsilci bulundurma zorunluluğu getirilmiştir."
İletişim Başkanı Altun, her alanda olduğu gibi adaletli ve meşru bir zeminde bilginin paylaşıldığı iletişim ortamının sağlanması için en üst düzeyde hakikat mücadelesini sürdüreceklerini ifade etti.
Kaynak:BBN
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.