Asgari Ücret Tespit Komisyonu, ilk toplantısını 10 Aralık'ta gerçekleştirdikten sonra ikinci toplantısını bugün Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ev sahipliğinde yaptı. Toplantı, saat 14.30'da başladı ve basına kapalı olarak yaklaşık bir saat sürdü.
Toplantıya işçi tarafını Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ), işveren tarafını ise Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) temsil etti. TÜRK-İŞ heyetine Genel Başkan Yardımcısı Ramazan Ağar, TİSK heyetine Genel Sekreter Akansel Koç, hükümet heyetine ise Çalışma Genel Müdürü Mehmet Baş başkanlık etti.
Asgari ücret rakamı açıklanmadı
TÜRK-İŞ Genel Başkan Yardımcısı Ramazan Ağar, Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nun ikinci toplantısı sonrasında basın açıklaması yaptı. Ağar, "Asgari ücret görüşmelerinde işçi temsilcisi olarak bugün yine asgari ücretle geçinilmediğini, insanlarımızın ev kirasını, mutfağını, çocukların ihtiyaçlarını karşılayamadığını, geçmiş yıllarda yapmış olduğumuz toplantılarda dördüncü toplantıya kadar herhangi bir ücretin belirlenmediğini, dolayısıyla son açıklama saatine 10 dakika kala rakam söylendiğini ve açıklama yapıldığını söyledik. Dolayısıyla hiçbir yaptırım gücümüzün olmadığını söyledik. Bunun karşılığında gerek işveren temsilcilerine gerek hükümet temsilcilerine 'Bir rakam açıklayın, bu rakamı kamuoyuyla paylaşalım, kamuoyunda bu rakamları gündeme getirelim, ona göre bir yol çizelim' dedik. Ancak rakam açıklanmadı. Bize şu söylendi; 'Toplu iş sözleşmesinde rakam getiriyorsunuz.' Elbette ki getiriyoruz. Toplu iş sözleşmesi pazarlık masası, toplu iş sözleşmesi müzakere masası; asgari ücret pazarlık masası değil. Asgari ücretle çalışan insanların başlangıç ücretinin belirlendiği bir ücrettir. Dolayısıyla toplu iş sözleşmeleri aylarca sürer. Aylarca masada müzakere yapılır ve sonuçta bir yere gelinir. Anlaşamadığın zaman, grev aşamasına kadar yolumuz var. Bugün 8 milyon iş gücüne katkısı bulunan asgari ücretlinin konusunu, Türkiye'de örgütlüden kat kat fazla asgari ücretle çalışan arkadaşlarımızın sıkıntılarını görüşüyoruz. O nedenle ülkede yaşam şartları belli. Bunu dikkate alınarak ücretin belirlenmesi lazım. Sayın Hazine ve Maliye Bakanımız, 'kötü günler geride kaldı' diyor. Kötü günlerin geride kalması elbette ki Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını mutlu eder. Madem kötü günler geride kaldıysa bu güzel günlerden, iyi günlerden biz de faydalanmak istiyoruz. Dolayısıyla gelecek güzel günlerde, bu asgari ücretli vatandaşımızın yüzünü güldürelim. Evlerinin kirasını verebilsinler. Çocukların ihtiyaçlarını karşılayabilsinler. Mutfaktaki tencerelerini kaynatabilsinler. Bunları görüştük, bunları tartıştık" dedi.
'İŞÇİLERİMİZ NASIL GEÇİNEMEDİKLERİNİ ANLATTILAR'
Ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Ağar, bir gazetecinin, 'İşçiler bu toplantıda söz aldı mı?' sorusuna, "İşçilerimiz, çalışan arkadaşlarımız, birinci toplantıda da nasıl geçinemediklerini anlattılar. Yine bu toplantıda da görüşlerini anlattılar, söz aldılar. Benim bu söylediklerim de arkadaşlarımın görüşleri. Bunlardan sonra bize bir belge verecekler; 'Biz şu asgari ücreti talep ediyoruz. Bundan gerisini biz kabul etmiyoruz' diyecekler. Öyle bir belgeyi daha bize vermediler. Onu da bekliyoruz" diyerek yanıt verdi.
'SÜRECİN UZAYACAĞINI ZANNETMİYORUM'
Ağar, bir gazetecinin, 'Geçen hafta komisyonu 3 toplantıda sonlandırmayı düşündüğünüzü dile getirdiniz. Ama bu toplantıda bir rakam gelmedi. Süreç uzar mı?' sorusuna da "Sürecin uzayacağını zannetmiyorum. Üçüncü toplantıda biteceğini tahmin ediyorum. Burada üçüncü toplantıdan önce bir rakamı belirlenmesini bir daha sizin huzurunuzda talep ediyorum. Ayrıca basın ne hükümete ne işveren temsillerine hiçbir rakam sormuyor. Gündemde sürekli 'TÜRK-İŞ niye rakam açıklamıyor?' Niye söylemiyoruz? Rakam söylediğimiz zaman işin altında kalırız. Bir daha söylüyorum. Para veren taraf değiliz. Para isteyen tarafız" cevabını verdi.
'GEÇİNEBİLECEK BİR ÜCRET TALEP EDİYORUZ'
Ağar, 'Enflasyonun üzerinde bir beklentiniz olduğu doğru mu?' sorusuna da şöyle yanıt verdi:
"Şu anda bir rakam söylenmediği için bir şey demiyoruz. Beklentimiz elbette ki var. Aklımızda mutlaka bir şey var, biz de sonuçta boşa gelmiyoruz. Çalışarak geliyoruz. Ama o insanların yaşadığı şartları hepimiz biliyoruz. O nedenle şu anda gerçekleşen ya da gerçekleşmeyen enflasyonda değiliz. Geçinebilecek bir ücret talep ediyoruz. O ücreti de hükümetin veya işverenlerin söylemesini talep ediyoruz."
